13 Eylül 2017 Çarşamba

Slovenya - Letonya basketbol resitali

Eurobasket 2017'de ikinci çeyrek final maçında karşı karşıya gelen Slovenya ve Letonya'nın düellosunda kazanan taraf Slovenya oldu. Çekişmeli ve zevkli geçeceğini önceden de tahmin ettiğimiz maç Sinan Erdem Spor Salonu'na güzel basketbol izlemeye gelen basketbolseverleri fazlasıyla tatmin ederken, hem sahadaki hızlı basketbol, hem ülkelerinden İstanbul'a desteğe gelen Letonyalı ve Sloven taraftarlar, hem de saha içindeki bireysel düellolar turnuva başından beri görmeyi özlediğimiz görüntülerin yansımasını beraberinde getirdi.


Ne yoktu ki maçta, öncelikle bol skor vardı. İlk çeyrekte 57 sayı, final periyounda ise 58 sayının atıldığı maçta üçüncü çeyrekte Letonya'nın hücumda sıkıntı çektiği dakikalar nedeniyle sayı toplamı 36'da kalmasa, belki de maçtaki toplam skor 220'leri bulacaktı.  Öyle anlar oldu ki, topu eline alan pota yöneldi; ve önemli olan da bitirişlerin estetik ve tribüne yönelik olmasıydı. Karşılıklı üçlük düelloları, smaç ve bloklarla dolu bir maç izledik. Porzingis attığı 34 sayıyla Eurobasket 2017'nin bir maçtaki en yüksek skorunu kaydederken, 4 oyuncu 20 sayı ve üzeri skorlara ulaştılar. Bu yüksek skor aynı zamanda maçta 41 asistin yapılmasını da beraberinde getirdi. 


Maçta iki takım adına da git-gel'ler izledik. İki takımın da zaman zaman oyunu domine edip, zaman zaman düzenden çıktıklarını gördük. İlk çeyreğin sonunda Slovenya'nın yakaladığı seri Slovenlerin henüz maçın başından önemli bir avantaj elde etmesini sağlarken, Letonya çaldığı toplar ve sonrasında gelen hızlı hücum sayılarıyla oyunda kalmayı başardı. Slovenya'nın ilk beşi ve benchinin +/- istatistiğine baktığımızda bu ivme değişiminin belirli beşlerde olduğunu ve lider oyuncular sahaya girdiğinde oyunun hakimiyetini tekrar ellerine geçirdiklerini görebiliyoruz. Letonya ise ilk çeyreğin sonu ve üçüncü çeyreğin başında hücumda doğru şutu bulamayıp yaptığı yüzdesiz hücumlar sonrası verdiği iki 0-10 ve üstü seri ardından iki kez oyunu dengeye getirse de, final periyodunda son darbeyi vuracak gücü kalmaması sonrası yenilmekten kurtulamadı. Bu noktada, Letonya kenar yönetiminin müdahale zamanlamalarında sınıfta kaldığını söylemek yanlış olmaz.


Bu heyecanlı maçta bireysel çekişmeler de eksik olmadı tabi ki. İlk çeyrekte Timma ve Doncic arasındaki bir ikili mücadele sırasında başlayan hafif sert mücadele, Timma'nın sonraki hücumda yaptığı faulle devam etti. Bu sırada çeyreğin bitimine 2:38 vardı. Timma & Doncic ikilisinin bireysel inada dönüştürdüğü bu kısa dönemde Timma'nın kaçan üçlüğüne üçlük isabetiyle cevap veren Doncic Letonya'ya molayı aldırırken, molaya giderken bir de sportmenlik dışı faul alan Timma (kural hatası olup olmadığı tartışılır), Slovenya'ya iki serbest atış ve sonrasında Dragic'in üçlüğüyle biten bir de hücum hediye ederek sadece 41 saniyede gelen 10-0'lık Sloven serisine yol açmış oldu. 


