Pınar Karşıyaka dün akşam Karşıyaka Arena'da TOP16 hedefi için çok önemli bir kader maçına çıktı. Rakip Yunan devi Panathinaikos'tu. Pana dediğimize bakmayın, belki de son yılların en kötü Pana'sı var sahada bu sezon. Zira maç öncesi değerlendirdiğimde Karşıyaka'nın şansının hiç de küçümsenmeyecek kadar yüksek olduğunu düşünüyordum. Fakat şöyle bir durum da vardı ki, Kaf Kaf da geçtiğimiz sezondan alıştığımız havasında değildi. Sahada isteksiz, moralsiz oyunlarıyla yavaş yavaş taraftarın da tepkisini çekmeye başlayan Ragland ve Josh Carter'ın varlığı, her geçen maç düşüşte olan serbest atış ve şut yüzdesi Karşıyaka'nın galibiyetine olan güvenimiz üzerine bazı soru işaretleri yaratıyordu. Nitekim dün de gördük ki, geçen sezonki Diebler, Dixon, DJ'li takıma gelecek bir Iverson takviyesi dün Kaf Kaf'ı %150 galibiyete taşırdı, sahadaki Pana basketbolu karşısında. N'aparsınız "money talks" ne yazıkki.
Neyse, konuyu fazla saptırmadan asıl konumuza gelelim. Pınar Karşıyaka geçtiğimiz sezonun MVP'si Bobby Dixon'u henüz final maçının hemen sonrasında Fenerbahçe'ye kaptırmasının ardından sezona Armani Milano'dan Joe Ragland'ı alarak başlamıştı. İtalya'da Dixon'un tam aksine rol oyuncusu olan Ragland'dan takım lideri yaratmaya çalışan Ufuk Sarıca'nın planları sezon başı itibariyle tutmadı. İstatistiklere baktığımızda geçtiğimiz sezondan "daha kötü" oynamayan Ragland, üzerindeki beklentilerin büyüklüğünü ise karşılamayı başaramadı. Özellikle oyunun savunma tarafında takıma olan negatif etkisiyle taraftarların da tepkisini çekmeye başlayan Ragland, dün akşamki Panathinaikos maçında da sahada fazlasıyla etkisiz eleman rolünü alınca sadece 5 dakika sahada kalabildi ve 0/2 saha içi isabeti, 1 ribaunt yapabildi.
Ufuk Sarıca'nın B planı olan Kenan Sipahi ise dün gece elinden geleni yapmasına rağmen, henüz bir Euroleague takımında ilk beş oyun kurucu olmaktan çok uzak olduğunu bir kez daha gösterdi. Zira bunu gören Sarıca da, oyunun önemli bir kısmında oyun kurucusuz mücadele etmeyi göze alarak Muhammed - Can ikilisiyle oynadı. Zaman zaman üçüncü guard Soner Şentürk, zaman zaman ise Can ya da Muahmmed ile top getirmesinin nedeni de sanırım buydu. Her ne kadar bu iki isim kendilerine verilen şansı iyi kullansalar da, mücadeleleri Pana gibi bir takımı geriden gelip yenmeye yeterli olmadı. Bu arada durum öyle bir hal aldı ki, geçen sezon oyun kurucu yokluğunda bile "Neden oyuna alındı" diye eleştirilen Soner bile, dün sahaya girdiğinde Ragland'a göre tercih edilen isim oldu.
Sonuçta dün yeşil kırmızılı ekip oyun kurucularından beklediği verimi alamadan sadece birkaç oyuncunun yürekli oyunuyla çift haneli farklardan geri gelerek, her ne kadar eski gücünde olmasa da Yunan Milli Takımı'nın kilit oyuncularını barındıran bir Panathinaikos karşısında skoru dengelemeyi başardı. Fakat maçın son dakikasında bir liderin eksikliğini hissederek, yapılan acemice hatalar ve kullanılan zorlama hücumlarla sahadan mağlup ayrıldı. Takımda bir lider olmadan, en güvenilen şutör son iki Euroleague maçında bir tane bile üçlük bulamamışken bu sonuç belki de başarı sayılabilir. Fakat kabul etmek gerekir ki, tarihte katıldıkları en önemli organizasyonda yeşil kırmızılıların iyi bir oyun kurucusu olsa işler çok daha farklı gidecekti. Dün Sarıca'nın oyuncu tercihlerini de dikkate aldığımızda, bu takım öyle ya da böyle TOP16 yaparsa 1 numarada farklı bir isim görebiliriz muhtemelen. O zaman sahada çok farklı bir Kaf Kaf izleyebiliriz.
Ragland kadro dışı aldı bile. Bakalım takım nasıl devam edecek. Kenan + Soner ikilisine bir takviye yapılacak mı?
YanıtlaSilSonunda gitti de kurtulduk. Şimdi Dixon tarzı biri lazım
YanıtlaSil