30 Temmuz 2015 Perşembe

Genç Milliler savunmayla göz doldurdu

Avrupa Gençler Basketbol Şampiyonası'nda ikinci tur maçları bugün sona erirken, U18 Milli Takımımız grup liderliği maçında Litvanya'yı 73-67 yenerek grup lideri olarak çeyrek finale yükseldi. Anadolu Efes'in genç yeteneği Furkan Korkmaz'ın 22 sayı, 12 ribaunt, 5 top çalma, Ömer Yurtseven'in 14 sayı, 12 ribaunt; Berkan Durmaz ve Enes Taşkıran'ın da 12'şer sayıyla galibiyette önemli roller oynadığı genç millilerimizin çeyrek finaldeki rakibi ise E Grubu dördüncüsü Sırbistan oldu.
 
 
Genç Milli Takımımız turnuva boyunca zaman zaman farklı galibiyetlere imza atsa da, yer yer savunma anlamında eleştirilere maruz kaldı. Her ne kadar baskılı savunma sonrası top çalmalarla dikkat çeken bir ekip olsak da, set savunmasında kolay geçilmemiz ve basit sayılar yememiz; zaman zaman ise savunma konsantrasyonunun kaybolması gençlerimizin ileride geliştirmesi gereken unsurlar olarak ön plana çıktı. Gençlerimiz ise tüm bu eleştirilere en güzel cevabı istatistiklere yansıttıkları savunma başarılarıyla verdiler. Bugüne kadar oynanan 6 maçta potamızda gördüğümüz 61.7 sayı ile turnuvanın en az sayı yiyen üçüncü takımı olan Türkiye, karşılaştığı ekipleri, 3 sayı çizgisi gerisinden yaptığı savunma ile %17.8'lik bir üç sayı yüzdesinde tutmayı başardı. Bunların yanında, yine özellikle ön alanda baskılı savunma kaynaklı kapılan toplar ve maç başına 12.3 top çalma ile bu istatistikte turnuvanın en iyisi olan milliler, maç başına 4.7 blok ortalaması yakalayıp yine zirveye çıkarak savunmadaki etkinliklerini bir kez daha kanıtlamış oldular. Ha unutmadan, tüm bu istatistikleri yaparken maç başına sadece 17.7 faul yapan genç milli takımımız böylece bu alanda Fransa'dan sonra en az faul yapan ekip olmayı başardı.

26 Temmuz 2015 Pazar

Bir geleneği değiştirecek isim: Ömer Utku Al

Türk basketbolunda, en iyi zamanlarda bile süregelen oyun kurucu ve asist yapan oyuncu eksikliği birçok kez Avrupa ve Dünya şampiyonalarında bir seviye yukarı çıkmamıza engel olmuştur. 90'ların sonundan itibaren Orhun Ene, Kerem Tunçeri, Ender Arslan gibi isimlerin sürüklediği 1 numara pozisyonumuz, en başarılı olduğumuz turnuvalarda dahi zayıf karnımız olarak dikkat çekerken, birçok kez de turnuvaların en düşük asist ortalaması yakalayan takımlar arasında yer almışızdır. 2001 Avrupa ikinciliğimizde Orhun'un yokluğunda birçok maçta Hidayet'i 1 numaraya çektiğimizi, Kerem'in sakatlığında yaşadığımız oyun kurucu sıkıntılarını, zaman zaman Sinan'dan 1 numara yaratmaya çalıştığımızı hepimizi hatırlarız.


Geçtiğimiz U16 Avrupa Şampiyonası'nda yarı final yapan milli takımımızda dikkat çeken isimler arasında yer alan oyun kurucu Ömer Utku Al, turnuvanın asist kralı olarak bu geleneği sona erdirme yolunda önemli bir adım atmıştı. Turnuvayı 6.7 asist ortalamasıyla zirvede tamamlayan Ömer, top çalmada da 2.7 ile ikinci sırada yer almıştı.
 
Yaş gruplarında zaman zaman dikkat çeken istatistikler yakalamak mümkün tabiki. Önemli olan bu başarıyı tek turnuva başarısı olmaktan çıkarıp, sürekli hale getirebilmek. Bu seneki U18 Avrupa Şampiyonası, tam da bu yüzden, bir üst yaş kategorisinde mücadele edecek olan Ömer için önemli bir sınavdı. Turnuvada bizim de gözümüz, millilerimizin başarısı kadar, Ömer'in geçtiğimiz seneden gelen başarılı oyun kurucu yeteneklerini bir üst yaş kategorisine de taşıyıp taşıyamayacağında idi. İlk tur grup maçları sona erdiğinde 3 maçını da kazanarak grup lideri olarak ikinci tura yükselen milli takımımız maç başına ortalama 17.3 asistle turnuvanın en asistçi takımı olmakla birlikte, Ömer Utku Al da maç başına 6.3 asist ortalamasıyla asist krallığında zirvedeki yerini kimseye bırakmadı. 3 maçta ortalama 30 dakikada 7.7 sayı, 6.3 asist ortalaması yakalayan Ömer, 2 top çalma, %44 üç sayı isabeti ile de Furkan Korkmaz ile birlikte millilerimizi sürükleyen isimlerin arasında yer aldı.

19 Temmuz 2015 Pazar

Milliler İtalya'da madalya peşinde

İtalya'da devam eden Ümitler Avrupa Şampiyonası son gününde Ümit Milli Basketbol Takımımız Avrupa üçüncülüğü için Fransa karşısına çıkacak. Dün yarı finalde Sırbistan karşısında ilk iki çeyrekte verdiği 18-0 seri sonrasında toparlanamayan ve sahadan 58-81'lik ağır bir yenilgiyle ayrılan U20 Millilerimiz, en azından bir madalya ile Türkiye'ye dönebilmek için Fransa karşısında galibiyet kovalayacak. 


