9 Eylül 2018 Pazar

Karşıyaka Turnuvası ardından Pınar Karşıyaka değerlendirmesi

Perşembe günü başlayıp dün Pınar Karşıyaka - Galatasaray maçıyla tamamlanan ve Pınar Karşıyaka'nın şampiyonluğuyla sonuçlanan 2018 Karşıyaka Turnuvası, mücadele eden takımlar hakkında ilk izlenimlerimizi edinmemizi sağladı. Kupanın şampiyonu Pınar Karşıyaka henüz takıma katılmayan Sek Henry'den yoksun mücadele etmesine rağmen en hazır takım olarak dikkat çekerken, önceki sezonlara oranla daha geniş rotasyonuyla da iki sezon üst üste uzak kaldığı Play-Off'a dönme yolunda taraftarını umutlandırdı. Yeşil kırmızılılar turnuvanın ilk gününde Telekom'u Berk Uğurlu'nun son saniye serbest atışlarıyla mağlup ederken, dün de Galatasaray'ı 81-69 mağlup ederek kupayı kazanan takım oldu. 

Pınar Cup - Pınar Karşıyaka - Galatasaray

Son birkaç sezonda unutturduğu hızlı hücuma dayalı ve yüzdeli dış şutlarla süslenmiş basketbolunu tekrar sahada izletmeye başladığı görülen Pınar Karşıyaka'da point guard pozisyonunda Walker ve Berk'in varlığı yeşil kırmızılıların oyun temposunu elinde tutmasını sağlayan en önemli unsur. Geçtiğimiz sezon yakaladığı ivmeyi bu seneye de taşıdığı dikkat çeken Berk rotasyonun önemli bir parçası, hatta yeri geldiğinde takımın sürükleyicisi haline gelmiş durumda (Telekom karşısında 19sy-8rb-6as ile mücadele etti). Walker ise boy dezavantajına rağmen geçen sezon boşuna sayı kralı olmadığını gösteriyor. Tayfun'un ise geçtiğimiz sezonlarda BSL'de aldığı dakikaların kendine kazandırdığı tecrübe ve özgüvenle oynayarak bu sezon Karşıyaka guard rotasyonuna önemli katkılar yapacağını düşünüyorum. Henüz hazırlık periyodunda sahada yüzdeli hücum ve asistleriyle takımı yönlendiren oyunculardan biri haline gelen Tayfun'un lig başlayana kadar takımla olan uyum problemini de çözeceğini tahmin ediyorum.  


Henüz takıma katılmayan Sek Henry'nin gelişiyle birlikte yeşil kırmızılı taraftarın önümüzdeki sezonla ilgili beklentisi büyük. Rotasyona bir guard daha eklenmesinin takım direnci ve enerjisine etkisinin olumlu olacağı kesin olmakla birlikte, Henry'nin geçtiğimiz sezon İsrail Ligi'nde 17.1 sayı - 5.9 asist ortalamalarıyla MVP seçildiğini de unutmamak lazım. Karşıyaka için buradaki en büyük risk Walker ve Henry'nin topu nasıl paylaşacağını yönetmek olacaktır. Her ne kadar Henry'nin ana görevi shooting guard da olsa, topla oynamayı çok seven ve 1 numaralı pozisyonda da etkili olan bir oyuncu olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle yüzde 30'lar civarındaki üç sayı yüzdesini son iki sezonda %35-40 civarına çıkardığı da düşünüldüğünde Özhan Hoca'nın rotasyondaki dakika dağılımını ve takımın liderlik rolünü vermekte zorlanacağını söylemek doğru olabilir. Aynı zamanda Henry'nin geçtiğimiz sezon dirençli takımlara karşı korkusuza top kullanmaktan çekinmeyip yer yer 0/9, 2/11 gibi üç sayı oranlarında kalması Play-Off yarışında dişli rakiplerle mücadele edecek olan Pınar Karşıyaka için kontrol altında tutulması gereken bir diğer nokta. 

