Dün akşamki Belçika maçından sonra böyle bir yazı yazma gerekliliği hissettim. Oyun kurucumuz kim olmalı? Sorunun yanıtını en başından söyleyeyim size: İlk beşte soyunması gereken 1. oyun kurucumuz tabii ki elimizdekinin en iyisi Ender olmalı.
Neden mi? Takımı Barış'a bırakmanın, takımı katletmek olduğu gayet iyi bir şekilde anlaşıldı daha devre arasına girmeden, hem de Belçika karşısında. Hatta Barış yerine, Doğuş'u dahil etmeliyiz kadroya bana göre. Barış takımı düzeni oynatamıyor, defansta gayretli olmaya çalışıyor ancak saçma sapan fauller yapıp, adamını kaçırıyor. Hadi en azından ceza şutunu sok diyorsun; bomboş durumdayken anlaşılmaz tercihlerde bulunuyor, potayı da yerli yersiz zorluyor.
Bunların yanında Belçika maçında artık iyiden iyiye gözüme çarpan, artık bir milli takım ''oyun kurucu''sunu uyarmamamız gereken bir konu da var. Barış oyundayken iki tane fast-break şansı yakaladık. Barış bu iki fast-break şansını da uzunlara pas atarak yok etti. Hadi birisi Kerem Gönlüm'dü ve diyelim ki topu sürebileceğini düşündün de... Sevgili Barış, Ömer Aşık'a niye hızlı hücumda pas atıyorsun? Topu kaybetmediğimiz için seviniyoruz ondan sonra.
Şu an elimizdeki en iyilerden biri gibi görünüyor Barış; ancak yine de söylediğim gibi Doğuş'u kadroya almayı yeğlerim. En azından tempo artırabilecek, ribaunta yardım edebilecek, savunma yapabilecek bir oyuncumuz olmuş olur benchte.
Bunlar benim devre arasındaki düşüncelerimdi. Tanjevic'te bunları düşünmüş olacak ki üçüncü periyodu Doğuş, dördüncü periyodu Ender ile tamamladık. Doğuş da kendinden beklenenleri harfiyen yerine getirdi. Umarım şu iki günü de iyi performans ile geçip, rotasyonda Barış'ın önüne geçer.