Karşılaşmaya
TOP16’yı garantileme amacıyla çıkan Anadolu Efes, ilk yarıda rakibin de
isteksiz oyunu sayesinde devreyi farklı önde tamamladı. Çok iyi olmasa, ikinci
yarıyla kıyasladığımızda en azından savunma yapan, hücumda da yüzdeli oynayan
Efes topu iyi dolaştırıp Planinic’in asistlerinden sayılar bularak devreyi
50-36 önde tamamladı. Üçüncü çeyrekle birlikte savunma yapmayı bırakan, direnci
kırılan lacivert beyazlılar, farkın yavaş yavaş kapanmasına engel olamadılar. Pota
altında üç 4 numara ve Semih ile rotasyonda ısrar eden Mahmudi’nin bu
rotasyondan sertlik beklemesi, bir türlü yapılamayan pota altı savunması ve geçen
maçın dikkat çeken ismi Doğuş’un kısa süreli bir oyun sonrası kenarda
unutulması farkın kapanmasında önemli etkenler olurken, Planinic’in sezon
başından beri süregelen durgunluğunun yaptığı birkaç asist dışında devam etmesi
Efes’in oyunun kontrolünü tekrar eline alamamasına neden oldu. Hırvat guard’ın
topu her eline aldığında Efes’in oyununu bir vites yavaşlatmasına Mahmudi daha
ne kadar tahammül edecek göreceğiz. Bunun yanında Emircan ve Deniz’in tıkır
tıkır işleyen bir pota altında bench ısıtmasını anlayabiliriz; fakat yol geçen
hanına dönmüş bir pota altında en azından şans verip denenmeyecek isimler de
değiller. Son çeyrekteki 14-32’lik serinin hiçbir açıklaması olamaz. İçeri
penetre edemeyen bir Euroleague takımı haline gelen Efes yine bize tam
anlamıyla bir hüsran yaşattı. Ve sahadaki oyuna baktığımızda NBA kariyerlerine
son vermiş ve İstanbul’da aldığı paralarla keyifleri yerinde olan Planinic, Semih
gibi isimlerle lacivert beyazlıların bu sene de bizi güldürme ihtimali oldukça düşük
gözüküyor. 40 dakika boyunca Brose Baskets gibi bir takım İstanbul’da sadece 6
top kaybı yapıyorsa, tek dileğimiz Efes’in en azından TOP16’da mücadele etmeye
hak kazanması olacak.
7 Aralık 2013 Cumartesi
Anadolu Efes ile yine hüsran!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 comments:
Yorum Gönder