16 Ekim 2016 Pazar

BSL - 2. Haftaya Bakış: Tofaş - Galatasaray



Tofaş 80-82 Galatasaray Odeabank

Hafta içinde kendi sahasında CSKA Moskova tarafından darmadağın edilen ve takım içindeki uyum sorunları göze çarpan Galatasaray, Bursa deplasmanında Basketbol Süper Ligi'ne bu sezon yükselen Tofaş'a konuk oldu. Maç içinde farkı bir ara 21 sayıya kadar çıkaran Galatasaray, rakibinin geri dönüşüne karşılık veremeyince galibiyeti zora soksa da Austin Daye'in son saniyede bulduğu basket ile maçı 82-80'lik skor ile kazanmasını bildi.

Özellikle Galatasaray cephesinde bazı oyuncuların takıma uyumu ve takım savunması konusundaki sıkıntılar bu maçta da gün yüzüne çıkarken 23 sayı, 4 ribaunt, 4 asist ile oynayan Austin Daye, 16 sayı, 4 ribaunt, 5 asist ile oynayan Sinan Güler ve 12 sayı, 5 ribaunt, 4 blok ile oynayan Alex Tyus pozitif oyunlarını sürdürdüler. Bunun yanında savunması ile -biraz faullü de olsa- karşısındaki oyuncuyu hem fiziksel hem de zihinsel olarak "döven" Göksenin Köksal da Galatasaray cephesindeki ender olumlu performanslardan birini sergiledi.

Gene hafta Darüşşafaka karşısında olumlu bir oyun sergileyen Tofaş da ise takımın skorer olarak alınan Justin Hamilton maç kadrosuna alınmadı. Justin Hamilton'ın yokluğunda ligimizin tecrübeli isimlerinden Sammy Mejia 26 sayı, 8 ribaunt, 3 asist, genç Sırp guard Vasilije Micic 20 sayı, 2 ribaunt, 2 asist ve Ronald Roberts Jr. 15 sayı, 10 ribaunt, 2 asist ve 2 blok ile oynadı.

TESPİT: Henüz ligin 2. haftasında olmamıza rağmen iki takımın da "kadro mühendisliği" konusunda sıkıntılar yaşadığını gözlemleyebiliyoruz.

Özellikle Euroleague'de oynayan bir takım olarak Galatasaray'ın yaptığı kadro mühendisliğine kesinlikle anlam verememekteyim. Adeta Çin Süper Ligi kıvamında bir takım kuran Galatasaray'da en büyük problemin savunma olacağı çok barizdi ve sezonun başı itibariyle bu sıkıntılar yavaş yavaş su yüzüne çıkıyor. Hücumda bir hayli yetenekli ancak savunmada da bir o kadar sıkıntılı olan Galatasaray, Basketbol Süper Ligi'nde olmasa da Euroleague'de çok sıkıntılar yaşayacağa benziyor. Nitekim sezonun ilk maçında CSKA Moskova'dan 109 sayı yiyen Galatasaray'da özellikle Russ Smith, Jon Diebler, Tibor Pleiss ve Emir Preldzic gibi yeni transferler takım savunmasında "yumuşatıcı" etki yaratıyorlar. Tabii ki bunun yanında Vladimir Micov ve Blake Schilb gibi isimlerin de çok göze çarpan dezavantajları bulunmasa da savunma direncini yukarıya taşıyan isimler olduklarını söylemek zor. Savunmanın yanında daha birçok problemi olacak gibi görünen Galatasaray hakkındaki diğer yorumlarımı sonraki haftalara saklayacağım ancak bana göre Galatasaray'ın bu problemler henüz transfer döneminin ortalarında "biz geliyoruz!" diye bas bas bağırmaktaydılar. Bana göre Galatasaray'ın kadrosu yanlış kurulmuştur ve Ergin Ataman gerek saha içinde gerekse saha dışında bu kadroyu yönetebilecek yetiye sahip değildir. 

Tofaş cephesine geldiğimizde ise küme düşen bir takımın iyi bir organizasyon ile bir planlama doğrultusunda ilerlediğini görebiliyoruz. Geçen sezon TBL için bir hayli kaliteli bir kadro kuran ve doğal olarak küme çıkmayı başaran Tofaş, kadrosunun büyük bir bölümünü takımda tuttu. Transfer döneminde sadece Bayern Münih'in genç Sırp guardı Vasilije Micic, NBA geçmişi de bulunan skorer Justin Hamilton ve atletik ancak Avrupa tecrübesi olmayan uzun oyuncu Ronald Roberts Jr. ile anlaşan Tofaş, kağıt üzerinde de iyi transferler yapmıştı. Galatasaray maçında gördüğümüz skorer oyuncu eksikliğini takımla uyumunu henüz sağlayamayan Justin Hamilton'ın kadroda olmamasına bağlarsak sezonun başı itibariyle Tofaş'ın tek bir problemi olduğunu söyleyebiliriz: Stretch 4. Ronald Roberts Jr.'ın fantastik atletizm yeteneğini bir kenara bırakırsak Kaloyan Ivanov, Kaya Peker ve Ümit Sonkol'dan oluşan atletizm özürlü diyebileceğimiz Tofaş pota altında, orta mesafe şutu dahi istikrarlı bir biçimde sayıya çevirebilecek bir oyuncu -Ümit Sonkol'un maç başına 10 dakikadan fazla oynamayacağını varsayarsak- bulunmuyor. Ronald Roberts Jr.'ın da şutu olmadığını düşündüğümüzde, Tofaş pota altı hem şut atamıyor hem de rakiplerine karşı hantal bir görüntü veriyor. Dolayısıyla da hem savunmada çok sıkıntı yaşıyorlar, hem de Tofaş hücumları bir süre sonra monotonlaşıyor. Atletik ve şutu olan 4 numaralara karşı büyük bir zaafı olan Tofaş'ın, Galatasaraylı Austin Daye'in elini kolunu sallaya sallaya kendilerini mağlup etmesini de bu probleme bağlayabiliriz. Tabii ki Tofaş kulübü belirli bir organizasyon ve plan dahilinde ilerlediği düşünüldüğünde bu sezon olmasa da önümüzdeki sezonda bu problemi çözeceği ve kadrosunun üstüne katacağı bariz ancak bu sezon için -eğer bir takviye yapılmaz ise- Tofaş'ın play-off'a belki ucundan girebileceğini düşünmekteyim. Genel olarak beğendiğim Tofaş kadro mühendisliğinde neden böyle bir kararın verildiğini de bir hayli merak ettiğimi de söylemeliyim. 

0 comments:

Yorum Gönder