Kısa forvet pozisyonunda Litvanya Milli Takımı'nda da yer alan Deividas Gailius tecrübeli ve güvenilir bir bilek olarak şutör kimliğiyle dikkat çekerken, geçtiğimiz sezon da yer yer önemli süreler alan Erdi Gülaslan'ın benchten gelip takıma enerji vereceğini düşünüyorum. Erdi'nin hücumda etkili olamadığı günlerde ise Özhan Çıvgın'ın yer yer takımı kısaltıp Tayfun'u 3'e çekebileceğini düşünüyorum. Uzun forvette ise Chatman & İlkan ikilisi hem atletik hem de şutör bir 4 numara rotasyonu oluşturmuş durumda. Chatman her ne kadar pota altı sertliğinden uzak kalmayı tercih etse de atletik ve bileği çok yumuşak bir uzun. İlkan'ın da aynı potansiyeli taşıdığını biliyoruz. Geçtiğimiz sezon tekrar potansiyeline yaklaşma konusunda ümit veren İlkan Karşıyaka seyircisinin de desteğiyle kendisininden beklenen performansı sahaya yansıtabilir; yeter ki kafa olarak da oyunda kalmayı başarabilsin.

4 numarala pozisyonundaki oyuncuların sertliği sevmeyen isimler olmasının yanında beş numara pozisyonunda da fiziksel olarak güçlü oyuncuların bulunmaması yeşil kırmızılılar için bu sezonun en önemli handikapı olacağa benziyor. Altyapıdan yetişen Egemen Güven ve Görkem Doğan'ın sertlik anlamında bir türlü istenen seviyeye gelememesi taraftarın da en çok şikayet ettiği konulardan biri. Özellikle Egemen'den birkaç senedir bir sıçrama bekleyen yeşil kırmızılılar bu sezon fiziksel olarak da kalınlaşan genç uzundan artık daha dominant bir basketbol bekliyor. Egemen'in bir an önce güçlenmesi, sırtı dönük oyunlarda fiziğini kullanması ve pota altında temastan korkmaması; basketbolunun gelişmesi, yumuşak bileğini ve blok tehdidini daha değerli hale getirmesi açısından bir şart. Bir diğer uzun Mısırlı Asem Marei ise her ne kadar 4-5 arası bir oyuncu olsa da, bu sezon rotasyonda daha çok 5 numara oynayacağa benziyor. Marei'nin boy dezavantajına rağmen Galatasaray karşısındaki performansı taraftarı umutlandırsa da, güçlü ve uzun pivotlara karşı Karşıyaka pota altının oldukça zorlanacağını tahmin etmekteyim. Kaf Kaf'ın bu dezavantaja karşı en önemli kozu şüphesiz oyunu hızlandırmak ve rakiplerini kendi temposuna ayak uydurmaya zorlamak olacaktır. 

Kaf Kaf'ın kısa süreler de olsa sahada yer alan gençlerinden Arca, İnanç ve Berke'nin bu sezon garbage time dışında çok fazla süre alacağını tahmin etmiyorum; fakat özellikle Arca ve Berke'nin (bunlara altyapıdan Gökhan'ı da ekleyebiliriz) sahada kısa sürelerde bile gözle görülebilen fundamental ve duruşlarıyla gelecek için değerlendirilmesi gereken yetenekler olduğunu söyleyebilirim. Bu gençlerin benchte çürümesindense TBL'de uygun bir takım bulunup kiralık kontratlarla tecrübe kazanmaları sağlanabilir. İlerleyen sezonlar için Türk basketbolu adına önemli kazanç olacaklardır. 

4 yorum:

  1. gerçekten de son sezonlarda hızlı hücum namına bir şey göremiyorduk karşıyadakan ama bu sezon hafif hafif o eski tarzlarına geri bir dönüş oluyor.

    YanıtlaSil
  2. Karşıyaka son zamanlarda hızlı oyun oynamaya başladı. Böyle giderse büyük başarılar elde edeceklerine eminim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet taraftarlarda desteğini verirse ve hoca korkak oynatmazsa bu sene bir kupa gelir

      Sil
  3. Galatasaray gibi bir takımını bu kadar büyük bir farkla yenmek gerçekten çok büyük başarı. Galatasaray maalesef basketbolda futbolda olduğu gibi performans sergileyemiyor. Bu birazda galatasaray basketbol takımının düşük taraftar kitlesine sahip olmasından kaynaklı.

    YanıtlaSil