Turnuvaya hem geçen senenin şampiyonu, hem de bir alt yaş kategorisi şampiyonu olarak gelen Türkiye, ilk tur maçlarındaki performansıyla bekleneni veremese bile, hem gruptan lider çıkmayı başarmış; hem de İspanya maçına kadar sadece tek yenilgi ile ilerlemişti. İspanya'ya karşı alınan yenilgi ümit millilerimizin final yolunun çok da açık olmayacağını bir kez daha bize hatırlatırken, eksiklerimizi iyi etüt eden ve bunları da yarı final maçında iyi bir şekilde kullanan Sırbistan, hücum organizasyonumuzu gerektiği noktalarda başarılı şekilde tıkayarak bizi - belki de hakkımız olan - üçüncülük maçına itti. 

Üçüncülük maçındaki rakibimiz Fransa da bu noktaya gelinceye kadar bizimkine benzer bir performans sergiledi. İlk tur gruplarında alınan İtalya yenilgisi, tıpkı millilerimizin Slovenya mağlubiyeti gibi, hiç hesapta yoktu. Tabi bu yenilgi sonrası, turnuvaya muhteşem bir başlangıç yaparak 14.5 sayı, 4.3 rib ortalamaları yakalayan ve Fransız ekibinin en etkili ismi olarak dikkat çeken Axel Bouteille'in elinin kırılarak turnuvaya veda etmesi, mağlubiyetten daha ağır bir etki yarattı Fransızlar üzerinde. Yine de kolay rakiplerini rahat yenerek yoluna devam eden Horozlar, diğer iki yenilgilerini yine tıpkı millilerimiz gibi Sırbistan ve İspanya karşısında aldılar. 

18 Temmuz 2015 Cumartesi

2015 Draftinde Öne çıkan Oyuncuların Summer League Performansları

NBA Summer League’de sona yaklaşırken 2015 draftinde üst sıralardan seçilen oyuncuların performanslarını derlemek istedim. Her ne kadar summer league performansları aldatıcı olsa, oyuncuların NBA kariyerleri üzerine sağlam fikir telakkisinde bulunmak geçmişteki örnekler düşünüldüğünde oldukça zor gözükse de yine de bir şansımı denemek istiyorum.

 

Karl Anthony Towns:

Draftin bir numara seçimi yaz liginde gösterdiği performansla beş numara pozisyonunda sırasıyla 3 ve 6. sıralardan seçilmiş Jahill Okafor ve Willie Cauley-Stein’in gölgesinde kaldı desem yanlış olmaz. Timberwolves’da Pekovic gibi bir uzunun varlığında ilk beş çıkmasını pek beklemiyorum. Özellikle bir uzuna göre saha içi isabet yüzdesi (%39.6)oldukça düşük. Yaz liginin seviyesinde fena bir ribauntçu olarak gözükmedi. NBA’de ilk beş başlaması için post oyunu dışında orta mesafe şutunu geliştirmeli. Yine de Pekovic’in sakatlık problemlerinden çok çektiği düşünüldüğünde istediği süreleri yakalayabilir.

D’Angelo Russell:


Draftin iki numara seçimi Lakers formasıyla çıktığı 5 maçta yaptığı top kayıplarıyla dikkat çekse ve gösterdiği performansla kendisiyle aynı pozisyonu paylaşacak Jordan Clarkson’ın nispeten gölgesinde kalsa da saf bir numara. Jeremy Linn’in de takımdan yaz döneminde takımdan ayrılmasıyla büyük olasılıkla ilk beşe yerleşecektir. Yaz liginde yakaladığı istatistikler düşünüldüğünde pozisyonuna göre son derece iyi ribaunt ortalaması yakaladığını belirtmek yerinde olur. Mutlaka yayın gerisinden daha yüzdeli şut kullanması gerekiyor. Üçlük atışlarda yakaladığı yüzde yerlerde sürünüyor. Ama dediğim gibi Lakers için aranılan bir parça. Gerek oyunun iki yönünü oynayabilmesi gerektiğinde takımı oynatabilmesi en büyük artısı. NBA’de Lakers formasıyla yaz liginde sergilediği performansın üstüne çıkacaktır.

Carmelo Anthony rekoru kaçırdı

NBA yıldızları her zaman parkede rekor kırmıyorlar. Zaman zaman kendilerini magazin dünyasında görüyor, yakalıyoruz. NewYork Knciks'in süper yıldızı Carmelo Anthony de ilginç bir dünya rekoru denemesine imza atmış. Nickelodeon TV için "30 saniyede en fazla High-Five yapma" rekorunu deneyen Melo, ilginç görüntülere imza atsa da, çocukların kollarına takılan bileklikler yoluyla yapılan sayım sonrası 120'de kalarak, 129 olan hedefe ulaşamayıp rekoru kırmayı başaramamış. İzleyelim. 

Karadeniz'in bir kıyısından diğerine

Bu sezona Trabzonspor Medical Park'ta başlayıp, sezon ortasında NSK Eskişehir Basket'e transfer olan ABD'li oyun kurucu Jerome Randle, bu sefer de Karadeniz'in diğer tarafına geçip soluğu Ukrayna'da aldı. Randle'ın, Ukrayna vatandaşlığına geçme sürecinin tamamlanması sonrasında 2015 Avrupa Şampiyonası'nda Pooh Jeter'in yerine Ukrayna Milli Takımı'nda yer alacağı kesinleşti. 


Daha önce Türkiye'de Aliağa Petkim ve Türk Telekom formaları giyen Jerome Randle, 2012'de ise bir süre Azovmash Mariupol formasıyla Ukrayna basketboluyla tanışmıştı. Randle geçtiğimiz sezon ise son olarak forma giydiği NSK Eskişehir Basket'te 15.8 sayı, 5 asist ortalamaları yakalamıştı. 

16 Temmuz 2015 Perşembe

Nostalji: Shaq yeni bir istatistik kategorisi yaratıyor: Broken Backboards (Video)

Shaquille O'Neal'ın çaylak sezonu... Orlando Magic Phoenix Suns deplasmanında... Çemberden seken topu smaçla tamamlayan Shaq potayı kırıyor ve takım arkadaşı Skiles'ın smaç basabileceği bir seviyeye getirerek oyunun durmasına neden oluyor. Yayıncı kuruluş ise istatistik kategorisine hemen yeni bir kolon daha açıyor. Beraber izleyelim...

