NBA Draft gecesinde iyi bir takıma kapağı atmak, yüksek bir basamaktan seçilmek kariyere atılan ilk adım olarak oldukça önemlidir. Bazı oyuncular için ise sadece draft edilenler listesinde yer alabilmek bile büyük başarı olur. Bir de draft edilemeyenler var, geceyi boynu bükük kapatanlar... Peki draft edilememek dünyanın sonu mu? Kesinlikle hayır. NBA tarihine udrafted olarak adımını atan; fakat ileride büyük işler başaran isimler de var. Ben de tüm zamanlarda bir Undrafted All-Star Game olsa hangi iki beş'i seçerdim diye düşündüm. Belli pozisyonlarda seçim oldukça zorlu olsa da, işte NBA Undrafted All-Star Game kadrolarım:
Point Guard:
Karşılıklı beşlerdeki iki ismi seçmekte en çok zorlandığım pozisyon 1 numara oldu. Zira basketbolun hızı ve tarzındaki değişikliği dikkate almadan bir karar vermem gerekiyordu. Oyuncuları oynadıkları dönemin basketbolundaki yerleriyle değerlendirmeye çalıştım ve iki ismi Darrell Armstrong ve Avery Johnson olarak seçtim. Eğer günümüz basketbolunu dikkate alsam belki Jeremy Lin - Jose Calderon isimleri ön plana çıkabilirdi; fakat bu sefer de elmayla armutu karşılaştırmıyor olurdum ki, bu da çok doğru olmazdı.
Darrell Armstrong 1991 draftlarında seçilememiş olup, oldukça başarılı Kıbrıs ve Liga Endesa maceraları sonrası 1995'te adım attığı NBA'de kendini 90'lı yılların sonlarında gösterebilmiş bir isim. 1998-2002 arası Orlando Magic formasıyla kariyerinin en başarılı yıllarını geçiren Armstrong 1999'da NBA Most Improved Player ve NBA Sixth Man of the Year ödüllerini beraber kazanmıştı. Avery Johnson ise 1988 draftlarında seçilememesine rağmen yaz dönemi sonrası Seattle SuperSonics ile anlaşmış, en başarılı dönemini ise San Atonio Spurs ile 1990'lı yılların ikinci yarısında geçirmişti. 1999'da NBA şampiyonu olan kadroda yer alan Johnson, final serisi beşinci maçında şampiyonluğu getiren basketi kaydedip adını Spurs tarihine altın harflerle yazdırmıştı.
Shooting Guard:
2 numarada öne çıkan isimlerden ilki Johns Starks. Starks aynı Avery Johnson gibi 1988 draftlarında seçilemese de Warriors ile anlaşma imzalayıp NBA'e girerken, ilk senesinde Mitch Richmond'un arkasında kendini gösterme şansı bulamamıştı. Fakat sonrasında Knicks'e transferiyle birlikte yükselişe geçen Starks 1993-94 sezonundaki 19 sayı- 5.9 asistlik performansıyla zirve yaptı ve Knicks beşinin değişmez ismi oldu. Bir guard için oldukça da atletik ve o zamanlar için de oldukça sık dış şuta yönelen bir oyuncu olarak tanımlanabilecek olan Starks 1994 yılında NBA All-Star seçilirken, 1997'de de NBA Six Man of the Year ödülünü kazanmıştı. Starks'ın karşısına çıkan isim tercihim ise Raja Bell oldu. 1999'da undrafted olup 2001'de 76ers forması giyen Bell özellikle Phoenix Suns'ın efsanevi kadrosunda önemli bir rol adamıydı. Skorer yönü ve isabetli dış şutları yanında savunmasıyla da ön plana çıkan Bell iki kez All-NBA Defensive Team'lerine seçildi. Bu iki ismin yanında halen aktif oyunculardan Kent Bazemore'un da kendini nasıl geliştireceğini gördükten sonra ilerleyen yıllarda bu ikiliyi zorlayacağını söyleyebilirim.
