NBA sezonunda 3 haftayı geride bıraktık. Batı
konferansında takım değerlendirmelerine devam ediyorum. Bu yazının konusu
konferansın ağır abileri olarak nitelendirdiğim Houston Rockets, Oklahoma City
Thunder, San Antonio Spurs ve Los Angeles Clippers
Houston Rockets
Konferans genelinde takım dengelerinin doğu
konferansına göre daha yakın olduğu ve bu anlamda çekişmenin bir kat daha
arttığı batıda şu ana dek 10 maçı geride bırakan Rockets belki de parkede en az
tat veren takımların başında geliyor. Geçtiğimiz yıla nazaran kadrodan
yitirdikleri parçaları şu ana dek aradıkları bir gerçek. Gerek Howard’ın müzmin
hale gelen sakatlığından gerekse Montejunas ve Patrick Beverly ikilisinin uzun
soluklu yokluğu takımı olumsuz etkiliyor. Rotasyonu son derece sınırlı kalan ve
dış oyuncuların sergileyecekleri şut performansına son derece bağımlı hale
gelen hücumun yanında Howard’ın yokluğu çember savunmasını da olumsuz
etkiliyor. Basketbol bir alan kaplama oyunu ve bu anlamda günümüzde çok acayip
atletik yetenekleriniz yoksa 1 numaradan 5 numaraya kadar hemen her pozisyonun
temel bilgisine sahip olmanız gerekiyor. Houston için en büyük zafiyet bu değil
belki ama kadronun iskeletini oluşturan James Harden dışındaki oyuncular
kariyerlerinin ikinci baharındalar ve bu anlamda koç Kevin Mchale rotasyonu
idareli kullanmak zorunda.
Bu sorun yetmezmiş gibi oyun kurucu rotasyonuna
eklenen Ty Lawson oyun yapısı bakımından takıma adapte olabilmiş değil.
Houston’da iş yapabilmesi için topu sürekli elinde isteyen, çabuk ilk adımıyla
potaya yüklenip pozisyon yaratan oyuncu kimliğinden bir nebze olsun uzaklaşması
gerekiyor. Şu ana dek bunu başarabilmiş değil çünkü Harden gibi bir iki
numaranız varsa haliyle oyunun merkezi oyun kurucudan iki numaraya kayıyor.
Kevin Mchale’in oyuncu rollerinin dağıtımında sıkıntı yaşadığını düşünüyorum.
Normal sezonu nerede bitirecekleri biraz da teknik ekibin rol dağıtımındaki
sorunu nasıl çözeceğiyle yakından alakalı gibi duruyor. Tabii ki bir de Dwight
Howard’ın sağlık durumu kritik önem arz ediyor.
San Antonio Spurs
Houston Rockets’ a benzer sorunlar yaşayan lakin bu
sorunların altından kalkabilmek adına elinde daha iyi bir malzemeye sahip bir
takım varsa o da San Antonio Spurs. LaMarcus Aldrige, David West gibi
hamlelerin ardından amiyane tabirle kullanım süresi dolmaya başlayan kadroya
gençlik aşısı yaptılar. Lakin oyuncu rollerinden tutun kadro derinliği ve bu
anlamda oyunun merkezinin sürekli değişkenlik gösterdiği Spurs ekolüne
özellikle yeni isimlerin uyum sağlaması biraz zaman alacak gibi. Şu ana dek
oynadıkları 8 maçta en çok öne çıkan oyuncu gerek savunma gerekse hücum
performansıyla Kawhi Leonard. Koç Popovic’in oyunun merkezini rakibe göre
ayarlama ve bilhassa normal sezonda kozlarını saklama gibi bir alışkanlığı
olduğu düşünüldüğünde şu ana dek takımın motorunu rölantide çalıştırdığını
düşünüyorum. Tabii gelen giden parçalar düşünüldüğünde uyum sorunu ve sinerji
eksiğini kapatması için all-star arasına dek önünde uzun bir süre var. Üstelik
geçmişte bu tarz olayların üstesinden başarılı bir şekilde kalktığı
unutulmamalı. Ama tek hedefin şampiyonluk olduğu düşünüldüğünde batı konferansı
playofflarında en büyük rakipleri bu sinerjiyi her geçen gün arttıran Golden
State Warriors.
