13 Kasım 2015 Cuma

Anadolu Efes Olympiakos Üzerine


Anadolu Efes Euroleague ilk turunda beşinci hafta mücadelesinde gecenin maçında kendi evinde Olympiakos’a uzatmaya giden maç sonunda boyun eğdi.

Maç analizine girmeden oyunun sonucunu belirleyen ana faktörün takım kimyası, sinerji ve oyuncuların birbirine güveni olduğunu belirtmek yerinde olur. Öyle ki Olympiakos maçın uzatmayla beraber son 10 dakikasını Spanoulis gibi bir yıldızdan yoksun Anadolu Efes’e göre daha tecrübesiz ve amiyane tabirle yerli oyunculardan oluşan bir beşle oynayıp tecrübe olarak atında kaldığı rakibine boyun eğdirebiliyor.

Anadolu Efes cephesinde en büyük eksik bilhassa kısa forvet ve 2 numara pozisyonunda oyuna yön verecek, pozisyon hazırlayacak oyuncu eksikliği. Bu anlamda Cedi Osman ve Furkan Korkmaz yetenekleriyle Diebler ve Birkan’a nazaran en azından potansiyel olarak daha çok şans bulmayı hak ediyorlar. Lakin koç İvkovic Furkan’a olan güvensizliği ve oyuncunun savunma zafiyetinden dolayı, Cedi Osman örneğindeyse oyuncunun yaşadığı sakatlık ve bu bağlamda formsuzluğundan dolayı Heurtel ve Granger ikilisini beraber oynatma yöntemini benimsiyor.

Maç özelinde konuşmak gerekirse, dört ve beş numaralarda belki de Avrupa’nın en sağlam rotasyonlarından birine sahip Anadolu Efes rakibin geçtiğimiz yılı ülkemizde geçiren Patrick Young’dan maçın genelinde sakatlığından dolayı yararlanamadığı gecede bir türlü çember altı üstünlüğünü yakalayamadı. Bu noktada kağıt üzerinde takım olarak daha kaliteli olmak pek fayda etmiyor. Günümüz basketbolu artık hemen her pozisyonun oyuncusunun oyun bilgisi dahilinde toplu veya topsuz kendi ekmeğini ikili oyunlar üzerinden yola çıkarak takım halinde geometrik opsiyonların çoğaltılması üzerinden yürüyor. Çünkü aslına bakılacak olursa basketbol tıpkı futbol gibi bir alan kaplama oyunudur. Siz bu alan içinde 5 kişi beraberce birbirinin parkede kapladığı yerden istifade ederek pozisyon yaratırsınız. Bunu ilk üç periyot yani maç genelinde daha iyi yapan taraf hep Olympiakos idi. Sadece maçın dördüncü periyodunda Granger destekli taarruz planıyla ipleri eline alan Anadolu Efes yukarıda bahsettiğim takımdaşlık ve birbirine pozisyon hazırlamayı gerektiren yerleşim prensibinden son 4 dakika uzaklaşınca sorumluluğu belli oyuncuların üzerine yükleyip Olympiakos gibi bir ekol karşısında sınıfta kaldı.

Umarım bu mağlubiyet takım içi rollerin dağılımında kimi zaman sıkıntı yaşayan teknik ekip için ve kadro yapısı düşünüldüğünde sinerji açısından oyuncu grubu açısından bir ders niteliğinde olur. Spor Toto Basketbol Süper ligi belki gelişiyor öte yandan yerli kaynaklarımız ve yeteneklerimizin gelişimi açısından bu tarz mağlubiyetler hep altyapıdan oyuncu yetiştirirken çektiğimiz ham yeteneklerden profesyonel basketbolcu yaratma sorununda olduğu gibi psikolojik eşiği bir türlü istenilen seviyeye yükseltemeyen oyuncular çıkarmamıza vesile oluyor.   Tabii ki bu dediğim bir genelleme ama içi hiç de boş bir değerlendirme değil. 

0 comments:

Yorum Gönder