Shooting Forward:
Üç numaranın tartışmasız ismi, sizin de karşı çıkmayacağınız üzere Bruce Bowen olur heralde. 1993 NBA draftında seçilemeyen ve kariyerinin ilk yıllarını Fransa Ligi'nde geçiren Bowen, 10 günlük kontrat ve sadece 1 dakika süre alabildiği ilk NBA sezonunu yalnızca 1 blok istatistiği ile kapatmıştı. Bowen'ı bugünkü Bowen yapan performansı ise 30 yaşında San Antonio Spurs forması giymesiyle başladı. Hücum performansı vasat bir oyuncu olsa da Spurs ilk beşinin vazgeçilmez ismi olan tecrübeli forvet (üstüste 5 sezon 82 maçın tamamında ilk beş başlamıştı) savunması ve isabetli üçlükleriyle takımının kazandığı 3 şampiyonlukta da başrol oynayan isimlerden biriydi. Bowen istatistiksel anlamda ortalama bir oyuncu olsa bile savunmadaki etkinliği onun 5 kez All-NBA Defensive Team'de yer almasını sağladı. Bowen'ın karşısında ise Wesley Matthews'a yer verebiliriz. 2009'da Utah Jazz formasıyla NBA'e ilk adımını atan Matthews, sonrasındaki TrailBlazers ve Mavericks sezonlarında hep 12.5 ve üstü sayı averajları yakaladı. Halen Mavericks forması giyen ve %40 civarında da bir 3 sayı yüzdesi bulunan Matthews çok da sivrilmeden NBA'de iyi iş çıkaran Undrafted isimlerden bir tanesi.
Power Forward:
Undrafted power forvetler arasında en dikkat çeken ve All-Star Game'de yer almayı hakkeden iki isim Udonis Haslem ve Andres Nocioni'dir heralde. Biraz zorlasak Bo Outlaw'ı da bu ikilinin yanına ekleyebiliriz; fakat bu ikilinin önüne geçirmek pek de doğru olmayacaktır. Adı Miami Heat'le özdeşleşen Udonis Haslem 2002 Draftlarında seçilememesi ardından Fransa Ligi'nde kendini göstererek 2003 NBA Summer League sonrası NBA'e adımını atmıştı. Bu zamandan beri Heat uzun rotasyonunun değişmez ismi olan ve Heat tarihinin en fazla ribaunt alan ismi Haslem'in (bir takımda franchise ribaunt rekoru kıran ilk undrafted oyuncu) bu formayla 3 de NBA şampiyonluğu bulunmakta. Andres Nocioni ise İspanya Ligi ve Arjantin Milli Takımı'ndaki performanslarıyla NBA'e kapağı 2004'te atıp 2012'de 76ers formasıyla NBA kariyerini noktaladı. Özellikle Bulls kariyerinde çift haneli skor istatistikleri yakalayan ve oldukça da başarılı bir dış şutör olan Nocioni'nin 2008'de yaşadığı diz sakatlığı NBA kariyerini olumsuz etkilese de, ilk beş sezonundaki performansı NBA Undrafted All-Star Game kadromdaki yerini almasına engel olamadı.
Center:
Kadroları belirlerken en rahat ve en az zorlandığım seçim pivotlar arasındaki oldu. Kime sorarsanız sorun bu pozisyonda 1 numaralı adayını Ben Wallace olarak gösterecektir. NBA'e 1996'da adımını atıp özellikle Detroit Pistons'taki performansıyla zirve yapan Wallace'ın kariyerinde 2004 NBA şampiyonluğu yanında 4 NBA All-Star maçı (ilk beş başlayan tek undrafted oyuncu), 4 kez NBA Defensive Player of the Year ödülü (bu ödülü sadece Dikembe Mutombo 4 kez alabildi), 5 kez All-NBA Defensive First Team seçimi, 5 kez All-NBA 2nd ve 3rd Team seçimi ve çeşitli kezler de ribaunt ve blok krallıkları bulunmakta. Wallace'ın karşısında ise yine dominant bir beş numara Brad Miller yer alıyor. NBA'e 1998 yılında adım atan Miller, 2000'li senelerin başında Bulls'taki performansıyla dikkat çektikten sonra Pacers ve Kings formalarıyla başarılı sezonlar geçirmiş, iki kez NBA All-Star seçilip zaman zaman da ABD Milli Takımı'nda beş numara pozisyonunda oynamıştı. Miller'ın bir diğer dikkat çekici özelliği ise bir pivota göre iyinin de ötesinde olan saha görüşü ve asist yeteneği.
0 comments:
Yorum Gönder