10 Eylül 2019 Salı

Dünya Kupası takım sayısı

Çin'de devam etmekte olan FIBA Basketball World Cup 2019 Dünya Kupası'nda katılımcı ülke sayısının 32'ye yükseltilmesi hem turnuva öncesi hem de turnuva sırasında kalitenin düşeceğiyle ilgili soru işaretlerine neden olmuştu. 1986'ya kadar sayıları 10 ile 14 takım arasında değişen ülke katılımıyla düzenlenen kupa, 1986'da (Madrid) bir kez 24 takımla gerçekleşmiş, fakat sonrasında 1990'dan 2006'ya kadar takım sayısı 16'da sabitlenmiştir. 2006 Japonya ile birlikte tekrar 24 takımın katılımıyla düzenlenmeye başlanan FIBA Basketball World Cup, bu yıl Çin'de düzenlenen turnuvayla birlikte 32 ülkenin katılımıyla düzenlenmeye başladı. 

FIBA World Cup 2019 | Russia - Mikhail Kulagin

Takım sayısı neden arttı?

Dünya Kupası'na katılan ülke sayısının 32'ye çıkmasının ardındaki nedenlere baktığımızda basketbolun Avrupa ve Amerika kıtaları dışına yayılmasıyla ilgili mantıklı nedenlere ulaşabiliyoruz. Zira bu sene Çin'de Asya-Pasifik'ten 7, Afrika'dan ise 5 takımın Dünya Kupası'na katıldığını dikkate alırsak, Fildişi Sahili, Ürdün, Filipinler ve Tunus gibi ülkelerin Dünya basketbolunun önde gelen takımlarıyla maç yapma fırsatı bulduğunu ve bunun ülke basketbolu için oldukça önemli olduğunu görürüz. Her ne kadar başarı anlamında bu iki kıtanın arka planda kaldığını görsek de, artık onların da ilk tur gruplarını geçmek gibi bir amaçları ve bu yönde mücadele etmek, kendilerini geliştirmek gibi bir hedefleri var. Daha da önemlisi bu maçları izleyen çocukların artık örnek almaya başladıkları ve idol olarak gördükleri daha başarılı yıldızlar var. 10-14 takımlı Dünya Kupası formatında sadece 1 Afrika ve 2 Asya ülkesinin katıldığı sistemde bu gelişim fırsatı sadece 1 ya da 2 ülke için ortaya çıkmaktaydı. 


Bununla birlikte bu ülkelerde forma giyen iyi basketbolcuların kendilerini dünya piyasasında tanıtma fırsatı bulabilmeleri, ülkeleri dışına çıkıp para kazanabilmeleri de, yine bu ülkelerde basketbolun bir gelecek umudu olarak görülüp benimsenmesini beraberinde getirecektir. 

Asya ve Afrika 2019'da yine sınıfta kaldılar

Peki bu artılar yanında 32 takımlı Dünya Kupası formatının eksileri nelerdir? 2019 FIBA World Cup ilk tur grupları sonuçlarına baktığımızda Son 16'ya kalan ülkeler içinde 9 Avrupa, 6 Amerika ülkesi görmemize rağmen, Afrika ve Asya - Pasifik bölgesinden bu başarıyı gösterebilen tek takımın Avustralya olduğunu görüyoruz ki, Avustralya'yı bu analizde Asya içinde saymamız çok da mantıklı olmayacaktır. Bu istatistiği bir adım daha ilerletip 17.-32.lik Klasman gruplarına baktığımızda ise kupayı 25.lik ve 32.lik arasında tamamlayacak 8 takımdan dördünün Asya, üçünün ise Afrika'dan olduğunu görüyoruz. Bu anlamda bu ülkelerin Dünya Kupası'na adeta "diğer ülkelere antrenman vermek amacıyla" geldiği yorumunu yapmak, biraz acımasız da olsa, gerçekçi olacaktır. 

Takım sayısı arttıkça Avrupa ve Amerika kıtası ülkelerinin ön plana çıkması, diğer kıta ülkeleri takımlarıyla oynadıkları maçlardaki büyük farklar ve bu tip maçların sayısının artması, özellikle ilk turları basketbolseverler için can sıkıcı bir hale getirirken, çok sayıda klasman maçının olması da, aynen dün izlediğimiz maçlardaki gibi, kalitenin düşmesine neden olmakta. Hal böyle olunca da birçok ülkenin özellikle NBA'de forma giyen ve kış sezonunu ağır bir tempoyla geçiren yıldızlarının milli takımlara gelmemesi ve kupadaki kalitenin düşmesi kaçınılmaz bir son oluyor. 

Son olarak da grup eşleşmeleri ve fikstür kısmına değinecek olursak, henüz grup kuraları çekilmeden sadece evsahibi Çin'e avantaj oluşturmak için şekillendirilen torbaları bir kenara bırakırsak, yine torbalar oluştuğu anda ABD ve Türkiye'nin aynı grupta yer almalarının kesinleşmesi FIBA'nın akıl almaz bir skandalıydı. Bunun yanında üst torbada yer alan takımların kendi aralarındaki maçların grup liderliği maçı olarak görülüp son güne bırakılması, henüz ikinci maçlar sonunda birçok ülkenin son grup maçları öncesi iddiasının kalmamasına neden olurken, oynanan maçların kalitesini de düşürdü. Bunun yanında Olimpiyat elemesi vizesi adı altında, yayın gelirini artırmak amacıyla oynatılan klasman maçları hem sahadaki sporcular, hem de taraftarlar için işkenceye dönüşürken, kupanın ilk haftası itibariyle kalite anlamında yüksek düzeyde izleyebildiğimiz maç sayısı bir elin parmaklarını geçmedi. 

Tüm bunları dikkate aldığımızda, katılımcı ülke sayısının fazla olmasının iki yüzü olduğunu, olaya basketbol kalitesi anlamında bakacak olursak, kısa vadede kaliteyi oldukça düşürdüğünü görebiliriz. Bir diğer taraftan, Afrika ve Asya'nın dünya basketboluna katılımlarını ve daha fazla takımın üst seviyede basketbol oynama fırsatı bulduğunu düşünürsek de, orta vadede dünya basketboluna olumlu katkıları olabilecek bir uygulama olduğunu söyleyebiliriz. Son olarak da unutmamak lazım ki, 12 Dev Adam 16 ya da 24 ülkenin katılacağı bir turnuvaya vize almakta oldukça zorlanırdı ve önümüzdeki yıllarda da bu zorluğu yaşayacaktır. 

0 comments:

Yorum Gönder