FIBA World Cup 2019'a doğru 12 Dev Adam

FIBA World Cup 2019 hazırlıklarına İstanbul'da Senegal ve Ürdün maçlarıyla devam eden A Milli Basketbol Takımımız pazartesi akşamı Senegal'i 94-59 mağlup ettikten sonra dün de Ürdün'ü 106-72 mağlup ederek taraftarı önünde moral depoladı. Rakiplerin zayıflığı nedeniyle çok da ölçü kabul edilmeyecek maçlar olmasına rağmen, maç kondisyonu kazanmak ve takımın genel durumunu görmek açısından önem taşıyan bu maçlarda 12 Dev Adam'ın Dünya Kupası öncesi son durumunu izleyip artıları eksileri değerlendirme fırsatı bulduk.

Milli Takımımızın olumlu yönleriyle başlayacak olursak, Türk Milli Takımlarının olmazsa olmazı savunma azmi ve mücadelesinin üst düzeyde olduğunu söyleyebiliriz. Cedi Osman, Furkan Korkmaz gibi takımın yıldızlarının genç ve başarıya aç olmasının bu isteklilikte önemli pay sahibi olması yanında, bu gayret yaşları itibariyle sahada kalma süresi sınırlı olacak Semih Erden gibi oyuncuların mücadele eksikliğini de hissettirmeyecek gibi gözüküyor. 

Oyun kurucu pozisyonunda Wilbekin'ın takımı yönetmekten çok topla oynamayı seven bir oyuncu olması (bu cümleyi yazarken Ufuk Sarıca'nın aynı karakterdeki Bobby Dixon ile Karşıyaka'da nasıl bir mucize yarattığı geliyor aklımıza), Buğrahan, Doğuş ve Berk'in üzerine ekstra bir yük bindirirken, bu isimlerin Ürdün ve Senegal karşısında üstlerine düşen görevleri yaptıklarını izledik. Yine de bu maçlardaki performansını ölçü olmayacağını da bilerek, bu rotasyonun etkinliğini anlamak adına turnuva öncesi diğer hazırlık maçlarını beklemek gerektiğini düşünüyorum. 2 numarada Furkan, Melih ve Yiğit'i de düşündüğümüzde 7 kişilik bir rotasyona sahip guard pozisyonumuzda turnuva öncesi 1 ya da 2 makas darbesi bekleyebiliriz. Bu anlamda Berk, Buğrahan ve Yiğit'in daha güçlü rakiplerle yapacağımız son hazırlık dönemindeki performansları belirleyici olacak. 

Hazırlık maçlarında üç sayı yüzdemizin ortalama üzeri olduğunu görmek mutlu etse de, oyuncularımızın boş şutları çok da istikrarlı olmayan bir şekilde kullandığını izledik. Turnuvaya kadar şut istikrarını da yakaladığımız takdirde üç sayı isabetleri en büyük kozumuz ve performansımızı yukarı çeken etken olacaktır. Özellikle Ürdün karşısında 16/30 gibi çok yüksek bir üç sayı isabetiyle oynadığımızı gördük; fakat Dünya Kupası'nda çok daha sert savunmalara karşı bu şut imkanları bulabilir miyiz sorusu akıllarda olacaktır. Bu anlamda bir önceki paragrafta belirttiğim guard seçimi önem kazanacak. Ben saf 1 numara oynayabilecek en az 3 oyun kurucunun takımda kalmasının ve bu oyunculardan birinin hem şut tehdidi hem de saha görüşüyle mutlaka Buğrahan olması gerektiği görüşündeyim. Berk ve Yiğit oldukça olumlu gelişimler gösterseler de son 12'ye kalabilmek için ciddi performanslar sergilemeleri gerekecek. 