15 Temmuz 2015 Çarşamba

Pınar Karşıyaka Sil Baştan

 

TBL’de geçtiğimiz sezonu şampiyon olarak tamamlayan ve önümüzdeki yıl Türkiye’yi Euroleague'de temsil etmeye hak kazanan Pınar Karşıyaka kadrosundan önemli oyuncuları kaybetti. Başta final serisinin ardından Türk pasaportu alan ve Fenerbahçe Ülker’e giden Bobby Dixon olmak üzere yabancı rotasyonunun Kenny Gabriel dışında ana parçalarının hemen hepsi yüksek ücretler karşılığında Türkiye ve Avrupa’dan diğer takımlara transfer oldu. Bunun yanında Türk rotasyondan Soner Şentürk, Egemen Güven ve İnanç Koç dışında tüm parçaları kaybeden kulüp geçtiğimiz yılı Armani Milano’da Hackett’in yedeği olarak geçiren oyun kurucu Joe Ragland yanı sıra Galatasaray’dan Justin Carter Williams ve Laboral’den Colton İverson ile sözleşme imzaladı.


Giden oyuncuların kalitesi ve yakaladıkları uyum düşünüldüğünde Pınar Karşıyaka’yı önümüzdeki yıl zorlu bir süreç bekliyor. Yapılan transferlerden hepsinin euroleague deneyimi olsa bile Justine Carter ve Joe Ragland ikilisinden Dixon ve Strawberry’den alınana verimi beklemek kâğıt üzerinde biraz zor. Justine Carter atletik özellikleri oldukça gelişmiş bir oyuncu olsa da şut ritmi bulamadığı maçlarda potaya gidişlerde sıkıntı yaşayan bir oyuncu. 28 yaşındaki Amerikalı iş ahlakını üst düzeyde tutan gerek hücum gerekse savunmada takımına gereken katkıyı sağlamak adına elinden geleni yapsa da yetenekleri sınırlı. Özellikle oyunu okuma yönünden zayıf oluşu, fiziksel özellikleri ve istikrarsız şutuyla Srawberry’nin boşluğunu doldurması oldukça zor.

Joe Ragland ise geçtiğimiz yılı Milano’da Hackett’in yedeği olarak geçirdi. Maç başına 19 dakika gibi bir süre alan oyuncu takımı oynatmaktan ziyade gerek şut gerekse birebirler üzerinden sayı üretmeyi tercih eden yapısıyla takım oyununa ne yatkınlık gösterecek bilinmez. Bu noktada bir parantez açıp geçtiğimiz yıl Armani Milano’nun oyun yapısının genellikle oyuncuların kişisel yeteneklerine bağlı olduğunu ve sayı opsiyonlarını takım olarak birebirler üzerinden bulmayı tercih ettiklerini belirtmek  yerinde olur. Ama Ragland’ın gerek NCAA gerekse profesyonel kariyerine baktığımızda Dixon’a kıyasla takıma ribaunt ve asist katkısı olarak daha az katkı sağlayan bir oyuncu olduğunu söylemek yerinde olur. Kariyeri boyunca oyunu Bobby Dixon kadar domine etmeyen oyun kurucunun Pınar Karşıyaka’nın tempolu basketbol anlayışıyla örtüşeceği ise bir gerçek.

14 Temmuz 2015 Salı

Üniversite oyunlarında şampiyon ABD

Güney Kore'de düzenlenen Gwangju 2015 Dünya Üniversite Oyunları'nda basketbolun en büyüğü hem erkekler hem de kadınlarda Amerika Birleşik Devletleri oldu. Erkeklerde final maçında Almanya'yı iki uzatma sonunda 84-77 yenen ABD, kadınlarda ise Kanada'yı zorlanmadan 82-63 ile geçti. 


Erkeklerde normal süresi 66-66, ilk uzatma süresi 73-73 biten maçın ikinci uzatma periyodunda rakibine 11-4'lük üstünlük sağlayan Birleşik Devletler'de Wayne Selden 2/11 üç sayı yüzdesine rağmen 22 sayı, 9 ribaunt, Perry Ellis 19 sayı, 10 ribaund ve Frank Mason 18 sayı, 9 ribaunt, 6 asist ile şampiyonluğun mimlarları oldular. 

Kadınlarda ise yarıfinalde Japonya karşısında çok zorlanan ABD, finale kadar çok rahat maçlar çıkaran Kanada karşısında zorlanmadan farklı bir galibiyet elde etti. Maçın başında üstünlüğü elde eden ABD'de Aerial Powers 27 say, 9 ribaunt ile galibiyetin mimarı olurken, Courtney Williams da 15 sayı, 10 ribaunt ile mücadele etti. 

Üniversite Milli Takımımız ise 15-16.lık maçında Çin'i 83-78 mağlup ederekek turnuva 15.si oldu. Millilerimizin en etkili ismi 28 sayı, 25 ribaunt ile pota altında krallığını ilan eden Sertaç Şanlı oldu. 

13 Temmuz 2015 Pazartesi

Fiba’nın Yeni Euroleague Planı

Fiba önümüzde sezondan itibaren euroleague yerine 16 takımdan oluşacak yeni bir lig kurmanın hesaplarını yapıyor. Bu anlamda Fiba yetkilileri Avrupa’nın önde gelen kulüpleriyle görüşmelere başladı. Geçtiğimiz hafta Uleb organizasyonu yetkilileri ve euroleague A lisansına sahip 11 takım teklifi görüşmek için kasım ayına dek ek süre talebinde bulundular. Ama Fiba kulüplere yaptığı açıklamayla takımların ağustos ayının sonuna dek görüş belirtmelerini istedi.
 
