NBA’de geride bıraktığımız sezon düşünüldüğünde rekabet ve
heyecan bakımından oldukça düşük geçen bir yılı geride bıraktık. Öyle ki son 3
yılda finallerin adı değişmedi ve NBA play-off’larında ilk kez bir takım maç
dahi kaybetmeden NBA finallerine ulaştı.
Böylelikle yaz döneminin gerek bu heyecan düşüklüğü gerekse
yeni yayın anlaşmasının getirisiyle yükselen maaş skalası sayesinde hareketli
geçeceğini öngörmek mümkündü. Nitekim şu ana kadar gerçekleşen takaslar ve
takım değiştiren oyuncular düşünüldüğünde NBA genelinde ve bilhassa vahşi batı
konferansı özelinde şimdiden rekabetin daha da arttığını söylemek yanlış olmaz.
Bu yazı dizisinde NBA batı konferansında yaz döneminde yaptıkları
hamleler neticesinde öne çıkan 4 takımı değerlendirmek istiyorum.
Minnesota Timberwolves kuşkusuz yaz dönemin en flaş
takımlarından biriydi. Takım yaz döneminde koç Tom Thibodeau’nun Chicago Bulls
dönemindeki eski öğrencilerinden Jimmy Butler ve Taj Gibson ikilisini kadroya katmayı başardı. Wolves’un yetenek anlamında hali hazırda Andrew Wiggins ve Karl
Anthony Towns gibi potansiyel yıldız adaylarına sahip oluşu düşünüldüğünde
bu ikiliye eklenen Taj Gibson, Jimmy Butler yanı sıra Indiana Pacers ile
kontratı sona eren eski all-star Jeff Teague'ın de eklenmesiyle beraber kağıt üzerinde son derece
potansiyelli bir takım olduklarını söylemek yanlış olmaz.
Takımdan ayrılan isimlere bakıldığında, NBA’e adım attığı
günden bugüne değin yaşadığı sakatlıklar yüzünden bir türlü beklenen gelişimi
gösteremeyen Ricky Rubio ve geçtiğimiz sezonun son bölümünde yaşadığı diz
sakatlığı sonucu parkelerden uzun süre uzak kalacak Zach LaVine takımın en
önemli kayıpları oldu.
Bu noktada bir parantez açıp Zach LaVine ve Ricky Rubio’nun
barındırdığı potansiyeli bir türlü parke üzerinde somut olarak gösteremediğini
söylemek yerinde olur. Zach LaVine ve Ricky Rubio geçtiğimiz sezon
düşünüldüğünde istatistiksel olarak Jimmy Butler’ın saha içinde takımına maç kazandırmak adına ortaya koyduğu eforu anca karşılayabiliyordu. Chicago Bulls
ile yapılan takasta Zach LaVine ile paket halinde Bulls’un yolunu tutan yedek
oyun kurucu Chris Dunn ise geçtiğimiz yıl gösterdiği performansla hayal
kırıklığı yaratmıştı.
Takıma eklenen Taj Gibson günümüz basketbolunda iş ahlakı
olarak her takımın aradığı birleştirici parça görevini Bulls yıllarında
Thibodeau’nun öğrencisi iken kanıtlamıştı. Keza Jimmy Butler NBA genelinde istikrarı
düşünüldüğünde bence en iyi 10 oyuncudan biri.
Son olarak takıma eklenen gamsız şutör Jamal Crawford oyun
stili olarak sevmediğim bir oyuncu olsa da -ki Wiggins ile oyuna yaklaşım
biçimleri topu ellerinde istemeleri bahsinde örtüşüyor- günümüzde giderek bire
bir ve pick&roll üzerine kurgulanan basketbol anlayışında takımın çektiği
şutör eksikliği düşünüldüğünde şimdilik doğru bir hamle gibi gözüküyor. Ama belirttiğim
gibi Andrew Wiggins ve Jamal Crawford ikilisini aynı anda sahada tutmak takımın
momentumunu kötü etkileyebilir.
Yazımın sonuna yaklaşmışken bir parantez de Jeff Teague için
açmak istiyorum. All-star seçilmiş bir oyun kurucu iken son 3 senede
basketbolun yaşadığı evrim sonucunda nasıl sıradan bir oyuncu haline geldiğini
görmek beni derinden etkiliyor. Artık post-up yapan uzunların olmadığı, çember
altına topların inmediği bir basketbol anlayışında Timberwolves’un Teague’ın
yanına mutlaka bir oyun kurucu daha eklemesi gerekiyor. Aksi halde hücumda
baştan bir kişi eksik kalacaklar ve bu aynı zamanda Taj Gibson tarzı mücadeleci
ve ribaunt canavarı uzunun da verimliliğini etkileyecektir.
Önceden bir tahminde bulunmayı sevmem fakat şayet Jeff
Teague Indiana Pacers macerasından biraz olsun olumlu anlamda ders
çıkarabilirse Minnesota Timberwolves için önümüzdeki 3-5 senenin flaş takımı
diyebiliriz.
Uyum yakalarlarsa bu sezon Play-Off finalini zorlayabilirler.
YanıtlaSil