Maç içinde Doncic & Timma çekişmesine benzer, tatlı serti bir miktar aşan, hatta belki de gereksiz diyebileceğimiz gerginlikler yaşanırken, maç sonunda Porzingis - Randolph arasında yaşanan gerginliği de turu kaybetmesi neredeyse kesinleşen Letonyalı oyuncuların psikolojisine bağlayabiliriz. Bu ikilinin arasında gerginliğin kavgaya dönüşmesi iki takım molaya giderken araya giren takım arkadaşları ve hakemler tarafından önlenirken (bir yandan da hemen önlerinde danscı kızlar performanslarını sergiliyorlardı), Randolph iki teknik faulden soyunma odasının, Bertans ve Porzingis de beş faulden benchin yolunu tuttular. Maçın geneline bakığımızda ise Letonya'dan dört, Slovenya'dan iki oyuncunun beş faul aldıklarını gördük. 

Karşılaşmanın bir diğer izlemeye değer yanı ise taraftarlardı. İki takımı desteklemek için ülkelerinden gelen çok sayıda taraftar Sinan Erdem Spor Salonu tribünlerinde güzel şovlar sergileyip takımlarını maç sonuna kadar desteklediler. Bu anlamda Sloven taraftarlar takımlarının maçın genelinde önde olması avantajıyla bir adım daha etkili olsalar da, geri dönüşler sırasında coşan Letonyalılar'ı izlemesi de oldukça zevkliydi. Bu arada turnuvayı izlemeye gelen Türk taraftarların ise küçük bir farkla Letonya'ya daha fazla sempati duyduklarını gözlemledim. Zira her ne kadar Dragic ve Doncic'in şık hareketlerini ve Vidmar'ın bloklarını zevkle izlesem de Knicks'li yıldız Porzingis'in hareketlerinin aldığı alkış belirgin ölçüde daha fazlaydı. Bir an tribündeki bu insanların Beşiktaş'tan, Kadıköy'den, Zeytinburnu'ndan değil de Riga'nın bağrından kopup geldiklerini düşünmedim değil!

Sonuçta belki de turnuvanın şimdiye kadarki en heyecanlı maçında kazanan taraf 103-97 ile Slovenya oldu ve yarı final biletini kaptı. Doncic'in 27 sayı - 9 ribaunt, Dragic'in ise 26 sayı - 6 ribaunt - 8 asistle yıldızlaştıkları maçta Anthony Randolph'ün 16 sayı - 9 ribauntluk performansı da maçın sonucunda etkili unsurlardandı. Slovenya'nın ilk maçı sonrasında yazdığımız "Randolph iyi oynarsa takımı bir üst noktaya taşıyabilir yorumu" da bu anlamda değer kazanıyor. Yoksa Randolph Slovenya'ya madalyayı getiren X-factor mü olacak? Yakından tanıdığımız Gasper Vidmar ise 9 sayı ile hücumda aşırı etkili olamasa da, özellikle ikinci yarıdaki pota altını karartması ve yaptığı kritik bloklarla adeta "buralar benim çöplüğüm" mesajını verdi. Letonya'da ise Porzingis 24 sayı - 6 ribauntluk performansına rağmen yenilgiye engel olamazken, Davis Bertans 23 sayı - 3 asistle; fakat 3 sayı çizgisi dışından biraz da aşırı özgüvenle oynadı.

5 yorum:

  1. aynen güzel maçtı letonya maçı bu tür maçlaç heyecaan oluyor

    YanıtlaSil
  2. Bu akşamki Yunanistan maçında da aynı heyecanı bekliyoruz ;-)

    YanıtlaSil
  3. Ben Letonya yarı finale çıkar diye düşünüyordum ama maç gerçekten bol skorlu ve çok heyecanlı idi.

    YanıtlaSil
  4. Slovenya Letonya maçı gerçekten de bahsettiğiniz gibi resital oldu. Eurobasket'te bu sene ben bu kadar güzel bir maç izlememiştim.

    YanıtlaSil
  5. Basketbol izlemekten o kadar zevk aldım ki gerçekten basketbol izledim ama muhteşem bir kalite vardı.

    YanıtlaSil