27 Ağustos 2015 Perşembe

#Eurobasket2015 öncesi olaylar olaylar

Avrupa Şampiyonası’nın başlamasına sayılı günler var. Bu yılki turnuva bizim için birkaç anlamda önemli. Bir jenerasyonun belki de son turnuvası olmakla birlikte, yerlerini dolduracak oyuncular için de önemli bir deneyim. Son yıllarda Avrupa Şampiyonaları’ndaki kötü gidişata bir nokta koyma çabamız var. Aynı zamanda gelecek sene Rio Olimpiyat oyunları için Olimpiyat elemesi anlamında da çok değerli bir turnuvaya katılıyoruz.
 
Peki hızlıca Eurobasket hazırlıklarına baktığımızda neler görüyoruz?
 

Öncelikle kadro seçimi sırasında yaşanan bir Enes Kanter mevzusu var: Kim haklı kim değil yorumunu yapmayacağım. Bu konuda cevabını bulamadığım temel bir soru var. İki taraftan biri bir şekilde geri adım atsa ne kaybederdi? Geri adım atan yaptığından dolayı yadırganır mıydı? Ya da tükürdüğünü yaladı mı denirdi? Spor medyası kaba bir tabir olacak ama sülük gibi geri adım atanın yakasına yapışır, onu rahat bırakmaz mıydı? Yoksa ilk başarısızlıkta iki taraf da topa mı tutulurdu? Peki şimdi mevcut durumda ne oluyor? Olayın iki tarafındaki insanlar daha mı az eleştri aldılar? Dik durdular, dediklerinden geri atmadılar diye daha mı takdir gördüler? Milli takım medya önündeki bu atışmalardan daha mı olumlu etkilendi? Peki turnuvada gelecek ilk başarısızlıkta nedenler konuşulurken ilk madde Enes Kanter olmayacak mı?
 
Şimdi de son birkaç güne gelelim. Aziz Yıldırım – Ergin Ataman – Harun Erdenay – Galatasaray Spor Kulübü arasında süregelen açıklama yarışını hep beraber merakla takip ediyoruz. Hatta rahatlıkla diyebilirim ki, yapılan açıklamalar bugün oynanacak Türkiye – Litvanya maçının önüne geçti. Yine kimin haklı olduğu üzerine yoğunlaşmak istemiyorum. Ama yine aklıma sorular geliyor: Ergin Ataman Milli Takımın ve Galatasaray’ın başına ne zaman geldi? Böyle bir çıkışın böyle kritik bir turnuva öncesi anlamı ne? Peki hem erkek hem de bayan basketbolunun başına Galatasaray’ın head coach’ları getirilirken bunların olacağı düşünülmemiş miydi? Madem getirildi, federasyonun kendi milli coach’larının arkasında tereddüte yer bırakmadan durması gerekmez miydi? Milli Takım’dan oyuncuyu geri çağırmak için “yeterli neden”ler nelerdir? Milli Takım’dan head coach’u geri çağırmak için “yeterli neden”ler nelerdir? Ve bütün bunları yapmak yapmamayı geçtim, tartışmasını, spekülasyonunu bile ortaya atmak bir “büyük” takım başkan(lar)ına ne kazandırır? Daha da önemlisi Avrupa Şampiyonası öncesi Milli Takım’a ne kazandırır?
 
 
Sorularım bu kadar. Her soru 10 puan olup, tüm sorulara tuttuğu takımdan bağımsız cevap verenler 10 puan “bonus” kazanacaktır.
 
Başarılar
Technical Faul

4 yorum:

  1. Ergin Ataman en baştan büyük hataydı. O konuma getirceğin insanı her yönüyle ince elekten geçirip de seçceksin!

    YanıtlaSil
  2. Ataman'ı göndersinler bir an önce, Ufuk Sarıca tek başına idare eder takımı

    YanıtlaSil
  3. Şampiyonası öncesi bu gibi tartışmaları unutmakta fayda var yine de. Doğru yanlış hangisi tartışılır tabi; fakat turnuvanın sonunu beklemek herkesin çıkarına olacaktır.

    YanıtlaSil
  4. Enes kanter olayı bir ergin ataman enes olayı yada şöyle diyeyim ..

    Okur tanjeviç gibiteknik sorun da değil bu karar siyasi bir karar ..

    İkisinden biri inadından vazgeçemez ergin hoca emir almış hiç geçemez ..

    YanıtlaSil