
CSU Asesoft Ploiesti: Müzesinde eski formatıyla 2005 yılında
kazandığı Euro Cup kupası bulunduran Ploesti geçtiğimiz
sezon Eurochallenge’a grup aşamasında veda etti. Ülkelerinde son 10 yılda 9 şampiyonlukları
var; ama yurt dışında 2005’teki başarıyı tekrarlayabilmiş değiller. Kupayı kaldıran
takımda yer alan kaptan Catalin Burlacu ilerleyen yaşına rağmen hala 40 dakikaya
yakın oyunuyor ve takımın en etkililerinden. Geçtiğimiz ay Finlandiya ile Eurobasket2013’te
dikkat çeken Gerald Lee ise onun pota altındaki yükünü azaltmaya çalışacak. Geçen
sezonki play-off serisinin yıldızı Ganalı Alhaji Mohammed de skor yükünü
çekmekte. 3 numara için alınan Jonte Flowers’ın takıma katkısı ise sıralamadaki
yerlerini belirleyecek. Yine de böyle bir grupta Romen ekibinin zirveyi zorlaması
mümkün değil gibi. Üçüncü olup bir üst tura yükselmeleri bile onlar için önemli
başarı olur.
Hapoel
Migdal Jerusalem: 21 yüzyılın ilk yıllarında Saporta ve Euru Cup’ta başarılı
sonuçlara imza atan İsrail temsilcisi, sonrasında düzenli olarak Avrupa kupalarına
katılan sıradan bir takım haline geldi. Geçen sezonki hayal kırıklığı sonrası
bu sezon kadroya yeni isimler ilave edildi. İsrail basketbolunun önemli
isimlerinden Yanniv Green ve Yotam Halperin ile sözleşme imzalayan ekip, Olin
Edirne’den tanıdığımız Belarus Parakhouski’yi de kadrosuna kattı. Euroleague
tecrübeli Amerikalılar Ronald Dupree ve Derwin Kitchen’ın da eklendiği kadroda,
genç İsrailli Adam Ariel’den de çok şeyler bekleniyor. Kısacası beklenti büyük;
ama takım çok yeni. Şaşırtmadan ilk 2’yi zorlayacağı gibi beklenmedik şekilde
ilk turdan elenebilirler.
Lukoil
Academic Sofia: 11 senedir Bulgar lig şampiyonluğunu kimseye bırakmayan Lukoil, Avrupa arenasının ise klasik loser’larından biri. Olin’den tandığımız Filip
Videnov'un takıma katılması önemli bir artı olsa da, takımı bir level yukarı taşıyacak
başka oyuncuları yok. Şans vermediğim ekiplerden.
Igokea Aleksandrovac: Kadrosundaki Sırp ve Karadağlı isimler ile pek
Boşnak ekibi görünümü vermese de, geçtiğimiz sezonun Bosna şampiyonu Igokea. Aynı
zamanda geçtiğimiz sezon Adriyatik Ligi’ni normal sezonda lider kapatıp yarı finalde Partizan’a elendiler. Her ne kadar kadrodaki önemli isimlerden Hammonds,
Edwards, Joksimovic’i kaybetseler de, Jorovic en önemli skor gücü olarak kadroda
korunmakta. Kağıt üzerinde isim isim baktığımızda önemli bir tecrübe eksikleri
göze çarpıyor. Aynı zamanda pota altında da zorlanacaklar gibi. Yine de geçen
seneden yakaladıkları ivme ve taraftarın itici gücü ile kolay lokma olmayacaklardır.
Çarşamba günü Karşıyaka Arena’da vitrine çıkacaklar.
Ve son olarak da Pınar Karşıyaka… Geçtiğimiz sezon kılpayı kaçan Eurochallenge şampiyonluğu sonrası takımın çoğunu değiştiren yeşil kırmızılılar, Dixon ve Diebler’i kadroda tutsalar da, yeni gelen isimlerle bir seviye yukarı çıkamadılar. Klasik rotasyonlarına Yunus, Egemen, Mutlu gibi "oyuna girse de sırıtmayacak" isimlerin eklenmesi rotasyonu genişletse de, Leo Lyons gibi “parkenin hangi yarısında patlayacağı belli olmayan bir bomba”nın kadroda bulunması en büyük dezavantajları. Birinin ona Jordan değil, sıradan bir 4 numara olduğunu söylemesi lazım. Pota altında Batista’nın tecrübesi ile gelen artıları daha iyi bir 4 numara ile avantaja çevirmek daha akılcı olabilir. Sezon başı itibariyle dış şuta dayalı bir basketbol oynayacağa benzeyen KafKaf, bu yönde Dixon, Diebler,Can, Yunus, İnanç, Barış gibi şutörlere sahip. Yalnız Ufuk Hoca’nın pota altına yönelik de birkaç düşüncesinin olması gerekiyor. İçeride Batista gibi basketbol zekası ve tekniği yüksek bir uzun varken kullanmak lazım. Zamanla daha iyiye gidecektir diye umuyorum. Egemen’in kadroya monte edilmesi de diğer önemli konu. Pınar Karşıyaka 2. olarak gruptan çıkmalı; ama şüphelerim de yok değil.
Gün galibiyet günü. Saldır Kaf Kaf!
YanıtlaSil