Fiba’nın kurmak istediği yeni ligde 16 takım bulunacak. Bunlardan 8’i euroleague A lisansına sahip Barcelona, Real Madrid, Panathinaikos, Olimpiakos, Fenerbahçe, Anadolu Efes, CSKA ve Maccabi. Bu takımlar dışında diğer takımlar eleme maçları oynayarak belirlenecek. Takımlar domestik liglerden bağımsız olarak Çarşamba ve Perşembe günleri maçları oynayacak. Format bu anlamda çok değişmeyecek olsa da Fiba’nın hedefi organizasyona katılan her takıma katılım bedeli olarak 10 milyon$  ödeyecek olması. Ayrıca televizyon, reklam ve sponsor gelirleriyle toplamda 100 milyon$’lık bir gelir havuzunun oluşması bekleniyor. Oysa geçtiğimiz yıl euroleague reklam ve televizyon yayınlarından toplamda 32 milyon$ bir gelir elde etmişti. Kısaca Fiba’nın teklifi takımlar için oldukça cezbedici. Fakat organizasyonu kapalı lig usulü oynatmak isteyen Fiba'nın bu kararına başta İspanyol takımları olmak üzere birçok takım itiraz ediyor. 

TBL’nin Gelişimi Yeni Yabancı Kuralı ve Etkileri

TBL son dört beş sezonda Avrupa’nın en iyi liglerinden biri konumuna yükseldi. Hatta birçok otorite tarafından Avrupa’nın en çekişmeli ligi sayılan İspanya ACB ‘ye kıyasla TBL’nin daha rekabetçi olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ligin son dört sezonunda dört farklı takımın şampiyonluk ipini göğüslemesi bunun en açık kanıtı.

Ligin gelişmesinde en büyük pay son beş senede Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve son 2 sezon da Trabzonspor gibi ülkenin en büyük 4 kulübünün sponsor desteği sayesinde basketbola daha çok yatırım yapması ve basketbol şubelerinin yönetimini basketbol camiasından yetişmiş yöneticilere bırakmaları olarak göze çarpıyor. Bu dört takımdan üçü de son 4 sezonda basketbola yaptıkları yatırımın karşılığını alıp şampiyonluk sevinci yaşamayı başardılar. Bunun yanında 4 takımın sahip olduğu taraftar desteği başarının da gelmesiyle salonların geçtiğimiz yıllara göre daha çok dolmasına vesile oldu. Bu 4 takımın dışında son yıllarda basketbola yaptığı yatırımlarla ve altyapıdan yetiştirdiği oyuncularla dikkat çeken Karşıyaka, Darüşşafaka ve Banvit de arkalarına sağlam sponsor desteği alarak ligin daha rekabetçi hale gelmesine katkıda bulundular.  
Federasyonun son 2-3 senede yabancı kuralını esnetmesi de ligin kalitesini arttırdığı kadar takımlarımızı Avrupa’da daha rekabetçi hale getirmiş durumda. Yeni yabancı kuralı etkisini son 3 sezonda Karşıyaka, Beşiktaş ve Trabzonspor’un Eurochallenge’da final oynaması, Banvit’in Euro Cup’ta geçtiğimiz yıl yarı finali görmesi, nihayetinde Fenerbahçe’nin final 4 başarısı göstermiş oldu.
Son yıllarda ligimizin önde gelen takımları gerek koç gerekse yabancı oyuncu tercihlerinde Avrupa’nın önde gelen isimlerini ülkeye getirmeyi başardı. Fenerbahçe kulübü Ülker sponsorluğunda yaptırdığı salonun yanı sıra Avrupa’nın en kariyerli ve başarılı koçu Zeljko Obradovic’i takımın başına getirerek gerek altyapılarda gerekse profesyonel düzeyde uzun yıllar Anadolu Efes’in lokomotif görevini üstlendiği ülke basketboluna hem renk getirdi hem de rekabeti bir üst seviyeye çekti.

12 Temmuz 2015 Pazar

Universiade'ta finalistler oldu

Güney Kore'nin Gwangju kentinin evsahipliğini yaptığı Dünya Üniversite Oyunları (Universiade 2015)'te basketbol branşında son gün öncesinde hem erkekler hem de kadınlarda finalistler belli oldu. Erkeklerde yarı final maçlarında Rusya'yı 78-68 yenen Amerika Birleşik Devletleri ve Brezilya'yı 59-49 ile geçen Almanya finalist olarak adlarını finale yazdırırlarken, kadınlarda ise finalin adı ABD- Kanada oldu. 


Erkekler finalinde mücadele edecek iki takım Almanya ve ABD sahaya çıktıkları tüm maçları kazanırlarken, ABD ilk tur gruplarında millilerimizle aynı grupta yer aldı. Aynı zamanda grubun açılış maçı niteliği taşıyan ilk maçı 66-57 kazanan ABD, sonrasında da finale kadar yenilgi yüzü görmedi. 


Kadınlarda ise yine hem ABD hem de Kanada finale namağlup gelirlerken, ABD yarı finalde Japonya'yı ancak iki uzatmada geçebildi. Çeyrek finalde Avustralya karşısında da sürpriz bir galibiyet alan Japonya önünde ilk çeyrekte 14 sayı geriye düşen ABD'li bayanlar, iki uzatma sonunda sahadan 102-98 galip ayrılarak finale yükseldiler. 

Turnuvada erkeklerde mücadele eden Üniversite Milli Takımımız ise ilk tur gruplarında 2 galibiyet (İsviçre ve Şili), 3 mağlubiyet (ABD, Sırbistan, Brezilya) ile grubu dördüncü sırada tamamlarken, klasman maçlarında da sırasıyla Avustralya ve Karadağ'a yenilince 15.lik-16.lık maçı yapmaya hak kazandı. Millilerimizin 15.lik maçındaki rakibi Çin olacak. 

Küçük ülkenin dev pivotu: Samuel Deguara

Malta ve basketbol kelimeleri, birlikte cümle kurması en zor olan kelimelerden ikisidir. Avrupa'nın bu küçük ülkesi birçok spor dalında olduğu gibi basketbolda da adını duyuramamakla birlikte, "basketbolun amatör kümesi denebilecek" C kategorisi ya da "Küçük Avrupa Ülkeleri Şampiyonaları"nda boy göstermektedir. 


