12 İnanan Adam, Bir Koç ve Bir Şehrin Efsanesi: Pınar Karşıyaka

Pınar Karşıyaka tarihinde ilk kez mücadele ettiği Euroleague’de Barcelona Lassa’yı 71-62 mağlup etti. Evet maç yorumlarında oldukça klişe olan bu cümle ne bir sürpriz ne şans ne de bir tesadüfün eseri. 3 yıldır Ufuk Sarıca önderliğinde sağlam sponsor desteği, doğru oyuncu tercihleri, altyapıya verilen önem, sağlam kimya ve sahada skor ne olursa olsun mücadele eden 12 yürekli adamın etrafında inanmış bir seyircinin sonucudur Karşıyaka efsanesi.

Maç yorumlarına girmeden skor odaklı yorumlarım için beni bağışlayın ama gerek şehir gerekse takım olarak her türlü övgüyü hak ediyor Pınar Karşıyaka. İlk yarı rakibi 27 sayıda tutmasından, üçüncü periyotta farkı 16 sayılara çıkarmasına ve maç sonunda seyircisine yaşattığı gerilim dakikalarına kadar takım olarak terinin son damlasına kadar hak edilmiş bir maç Barcelona maçı.

Takımın aksayan yönlerinin başında oyun kurucu rotasyonunda hem sakatlığından dolayı formsuz hem de oyun anlayışı olarak gamsız Ragland’a rağmen Kenan’ın performansından tutun, Colton İverson’ın Ante Tomic’e parkeyi dar edişine, Kenny Gabriel’in atletizminden, Justin Carter’ın yüreğine kadar her türlü övgüyü hak ediyor bugün Pınar Karşıyaka.

Maç için fazla söze gerek yok sanırım. Bu sezon oynadığı 3 resmi maçta ortalamam 84 sayı atmış euroleague tarihinin en skorer takımlarından Barcelona’yı son periyotu bir kenara koyarsak üç çeyrek sonunda 38 sayıda tutan savunması, koç Ufuk Sarıca’nın takımı üzerinde kurduğu hakimiyetle oyuncuların her top için son ana dek ortaya koydukları mücadele ve rakibi zorladıkları top kayıpları sayesinde bulunan kolay basketler, atletizm olarak rakibe kurulan üstünlükle maçı kazandı Karşıyaka.

Belki bu maçtan kağıt üzerinde çok daha kolay maçları ilerde kaybedecekler ama bugün günlerden Karşıyaka. Birçok Türk takımın kâbusu ve İstanbul deplasmanlarında takımlarımızın kıl payı farklarla elinden kaçırdığı İspanyol devi Barcelona’yı İzmir’de yenmeyi başaran bir takımın gecesi bu gece…