Eurobasket 2017'nin açılış maçında, Helsinki'de A grubunun iki temsilcisi Slovenya ile Polonya karşı karşıya geldi. Bol hatalı, savunmaların zayıf ve seyir zevkinin düşük olduğu bu mücadelede gülen taraf 90-81 ile Slovenya oldu. Slovenya'da takımın yıldızı Goran Dragic, çok rahat bir şekilde ürettiği 30 sayı, 2 ribaunt, 3 asist ve 4 top çalma ile maçın da yıldızı olurken genç yetenek Luka Doncic 11 sayı, 8 ribaunt ve 6 asist ile galibiyete katkıda bulundu. Polonya cephesinde ise eski Pınar Karşıyakalı Mateusz Ponitka'nın 22 sayı, 13 ribaunt ve 1 asistlik katkısı yeterli olmadı.
Bu tarz turnuvalarda takım performanslarının kümülatif olarak geliştiği bir gerçek olsa da, ilk maçlardan ilk izlenimler de bize takımlar hakkında faydalı bilgiler verebilir. Bu bağlamda Eurobasket 2017'nin açılış maçında karşı karşıya gelen bu iki ekip hakkındaki ilk izlenimlerimizi paylaşmak istiyoruz.
Slovenya: Goran Dragic, Luka Doncic ve Anthony Randolph gibi heyecan verici bir üçlüyü Jaka Blazic, Klemen Prepelic ve Gasper Vidmar gibi tanımları belli görev adamları ile tamamlayan Slovenya, keyifli bir basketbol sergilemek açısından oldukça umut vaat eden bir takım görüntüsünde. Sazı daha ilk maçtan eline alan Goran Dragic'in performansı ve genç yetenek Luka Doncic'in üstündeki yoğun baskıya nasıl yanıt vereceği, Slovenya'nın bu turnuvadaki derecesini doğrudan etkileyecek faktörlerin başında geliyor. Tabii, saydığımız bu iki faktör turnuva öncesinde de sık sık dile getirilen fikirlerdi. Bizim Slovenya adına edindiğimiz ilk izlenim ise, Anthony Randolph'un "savsak" olarak tabir edilebilecek performansı. Anthony Randolph'un yetenek düzeyinde bir oyuncudan daha derli toplu, ne yaptığını bilen bir performans, Slovenya'yı bu turnuvada bir üst noktaya taşıyacak önemli bir etken. Tabii, Anthony Randolph bunu yapabilse, buralarda olur muydu? Bu da ayrı bir tartışmanın konusu. Bununla birlikte, Anthony Randolph'tan gelecek düzenli bir katkı, Slovenya'nın bazı açıklarını kapamasına da yardımcı olacaktır. Polonya maçında da görüldüğü üzere Vidmar ve Dimec gibi yavaş ayaklı ve faul problemine girmeye yatkın iki pota altı oyuncusuna sahip olan Slovenya, daha atletik ve daha etkili takımlarla karşılaştığında pota altı savunması önemli bir dezavantaj olabilir. Nitekim Polonya maçında dahi savunma bir takım sinyaller vermedi diyemeyiz. Bu noktada kilit adam olarak karşımıza yine Anthony Randolph çıkıyor. Aynı zamanda Edo Muric gibi görece kısıtlı bir oyuncunun da bu maçta 4 numarada oldukça fazla süre aldığını da düşününce, Slovenya'nın başarısı Anthony Randolph'un vereceği katkı ile orantılı olacaktır diye düşünmeden edemiyoruz.
Polonya: Polonya'nın oyunuyla ilgili göze çarpan ilk detay ofansif üretkenliğin bir hayli kısıtlı olması. Takımdaki yaratıcı, topu elinde tutabilen oyuncu sayısındaki azlık Polonya'nın oyununu da direkt olarak etkilemiş gibi görünüyor. Üstelik bu tanıma uyabilecek iki oyuncudan birinin de AJ Slaughter olması bu sıkıntıyı daha da büyük bir hale getiriyor. Bu noktada Polonya koçunun Koszarek ve AJ Slaughter'ı bir arada oynatıp daha kontrollü ve topu biraz daha elde tutabilen bir oyun tarzına dönmesini beklerdim; ancak koç tercihini bu noktada kullanmadı. İki oyuncu maç boyunca bir arada oynamadı. Bunun yanında, Slovenya pota altı gibi yavaş ayaklı uzunlara sahip olan Polonya için de savunma büyük bir problem teşkil edecek gibi görünürken bunun çaresi de Koszarek- AJ Slaughter-Waczynski- Ponitka- Kulig gibi kısa, çabuk ve iyi yardımlaşabilecek bir beş olabilir. Tabii, bu beşin de ribaunt konusunda ne kadar verimli olacağı tartışılır; ancak bir şeyleri değiştirmek için, bir şeylerin denenmesi gerektiği açık. Ne kadar iyi görev adamlarına sahip olsalar da, ilk maç sonunda Polonya'nın başta üretkenlik ve savunma olmak üzere bariz bir takım defektleri olduğu bir gerçek. Daha başarılı olmak istiyorlarsa bir şekilde bu defektleri kapatmak zorundalar. Bakalım ilerleyen maçlarda Polonya'dan nasıl bir performans izleyeceğiz?
Polonya'da Ponitka dışında penetre etmeyi düşünen ismin olmaması sıkıntı. Karnowski'nin de ikili oyuna elverişli olmayan yavaşlığı genç uzundan yeterince yararlanamamalarına neden oluyor. Olay Dragic & Ponitka düellosuna kaldığında Slovenya'nın galibiyeti kaçınılmazdı. Yine de uzunlar beşledikten sonra Slovenya'nın bu kadar zorlanması iyiye alamet değil.
YanıtlaSil