Peki Samuel Deguara ismi sizlere bir şey ifade etti mi? Birçoğunuzdan "hayır" cevaplarını duyar gibi oldum şimdiden. Kendisi Malta milli takımının pivotu. Dikkat çeken özelliği ise boyunun 2.25 olması. Adının fazla duyulmamış olması bu boya rağmen kendini yeterince geliştirememiş olmasından kaynaklı. Bu tip ülkelerin birçoğunda pota altında 2 metreyi geçen uzunlar bile zor bulunurken, bu boyla gelişim gösterememek hem sporcu hem de ülkesi adına üzücü olsa gerek. Öyle ki, alt liglerle ilgili birkaç kişi dışında birçoğunuz da bu yazıyı okuduktan sonra Deguara'yı bir daha hiç duymayacaksınız.

Deguara ilk parkeye çıktığında Avrupa'nın küçük ülkesinden çıkan dev olarak bir ümit bağlanıp denendiyse de, hiç bir zaman sert liglerde boy gösterecek kaliteye ulaşamadı. Önce Partizan tarafından denenip geri gönderilen Maltalı dev, sonrasında İtalya'da formasını giydiği Reggio Emilia'da fazla süre alamadı. Ardından İspanya'nın Fuenlabrada takımına transfer olup bu takımın alt liglerde boy gösteren pilot takımlarında forma giyen Deguara, profesyonel anlamda kulüp mücadelelerinde başarılı olamazken son olarak da İspanya 4.liginde Ferrol'a transfer oldu.
1991 doğumlu olan Deguara 2006'dan beri yaş kategorilerinde milli seviyede boy göstermeye başlarken, 2008'de Malta A takımına yükseldi. 2009 U18 Avrupa Şampiyonası C kategorisinde zayıf rakiplerle mücadele eden Malta takımında 27 sayı, 24 ribaunt ortalamalarıyla parlayan Deguara, son olarak da geçen sene Cebelitarık'ta yapılan "European Championship for Small Countries" ikincisi olan Malta milli takımında 18.8 sayı, 15 ribaunt, 2.8 ribaunt ortalamalarıyla oynadı. 

9 Temmuz 2015 Perşembe

Euroleague ve Euro Cup'ta kuralar çekildi

Euroleague ve Eurocup kuraları bugün çekildi. Kuraya ikinci torbadan katılan Fenerbahçe Ülker ve Anadolu Efes sırasıyla A ve B grubuna düşerken, bu sezon ilk kez ülkemizi Euroleague’de temsil edecek Pınar Karşıyaka ve Darüşşafaka Doğuş beşinci torbadan kuraya katılıp C ve D gruplarında mücadele etmeye hak kazandı. Gruplarında ilk dört sırayı alacak takımların bire üst tura çıkmayı elde edecek.
Bu sezon 36 takımın mücadele edeceği Eurocup’ta ise temsil edilen ülkelerin coğrafi konumuna göre üç gruptan oluşan iki farklı konferansta mücadele başlayacak. Takımların Avrupa’daki son üç sezon performansları gözetilerek altı farklı torbada yapılan kura çekimi sonrası temsilcilerimizin rakipleri belli oldu.  Temsilcilerimizden Galatasaray Odeabank ve Beşiktaş İntegral Forex ilk torbadan kuraya girerken sırasıyla Banvit ikinci, Trabzon Medical Park ise üçüncü torbada yer aldı. Altışar takımdan 6 grubun yer alacağı ilk turda gruplarında ilk üç sırayı elde edecek takımlar bir üst tura yükselecek.
Bu sezon ilk kez dörder takımla temsil edileceğimiz turnuvalarda kura sonra oluşan eşleşmeler şu şekilde:

8 Temmuz 2015 Çarşamba

U19 Dünya Şampiyonası'nda Dikkat Çekenler-2: Diego Flaccadori

Diego Flaccadori

Doğum Tarihi: 5 Nisan 1996
Boy: 1.93
Pozisyon: Şutör Guard
Takım: Aquila Basket Trento


Turnuvanın ilk beşine giremese de, takım arkadaşı Federico Mussini'nin yokluğunda İtalya'yı sırtında taşıyan Diego Flaccadori de turnuvanın dikkat çeken isimlerindendi.

2014-2015 sezonunu İtalya Serie A'ya yeni çıkan Aquila Basket Trento'da geçiren Flaccadori, burada aldığı kısıtlı sürelerde (25 maç, ortalama 6.9 dakika)
2.8 sayı, 0.8 ribaunt, 0.4 asist ve 0.4 top çalma ortalamalarıyla oynamıştı.

Turnuva öncesinde İtalya takımının en yetenekli oyuncusu ve oyunkurucusu Federico Mussini'nin sakatlığından dolayı turnuvada oynayamayacağı öğrenildiğinde, İtalya takımında bütün yükün Flaccadori üzerine bineceği barizdi. Mussini ile heyecan verici bir guard ikilisi oluşturan Flaccadori de turnuva boyunca bu beklentileri boşuna çıkarmadı ve arkadaşının yokluğunda oyunkuruculuk meziyetlerini de sergilemesini bildi.

Turnuvada oynadığı 7 maçta, ortalama 31.4 dakika süre alan Flaccadori, 17.6 sayı (turnuvada 3.), 4 ribaunt, 4.9 asist (turnuvada 5.), 2.1 top çalma (turnuvada 4.) ve 16 verimlilik puanı ortalamalarıyla mücadele etti. Turnuva boyunca takımı adına aldığı sorumluluğu da hesaba kattığımızda maç başına yaptığı 2.9 top kaybını görmezden gelmek de gayet mümkün. Bundan önceki turnuvalarda Mussini ile birlikte paylaştığı şut yükünü de üstlenen Flaccadori'nin üçlük yüzdesinin de yüzde 30'a düşmesini aynı sebeplere bağlayabiliriz.

İtalya'yı 6. sıraya taşıyan Flaccadori, geçen sezon Konya'da oynanan U18 Avrupa Şampiyonası'nda 16.1 sayı, 5.3 ribaunt ve 2.1 asist ortalamalarıyla oynamıştı. Bu turnuvadaki ve geçen seneki istatistiklerini karşılaştırdığımızda asist ortalamasında güzel bir artış görünüyor. Bu da tabii ki geçen sene Konya'da, Federico Mussini'nin oynamış olmasından kaynaklanıyor. Bütün bunların ışığında, Flaccadori'nin Girit'te basketbolseverlere kendisinden iyi bir combo guard olabileceği izlenimini verdiğini söylemek mümkün.

