Bugün Bandırma'da oynanan Banvit - Pınar Karşıyaka karşılaşması Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi'nde haftanın en ilginç ve zevkli mücadelelerinden biri olmaya adaydı. Fakat geçtiğimiz sezonun yarı finalistiyle, 4 sezon öncesinin şampiyonunu karşı karşıya getiren maç baştan sonra sahaya yansıyan basketbolla basketbolseverler için adeta bir işkenceye (biraz da abartmayla) dönüştü. Henüz galibiyeti bulunmayan Banvit ile sezona inişli çıkışlı bir performansla başlayan Pınar Karşıyaka'nın maçında, ki bu maç aynı zamanda basketbolumuzun geleceği için önemli genç yetenekleri de karşı karşıya getirdi, gerek basketbol kalitesi, gerek temposu ve ilk yarıdaki skor üretimi, gerekse kenardan gelen / gelmeyen müdahaleler ile basketbolseverleri hayal kırıklığına uğrattı.

Basketbol Süper Ligimizin son yıllarda birçok başarıya imza atan iki takımından Banvit bu sezon Türk oyuncularının tamamını altyapısından yetişen gençlerle şekillendirmiş, kadrosuna eklediği beş yeni yabancıyla da rotasyonunu tamamlamıştı. Bu tip genç oyunculara yönelik kadro yapılanmalarında yabancı seçimleri oldukça önem kazanır. Zira genç oyunculara eşlik edecek yabancılar onlara bir şeyler katmalı, geliştirmeli, basketbollarını ilerletmeye yönelik isimler olmalıdır. Banvit'in yabancılarına baktığımızda ise yabancıların hiçbirinde istikrarlı olarak bu özelliği görememekteyiz. Zaman zaman Morgan, Oliver ve Perez'den bazı hamleler gelse de, yabancılardaki (özellikle geçen sezona göre) bu kalite düşüklüğü Türk gençlerinin de geçtiğimiz sezona oranla performanslarında bir ilerleme göremememize neden olmakta. Zira geçtiğimiz sezon Vidmar, Kulig, Rautins gibi isimlerin varlığında Şehmus, Tolga, Rıdvan gibi gençlerin gelişimlerini her beraber izlemiş ve sevinmiştik. Bugün de ikinci yarının belli bölümleri haricinde Morgan, Perez gibi isimlerden bir katkı alamayan (Karşıyaka'nın oyundan koptuğu son 4-5 dakika haricinde) Ahmet Gürgen, İsmail Cem, Berke gibi gençlere fazlasıyla süre tanımayı tercih etse de, takımın genel yapısındaki dengesizlik iki tercihte de istenilen verimi getirmedi. Kritik anlarda Perez'in sazı eline alması, Morgan ve Moore'un dağılan Karşıyaka savunmasına sağladığı üstünlük ise kalıcı bir etki yaratmaktan uzak, maçın geneline yayılmamış performanslar oldu. (Bu eleştirime rağmen Moore'un 13 sayı - 11 ribaunt - 8 asistlik performansına ise saygı duymak gerekir tabi ki)