Forvetlerimiz Cedi Osman, Metecan Birsen, Ersan İlyasova, Berkan Durmaz belki de kadroda yerleri en garanti olan isimlerimiz. Faul problemleri, Ersan / Berkan ikilisinin beş numarayı destekleme ihtiyacı gibi nedenlerle üç numara pozisyonunu zaman zaman Furkan ya da bir başka şutör guard ile takviye etme gereği duyabiliriz; fakat mevcut dört kişilik forvet rotasyonunu düşündüğümüzde bile takımımızın en güvendiğimiz pozisyonu olarak görebiliriz. Cedi ve Ersan'ın kariyerlerini sorgulamaya gerek yok. Her ne kadar hazırlık maçlarında beklentilerin altında kalsalar da, Dünya Kupası'na kadar gerek hücum gerek savunma anlamında performanslarının zirvesine ulaşacaklarına eminim. Metecan ve Berkan'dan kupada yıldızlaşmalarını beklemiyoruz; ama kendi ortalamaları çerçevesinde istikrarlı bir performans sergileyeceklerine, daha da önemlisi takıma ihtiyaç duyduğu anlarda gerekli enerji ve atletizmi verip son topa kadar mücadeleyi bırakmayacaklarına güvenimiz sonsuz. 

Milli Takımımızın belki de en çok soru işareti uyandıran bölgesi pota altımız. Semih Erden'in sakatlık soru işaretlerinin dünkü Ürdün maçında mutlu sonla noktalanması hepimizin yüzünü güldürdü. Zaten henüz bir kontrata imza atmamış Semih'in ne yapıp edip Çin'de yerini almasını bekliyordum. Semih'in takıma katılması pota altımız için büyük bir avantaj; nitekim dün neredeyse koşmadan 15 dakikada 9 sayı - 6 ribaunt yaptı. Fakat faul problemi ve Dünya Kupası'ndaki sert pota altlarını düşündüğümüzde, hala daha beş numarada ciddi bir problem yaşayacağımız kanısındayım. Semih'i Sertaç ile yedeklesek de, Sertaç'ın zaman zaman savunmada boyutlu uzunlara karşı çok zorlanması bizi alternatif bir uzun arayışına daha itmekte. Ufuk Hoca son 12 kişilik kadroda Ege'yi düşünür mü emin olamıyorum; fakat ben dün Muhsin Yaşar'ın kadrodan çıkarılmasına oldukça üzüldüm. Pota altında Ege'ye oranla daha çok ayakta kalabilen, sahaya daha fazla sertlik yansıtabilen Muhsin tipi bir uzunun eksikliğini çekmeyiz umarım. Eğer Ege Arar takımdan elenen son iki kişiden biri olursa da, zaman zaman Berkan, Ersan gibi isimleri beş numarada gördüğümüzde şaşırmamak gerekiyor. 

Biraz da istatistiklere bakacak olursak, benim için en sevindirici nokta takımın asist üzerinden sayı buluyor olması idi. Nispeten zayıf savunmalara karşı da olsa, iki maçta da 25 asist seviyesinde oynamamız setlere bağlı kaldığımızı ve kişisel oyunları minimize ettiğimizi gösteriyor. Umarım bu oyun tarzı Sırbistan ve Yunanistan gibi takımlara karşı da korunabilir. Maç başına sadece 8.5 top kaybı ve %46'lık üç sayı yüzdesi de ilk aşamada bizleri mutlu etti. Fakat yazımda birkaç kez söylediğim gibi bu istatistikleri büyük ekollere karşı da koruyabiliyor olmak lazım. Nitekim iki maçta da yer yer takımın oyundan koptuğu, kısa zamanlar için bile olsa rakiplere seriler verdiği dönemler oldu. Dünya Kupası'nda bu motivasyon kayıplarını affetmeyecek takımlarla oynayacağımızı unutmamak lazım. Son olarak da serbest atış yüzdemizin %68-69 civarında olması maç başına en az 6-7 serbest atış kaçırmak anlamına gelmekte. Semih'in kaçan serbest atışlarını anlarım; ama artık guard ve forvetlerimizin bu sorunu ivedilikle çözmesi gerekiyor. Özellikle ilk tur sonrası karşılaşacağımız güçlü rakiplerimize karşı 1 sayının bile büyük önemi olacak.