7 Temmuz 2015 Salı

U19 Dünya Şampiyonası'nda Dikkat Çekenler-1: Ivica Zubac

Yunanistan'ın Girit adasında düzenlenen U19 Dünya Basketbol Şampiyonası, nefes kesen bir final maçı sonucunda ABD'nin şampiyonluğu ile sona erdi. Şampiyonluk tabii ki önemli ancak turnuvanın 19 yaş altı oyuncuları kapsadığını düşününce, önemli olanın geleceğin yıldız adaylarını ileride karşılaşacakları mücadelelere hazırlamak olduğunu söyleyebiliriz. Bu sebeple de geçtiğimiz birkaç günde basketbolseverlerin dikkatini çeken oyuncuları yazılarımıza konu alacağız.

Bilindiği üzere, turnuvanın en iyi beşi şöyle oluşmuştu;

Jalen Brunson (ABD)
Taylor Dorsey (Yunanistan)
Furkan Korkmaz (Türkiye)
Marko Arapovic (Hırvatistan)
Harry Giles (ABD).

Şahsen, bu beş isme ve ilk beşe giremese de zaten belli bir üne sahip olan Vassilis Charampopoulos gibi oyunculara değinmenin "bilgilendirici" bir tarafı olmayacağını düşündüğümden, yazı dizisine 1997 doğumlu Hırvat pivot Ivica Zubac ile başlamak istiyorum.

2.14 boyundaki Ivica Zubac'ın bu noktaya geleceğini turnuva öncesinde kimse düşünmüyordu ancak olaylar beklenmedik bir şekilde gelişti. Hırvatistan, en iyi oyuncusu, geleceğin süperstar adayı, 2.13 boyundaki uzun forvet Dragan Bender'i sponsorlar arasında yaşanan problemler sebebiyle oynatamadı. Ayrıca takımın en deneyimli ve en yetenekli kısası olan oyunkurucu Lovro Mazalin'in sakatlığı da Hırvatistan'ın bir başka talihsizliğiydi.   Sorumluluk kimlere ve nasıl paylaştırılacaktı? Bu sorunun yanıtında öne çıkan oyuncular ise takımın ağır abisi ve kaptanı Marko Arapovic ile yıldız adaylarıyla dolu Hırvatistan takımının bir başka pivotu olan Ante Zizic'ti. Nitekim turnuvaya da bu iki oyuncunun önderliğinde iyi başladılar. Bender'in oynamayacağı kesinleşmeden önce benchte 4. uzun olarak görülen Zubac, Arapovic ve Ante Zizic'i yedeklemekteydi ve ilk iki maçında ortalama 17.5 dakikada, 14.5 sayı ve 5.5 ribaunt ortalamalarıyla ilk sinyalleri izleyenlere verdi. Ne var ki, ilk tur gruplarında İran'la oynadıkları maçta Ante Zizic'i de sakatlığa kurban veren Hırvatlar için her şey kötü gidiyordu ancak bilmiyorlardı ki; Ivica Zubac sansasyonu yeni başlıyordu!



İlk iki maçta ortalama 17.5 dakika süre alan Zubac, turnuva ilerledikçe süresini her maç daha da arttırdı ve ABD karşısındaki final maçında tamı tamına 38 dakika sahada kaldı. Bu süre zarfında istatisliklerini daha da artıran Zubac, turnuvada ortalama 26.6 dakika oynarken, 17.6 sayı (turnavada 3.), 7.6 ribaunt (turnuvada 7.), 1.3 asist, 1 blok ve 22.4 verimlilik puanıyla (turnuvada 2.) mücadele ederek izleyenleri adeta büyüledi. Üstelik bütün bunları yüzde 72'lik inanılmaz biri iki sayılık atış yüzdesiyle gerçekleştirerek adeta bir resital ortaya koydu. Bütün bunların yanında Hırvatistan takımının finale çıkması (klasman maçları oynayan oyuncular bir tarafa konulduğunda sayı ortalamasında turnuvada 2., ribauntta 5., verimlilik puanında 1. oluyordu Zubac) da önemli bir nokta. Bütün bunlar göz önünde alındığında ise Ivica Zubac'ın turnuvanın ilk beşine girmemesi gerçekten büyük bir ayıptır.


6 Temmuz 2015 Pazartesi

2014-15 sezonunun "en diptekileri"

Beko Basketbol Ligi’nde biten sezon ardından geçen iki haftada sezon değerlendirmeleri, en iyiler, en başarılılar analizleri yapıldı durdu. Hep en iyileri konuşacak değiliz ya. Ben de üşenmedim, bu sezon performansının diplerinde olan kimler varmış, onları çıkardım. Başarılarıyla fazla göz önüne gelemeyen isimleri –yermek gibi olmasın ama- biraz da dibe vuran performanslarıyla inceleyeyim dedim. İstatistik her zaman oyuncu kalitesini, başarısını dile getirmez; hatta zaman zaman gözle görülmeyen istatistiklerin değeri daha büyüktür. Ben de bu yüzden listemdeki isimlerin hiçbirine “başarısız” apoleti takmadan, istatistiksel anlamdaki “dip”leri paylaşmak istedim.


