NBA'de bu haftasonuna damgasını vuran gelişme Los Angeles Lakers ve New Orleans Pelicans arasındaki Anthony Davis takas dedikodusu oldu. Los Angeles Lakers'ın Davis karşılığında Pelicans'a Lonzo Ball, Brandon Ingram ve Josh Hart'ı verip yanında da biri bu seneki 1.tur 4.sıra olmak üzere üç 1.tur draft hakkı bırakması oldukça konuşulurken, iki taraf için de basketbolseverlerden farklı değerlendirmeler geldi. Benim bu haberi sosyal medyada ilk öğrendiğimdeki yorumum ise Lebron James'in Kobe Bryant'tan devraldığı şampiyonluk bayrağını taşıyabilmek için ne pahasına olursa olsun takımda Davis gibi bir All-Star istediği ve yönetime karşı "Staples Center'ın tapusu bizde kalsın, Süper-Yıldız transferi için istediğinizi verebilirsiniz" yaklaşımında olduğuydu.
Takası Los Angeles Lakers açısından incelediğimizde, herşeyden önce LeBron James'in emeklilik öncesi Lakers formasıyla bir şampiyonluk yaşamak istediği fikri ön plana çıkıyor. Zira Kobe Bryant sonrası -hatta son senesinde - ciddi bir düşüşe geçen ve şampiyonluğa hasret kalan Lakers'a bu hedefle gelen LeBron'un parmağına bir yüzük daha takmadan emekli olmaya niyeti olmadığı ve bunun için de pota altında kendi yükünü hafifletecek bir yıldıza ihtiyaç duyduğunu görebiliyoruz. King James bu şampiyonluk için az tecrübeli yıldız adayları yerine sorumluluğu kendisiyle eşit olarak paylaşabilecek bir süper-yıldızı tercih etmişe benziyor.
LeBron'un 35 yaşını doldurmak üzere olduğunu, artık kariyerinin sonlarına geldiğini ve bu dönemde artık fiziksel dayanıklılık anlamında da ne kadar üst düzeyde kalınacağı konusundaki soru işaretlerini dikkate aldığımızda Lakers'ın bu hamlesinin önümüzdeki 1-2 seneden ötesini hedeflemediğini net bir şekilde söyleyebiliriz. LeBron'un "Şampiyonluk istiyorsanız beni çaylaklarla uğraştırmayın" bakış açısıyla kadroya katılan Davis ve elden çıkarılan oyunculara ve draft haklarına baktığımızda, LeBron'un emekliliği sonrası ne planlanıyor sorusu şimdilik cevapsız kalıyor. Davis'in henüz 25 yaşını dolduracağını düşündüğümüzde Lakers'ın onun üzerinden bir yapılanmaya gideceği düşünülebilecekse de, elden çıkarılan 1.tur draft hakları bu noktada önemli bir soru işareti olarak kalmakta.
Kısa vadeye baktığımızda ise Davis'in Los Angeles'ın yolunu tutmasının Lakers'a önemli bir güç katacağı doğru olsa da, NBA'in kadrosunda iki All-Star oyuncusu bulunduran tek takımının Los Angeles Lakers olmadığını görüyoruz. Davis takası ardından 3. All-Star takviyesi için ise bu yazın gözde Free-Agent'ları arasında gözüken Kemba Walker dedikoduları çıkmaya başladı bile. Walker'ın Lakers'a katılma ihtimali ne kadar gerçekçi; bir soru işareti. Gerçekleşirse 3 All-Star'lı ciddi bir güç olacaklar; fakat bu olmadığı durumda kadronun geri kalanının kalitesi ve uyumunun da çok önemli olduğunu görüyoruz. Kadro derinliğini oluşturabilecek Klye Kuzma, Kentavious Caldwell-Pope, Rajon Rondo gibi isimlere baktığımızda şampiyonluk hedefi olan bir Lakers'ın en büyük ihtiyaçlarının LeBron sahada olmadığında takıma yön verebilecek bir oyun kurucu ve hücumda tereddütsüz şekilde şuta kalkabilecek güvenilir bir ya da iki şutör (Korver ya da Reddick tarzı) olarak görmekteyiz. Bu iki takviye gelmediği takdirde, hele ki bir de sakatlık problemleri baş gösterdiği takdirde Los Angeles Lakers'ın 2020 Haziran ayını görebileceğiyle ilgili ciddi kuşkularım var.
Bu takasın Celtics'in şampiyonluk dönemindeki hareketlerinden pek bir farkı yok aslında. Bir yıldız daha free agent alıp, LeBron bırakana kadar şampiyonluk kovalarlar. Sonra da yapılanma sürecine girerler. Zaten o zamana kadar da 1.tur draftları geri gelir ellerine
YanıtlaSil