FIBA Basketbol Şampiyonlar Ligi'nde ilk tur grup müsabakalarının ilk devresi bu akşam oynanan maçlarla geride kalırken, temsilcilerimizden Banvit A grubunu 7 maçta aldığı 6 galibiyet ile zirvenin ortağı olarak tamamladı. Fransız temsilcisi Monaco ile birlikte 6'şar galibiyeti bulunan Banvit, toplam averajda rakibinin gerisinde olmasına rağmen, rakibini evinde oynadığı maçta yenmenin avantajını elinde bulunduruyor. Tek yenilgisini deplasmanda Aris'e karşı 84-78 ile alan Banvit'in performansıyla Yunan temsilcisini Bandırma'da rahatlıkla yenebileceği düşünüldüğünde, ilk maçları geride bıraktığımızda grubun en iddialı takımı olduğunu söyleyebiliriz.
Sezon öncesi takımın başına getirilen Sloven coach Saso Filipovski ve kurduğu kadro hazırlık döneminde eleştirilere maruz kalsa da, Banvit hem lig hem de Avrupa performansı düşünüldüğünde bana göre bu sezonun en iyi performans sergileyen Türk takımı konumunda. Ligdeki performansını bir kenara bırakıp Şampiyonlar Ligi'ne yoğunlaşacak olursak da, talihsiz Aris yenilgisi dışında oldukça başarılı bir performans sergilediklerini söyleyebiliriz. Rakip potalara ortalama 80 sayı gönderip 70 sayıyı potasında gören Banvit, gruptan lider çıkıp eleme maçlarında da avantajlı bir konum yakalama peşinde.
Theodore, Muric, Can Maxim, Chappell, Orelik, Kulig ve Vidmar'dan oluşan yedi kişilik kemik rotasyona Merthan, Metehan, Cem ve son olarak da kadroya dahil olan genç Emir'in katkılarıyla opsiyonlu bir takım haline gelen Banvit'te özellikle Theodore ve Orelik'in oyunun hücum kısmında takımı sürükledikleri görülmekte. Orelik 16.6 sayı - 5.7 ribaunt ve %49'luk (21/43) üç sayı yüzdesiyle hem içerden hem de dışardan ciddi bir tehdit oluştururken, Theodore da hem takımı yönetme hem de 14.3 sayı- 6.2 asist - 4 ribaunt gibi dikkat çekici istatistikleriyle Banvit için kritik bir oyuncu konumunda. Geçtiğimiz hafta sakatlanan ve Bakken Bears maçında takımdaki yerini alamayan Theodore'un birkaç hafta sonra parkelere tekrar dönmesi beklenirken, bu sürede süre alacak olan Emir Gökalp'in performansı da oldukça merak konusu. Gelişim Koleji'nden gelen Emir ve yine süresi artan Merthan ellerine geçen bu altın fırsatı bakalım nasıl değerlendirecekler.
Banvit pota altında ise Vidmar ve Kulig'in gösterişli istatistiklere sahip olmasalar da istikrarlı oyunlarını sezon boyunca sürdürdüklerini görüyoruz. Bu ikili, hali hazırda iki güçlü skor tehdidi olan bir takım için ideal bir pota altı diyebiliriz. Vidmar'ın 10.7 sayı - 5.9 ribaunt'luk ortalamaları yanında serbest atışlarını da az da olsa geliştirmesi, Kulig'in ise 9.3 sayı - 4.9 ribaunt ortalaması yanında maç başına 1.7'lik blok ortalaması bu ikilinin pota altında yeterli bir güç oluşturmalarını sağlıyor. Onların atletizm eksiği ise Orelik'le örtbas edilmeye çalışılıyor. Bu noktada Metehan ve Doğukan'ın bu ikiliden öğrenecekleri çok şey olduğunu düşünüyorum. Ne Vidmar ne de Kulig belki yıldız isimler değil; fakat gençlerin kendilerini geliştirmeleri için oldukça iyi mentorlar olabilirler.
Ana rotasyonun kalan üç isminden Chappell oldukça patlayıcı bir potansiyele sahip olmasına rağmen, inişli çıkışlı performansıyla zaman zaman beklentilerin altında kalabiliyor. Yine de mücadelesi ve takıma kattığı enerjiyle birlikte guard mevkisinin vazgeçilmez isimlerinden. 3 numarada ise Muric - Maxim ikilisi birbirlerinin eksiklerini tamamlayacak şekilde süreleri paylaşıyorlar. Sezon başında Muric'ten beklentim daha yüksek olmakla birlikte, şu ana kadarki performansı istatistiklerinden öte takıma görünmeyen katkılar ve güç kazandırması yönünde. Tam tersi olarak da Can Maxim, sezon başı beklentimin çok üzerine çıkmış durumda. Can Maxim zaman zaman frene basmakta zorlansa ve Jordanvari hareketlere yeltense de takıma katkısı kendisinden beklentinin oldukça üzerinde. Bu hafta oynanan Bakken Bears maçındaki 26 sayı - 4 ribaunt - 4 asistlik performansı da hırsı ve inatçılığının bir ödülü olarak istatistik ortalamalarını yükseltti. (Şampiyonlar Ligi'nde 7 maçta 10.9 sayı)
Ana rotasyon dışında Merthan, Metehan, Cem, Doğukan ve Erkin'in zaman zaman aldığı süreler onların tecrübeleri için oldukça önemli. Özellikle son iki maçta Merthan gayet ciddi süreler alarak önemli bir şans elde etti. Her ne kadar dikkat çekici bir istatistik yakalayamasa da mücadelesiyle hiç de sırıtmadığını söyleyebiliriz. Coach Filipovski'nin de bu gençlere süre verme yürekliliği ve güveni gösterdiğini de belirtmeden geçmeyelim. Sezon başında çeşitli eleştirilere maruz kalan takımı bu noktaya getirmek hiç de kolay iş değil. Ben dahil birçok basketbolsever tarafından ilk dört hatta ilk altı içinde bile değerlendirilmeyen Banvit, an itibariyle hem lig hem de Avrupa'da takdir edilesi bir pozisyondaysa, bu başarıda belki de bir numaralı etken Sloven coach Filipovski'dir.
Banvit yedi maç sonunda altı galibiyetle grubunda averajla ikinci sırada. Yine altı galibiyetle zirveyi paylaştığı Monaco ile Fransa'da oynayacağı maç Banvit'in gruptaki sıralaması için belirleyici bir maç olacak. Grubun üçüncüsünün yedi maçta dört galibiyeti bulunduğunu düşünürsek, çok büyük bir talihsizlik ya da performans düşüşü yaşanmadığı takdirde Banvit'in ilk ikide yerinin garanti olduğunu söylemek mümkün. Monaco deplasmanından alınacak bir galibiyet de Bandırma ekibine grup liderliğini getirip, ileriki turlarda çok daha büyük başarıların kapısını aralayacaktır.
0 comments:
Yorum Gönder