Listeme “atılan sayı” istatistikleriyle başlıyorum. Adil bir karşılaştırma olsun diye karşılaştırma kriterimi bir oyuncunun attığı sayının aldığı dakikalara oranı olarak belirledim ki, her oyuncunun dakikada kaç sayı attığından yola çıkabilelim. Tabi sezon boyunca sadece 2-3 dakika süre alan altyapı oyuncularını da bir kenara bıraktım. Sonuçta sezonun aldığı dakika başına en az sayı atan ismi Tofaş’tan Barış Güney oldu. 25 maçta ortalama 13 dakika süre alan Barış, toplamda 28, maç başına 1.12 ve dakika başına da 0.08 sayı ortalamasıyla sezonun en dip performansını elde etti. Zaman zaman aldığı sürelerde oyun kurucu pozisyonunda asistleriyle etkili olan Barış, skorer anlamda ise aynı derecede başarılı olamadı. Barış’ı Türk Telekom’lu Murat Göktaş 18 maç, maç başına 9.5 dakika ve dakika başına da 0.1 sayı ortalamasıyla takip ederken, Rönesans TED Kolejliler’in tecrübeli oyuncusu Önder Külçebaş da ortalama 7 dakika süre aldığı 26 maçta dakika başına 0.12 sayı ortalamasıyla üçüncü oldu.
En faulcü isimler için de benzer kıyaslamayı, oynadığı dakika başına en çok faul yapan oyuncuları karşılaştırarak yaptım. Siz bu isimlere “sert savunma yapan” , “savunmayı bilmeyen” ya da “agresif” tanımlamaları yapabilirsiniz belki; fakat ben tartışmaya yer vermeyecek şekilde “faulcü” terimini tercih ettim. Faul sayısı sınırlı olduğundan bu karşılaştırma genelde birbirine yakın sonuçlar verdi. Yine de hiçbir oyuncu Royal Halı Gaziantep’li Erden Eryüz gibi oynadığı 11 maçta, aldığı ortalama 4.5 dakikada, dakika başına 0.41 faulün yakınından geçemedi. Erden’i bu istatistikte Galatasaray Liv Hospital’in gelecek vadeden pota altı oyuncusu Ege Arar izledi. Ege de oynadığı 8 maçta aldığı ortalama 5’er dakikalık süre zarfında yaptığı 14 faulle, dakika başına 0.35 faul ortalaması yakaladı.
 
Top kayıplarında ise maç başına istatistikler zaten yapılıyor; fakat bir oyuncu varki, aldığı süreleri adeta topu tutmamak üzerine kullanmış izlenimi veriyor. Bu isim Trabzonspor Medikal Park’ın genç pivotu Hasan Yiğit Seçkin. Ligde normal sezon boyunca toplam 13 dakika süre alan Hasan, bu sürede tam 5 top kaybı yaparak 2.5 dakikada bir top kaybı hanesine yeni bir kayıt yazdırmış. Belli ki aldığı kısıtlı sürede taraftarının önüne çıkmanın heyecanına kapılan Hasan, topa fazla hakim olamamış. İlerleyen zaman diliminde kendisine daha başarılı ve konstrasyonunun yüksek olacağı maçlar dilerim.

5 Temmuz 2015 Pazar

U19 Milli Takımı ve Öne çıkan Oyuncular



Yunanistan'ın Girit adasında düzenlenen Dünya Basketbol Şampiyonası'na geçtiğimiz yılın Avrupa Şampiyonu apoletiyle katılan U19 takımımız turnuvayı üçüncü olarak tamamlayıp bronz madalyanın sahibi oldu. 79 ve 87 jenerasyonlarından sonra "altın" jenerasyon olarak nitelendirilen 1996-97 doğumlu oyunculardan oluşan kadroda öne çıkan isimleri değerlendirmek istedim.




İlk sırada akla gelen bu yıl koç İvkovic'in takımın başına geçmesiyle A takımda oynamaya başlayan ve bilhassa gerek euroleague gerekse ligde sezonun ilk bölümünde sergilediği performansla adından sıkça bahsettiren Furkan Korkmaz. Henüz 17 yaşında olmasına rağmen turnuvada takımın en skorer ismi olmayı başaran Furkan hem atletizmi ve potaya gidişleriyle hem de dış şutlarda yakaladığı yüksek isabet oranıyla hücum yönünden oldukça kuvvetli bir oyuncu. Profesyonel kariyerine İvkovic gibi efsane bir koçla başlamış olması en büyük avantajlarından biri; çünkü Sırp koç ülkemizde çoğu koçun yapmadığını yapıp oyuncuları yaşlarına göre değerlendirmek yerine sahada sergiledikleri performansa göre süre veren bir isim. Bu sayede genç yaşında euroleague tecrübesi edinen Furkan şu an için U19 milli takımında en göze batan oyuncu durumunda. Hücum yönünden oldukça donanımlı olan iki numara aynı zamanda takıma sağladığı savunma katkısıyla da dikkat çekiyor.

Aklıma gelen ikinci isim gerek fiziği gerekse oyun zekâsıyla Hidayet Türkoğlu'nu andıran Tolga Geçim. Bu sezon Banvit'te eurocup tecrübesi yaşayan üç numara takımın saha içi organizasyonunda oyun kurucu Berk Uğurlu'yla beraber liderliği üstleniyor. Aynı zamanda takımın asist lideri olan Tolga'nın oyununun tek eksik yönü atletizm olarak göze çarpıyor. Fiziğiyle hem üç hem de dört numarada kullanılan ama asıl pozisyonu üç olan yetenekli oyuncu çember etrafında atletizm eksikliğinden bitirişlerde zorlanabiliyor. Gerektiğinde kullandığı ve kimi zaman iyi isabet yüzdesi yakaladığı dış şutu dışında daha çok birebirler üzerinde çembere gidip takım arkadaşlarına pozisyon hazırlayan Tolga pas yeteneği, birden çok pozisyonu oynayabilme kabiliyeti ile yıldız olma potansiyelini barındıran oyunculardan biri. Kariyerinde ne kadar ilerleyebileceğini ise atletik yeteneklerini ne kadar geliştirip geliştiremeyeceği belirleyecek.

4 Temmuz 2015 Cumartesi

Euroleague Women kuraları çekildi

Kadınlar Euroleague'de 2015-16 sezonu grup kuraları bugün Münih'te çekildi. 16 takımın sekizerli iki grupta Play-Off mücadelesi vereceği organizasyonda ülkemiz üç takımla temsil edilecek. Galatasaray Odeabank, Fenerbahçe ve Abdullah Gül Üniversitesi gruplarında ilk dörde girip çeyrek final biletini elde etmeye çalışacaklar. Kura çekimi sonrası iki ezeli rakip Galatasaray ve Fenerbaçe A Grubu'nda birbirlerine rakip olurlarken, Abdullah Gül Üniversitesi ise B Grubu'nda yer aldı.
 
 
A ve B Gruplarındaki diğer takımlar ise şu şekilde oluştu:
 
A GRUBU:
Fenerbahçe
Galatasaray Odeabank
Familia Schio
ESBVA-LM
Good Angels Kosice
Dinamo Kursk
Uniqa Sopron
Zabiny Brno-CB Avenia galibi
 
B GRUBU:
Abdullah Gül Üniversitesi
Wisla Can-Pack
UMMC Ekaterinburg

Nadezhda
Spar Citylift Girona
TANGO Bourges
Castors Braine
ZVVZ USK Praha

3 Temmuz 2015 Cuma

Tim Duncan Devam Dedi

2014-2015 sezonu ortasında emeklilik kararı alan 39 yaşındaki Tim Duncan dün yerel basına yaptığı açıklamayla gelecek yıl da parkelerde olacağını belirtti. Bu kararın ardından Duncan ile beraber emekli olması beklenen Arjantinli iki numara Ginobili’nin de takımda kalması bekleniyor.

Aslında Tim Duncan’ın bu kararı alması bekleniyordu. 39 yaşında olmasına rağmen halen ligin en iyi 2-3 beş numarasından biri konumunda olan yıldız oyuncu Spurs’un bu yaz serbest oyuncu piyasasının gözde ismi LaMarcus Aldrige’le yapacağı görüşmelere bizzat katılacağını duyurmuştu. Ayrıca NBA’in resmi sitesinde yer alan habere göre San Antonio Spurs Brezilyalı beş numara Thiago Splitter’i Atlanta Hawks’a yollayarak Aldrige’i kadroya katmak için avantaj elde etti. Henüz Splitter takasının ayrıntıları belli olmasa da hali hazırda Spurs ile 2 yıllık sözleşmesi bulunan ve senede 8,5 milyon$ kazanacak oyuncunun Hawks’a gideceği kesinleşti. Ayrıca Spurs geçtiğimiz günlerde bu yaz serbest kalan yıldız üç numara Kawhi Leonard ile 5 yıl 90 milyon$, başta Mavericks olmak üzere birçok takımın ilgisini çeken şutör Danny Green ile 4 yıl için 45 milyon$  karşılığında nikah tazeledi.


Böylelikle kadronun ana parçalarını koruyan ve Duncan’ın emeklilik kararını ertelemesiyle en azından bu sezon sancılı bir yeniden yapılanma süreci yaşamayacak olan Spurs aynı zamanda Aldrige’i kadroya katmak adına Splitter’ın kontratından kurtularak şu ana dek serbest oyuncu pazarında yaptığı akıllı hamlelerle avantajlı konuma geçti.

NBA’deki Avrupalı Serbest Oyuncular

Bu yaz NBA’de fazla forma şansı bulamayan ve Avrupa’ya dönmesi muhtemel isimleri derlemek istedim. Her ne kadar Avrupa piyasası ile NBA arasında ücret bakımından uçurum olsa da ve genellikle çoğu oyuncu çok kazanmak için NBA’de kalmayı tercih etse de listede yer alan kimi oyuncuların bu yaz Avrupa’ya geri dönmesi muhtemel.


Listenin başında başta Panathinaikos olmak üzere birçok takımın ağzını sulandıran Nick Calathes var. İki sezondur Memphis’de süre almakta zorlanan ve oyun kurucu rotasyonunda üçüncü alternatif olan Yunan yıldız Avrupa’daki guard sıkıntısı düşünüldüğünde dönmesi muhtemel oyuncuların başında geliyor. Panathinaikos dışında adı Fenerbahçe Ülker ile de anılan Calathes için ilk tercihin Yunan ekibi olacağı konuşuluyor. Zaten Fenerbahçe guard rotasyonunu Sloukas hamlesiyle güçlendirmiş durumda. Öte yandan Yunanistan’daki ekonomik kriz Calathes’in Pano’ya dönmesindeki en büyük engel olarak göze çarpıyor.

Listenin ikinci sırasında ise NBA’de bir türlü dikiş tutturamayan Alexy Shved yer alıyor. NBA kariyeri boyuncu oynadığı Wolves ve  Sixers ‘da bir türlü istenilen performansı sergileyemeyen, sezon ortasında takas olduğu Knicks’de ise iyi bir grafik yakalayan yetenekli combo guard için Avrupa’da adı geçen kulüp ise CSKA. Bu yaz  şayet NBA’den beklediği kontratı alamazsa Avrupa’ya dönmesini beklediğim oyuncu için zaten yeterli süreleri alamadığı NBA yerine bilindik bir adres olan CSKA’ya dönmek kariyer planlaması adına iyi bir tercih olacaktır.

1 Temmuz 2015 Çarşamba

FIBAU19'da parlayan genç Koreli: Hyunwoo Jeon

19 yaş altı Dünya Şampiyonası devam ederken turnuvanın zayıf takımlarından Güney Kore'nin forveti Hyunwoo Jeon hücum istatistiklerine damgasını vurmuş durumda. Üç maçından da mağlup ayrılan takımının kötü performansının aksine yüksek sayı ortalaması ve şut yüzdesiyle dikkatleri üzerine çeken Jeon, bu performansıyla ilgi odağı oldu. Özellikle üç sayı şut isabeti oldukça başarılı olan Koreli forvet, Yunanistan'a karşı 5/9, Sırbistan'a karşı 9/13 ve son olarak da Dominik'e karşı 5/12'lik üç sayı isabeti ve toplamda 19/34 ile %56'lık bir üç sayı yüzdesi elde etti. Maç başına 6.3 isabetle aynı zamanda turnuvanın en çok üç sayı isabeti kaydeden oyuncusu da olan Jeon, 3 maç sonunda 23.3 sayı ortalamasıyla da takımının en skorer ismi olmayı başardı. Güney Kore'nin bu turnuvadaki ömrü çok uzun olmayacaktır; fakat kesin olan şu var ki, Jeon bu turnuvadaki performansıyla yetenek avcılarının takibine girecektir.