Golden State Warriors
Warriors Steve Kerr önderliğinde geçen yıl ki
şampiyonluğu kimi otoritelerce belki haklı belki haksız gerekçelerle Kyrie
İrwing’in sakatlığına bağlanıyor olsun aslında her geçen gün basketbol
anlamında büyüyen ve elindeki parçaları yetenekleri doğrultusunda daha değerli
kılan bir basketbol ekolü olma yolunda ilerliyor. Kerr sonuç olarak Phill
Jackson ekolünden yetişme ve bu anlamda üçgen hücum mantığını hakim ve üstüne
üstlük Phoenix Suns genel menajeriyken Steve Nash önderliğinde ligin tozunu
atan tempolarda geçiş hücumları, atletizm ve basketbol aklını aynı tavada
harmanlayan bir yapıda çalışmış bir isimdi. Sanırım elindeki malzeme bu iki
tecrübesini de uygulayabileceği olanakları ona fazlasıyla sunuyor. Bu yıl şu
ana dek Stephan Curry önderliğinde son derece modern (belki de post modern daha
uygundur) ve kompakt basketbol anlayışını sahaya en iyi şekilde yansıtan
takımların başında geliyorlar. Oynadıkları 10 maçı da kazanmaları başarıya olan
açlıklarından hiçbir şey yitirmediklerinin kanıtı olsa da playoff döneminde
oyunun merkezinin son derece değişken olduğu Warriors basketbolu her daim
bocalamaya müsait. Onları belki de en çok zorlayan takım ise atletizm olarak
Golden State’den bir tık yukarıda yer alan ve takım kimyasında şu an için ciddi
problemleri olan Clippers.
Los Angeles Clippers
Los Angeles Clippers geçtiğimiz iki yılda da playoff
döneminde erken havlu atmasının nedeni olarak gösterilen rotasyon zafiyetinden
bu yıl en azından kağıt üzerinde kurtulmuş gözüküyor. Lakin koç Doc Rivers’ın
elinde doyurulmayı bekleyen yığınla ego sahibi oyuncu var. Bunların başında
belki de yaz döneminde takımın yaptığı en önemli hamle olarak Lance Stephenson
geliyor. Oyunun merkezini genellikle oyun kurucuların ve Blake Griffin özelinde
4-5 ikili oyunları üzerinden kuran Doc Rivers’in şu ana dek parkede Chris
Paul’un yükünü oyun bilgisi ve yetenekleriyle azaltacak en önemli paça olan
Stephenson ile başı belada desek yeridir. Bu sezon kenardan gelerek katkı
sağlaması beklenen Josh Smith şu ana dek formsuz ve oyunun merkezini iki süper
yıldızın üzerinden alması beklenen iki numara rotasyonu Crawford’u bir kenara
koyarsak şu ana dek sınıfta kalmış durumda. Paul Pierce zaten ilerleyen
yaşından ötürü normal sezonu rölantide geçiriyor. Takımın başarısı koç
Rivers’ın yüksek egolara sahip oyunculardan saha içinde birinin liderlik etmesini
sağlamasına ve takımı sahiplenmesine bağlı. Bu oyuncu Chris Paul’un DeAndre
Jordan ile yaşadığı sıkıntılar düşünüldüğünde Blake Griffin olarak öne çıkıyor.
Clippers’ın sezonu nerede noktalayacağı onun mental anlamda göstereceği
gelişimle yakından alakalı. Bunu zaman ve koç Rivers’ın risk yönetim planı
belirleyecek. Takımın geniş iki numara rotasyonundan verim alamamasından dolayı
sezon içinde hareket etmesi de beklenebilir.
Oklahoma City Thunder
Sağlıklı oldukları sürece gerek beraber oynama
alışkanlıkları, son yıllarda Russell Westbrook’un gösterdiği gelişimle beraber düşünüldüğünde
birbirini tamamlayan Kevin Durant, İbaka ve Westbrook üçlüsüne geçtiğimiz sezon
eklenen parçalar bir yana ligin belki de en atletik takımlarından biri Thunder.
Takımın yaşadığı sorunlar genelde oyunun merkezini Westbrook ve Durant
ikilisinin üzerine kurup kadroda diğer yardımcı parçalardan yeterli verimi
alamamaları olarak düşünülebilir. Bu sorunu
giderecek yardımcı rol oyuncularının başında Dion Waiters ve Enes Kanter
geliyor. Yalnız iki oyuncunun da mental anlamda yaşadığı sıkıntılar Kevin Durant’ın
sakatlığıyla beraber düşünüldüğünde takıma bilhassa savunmada sıkıntı
yaratabilir. Bu açığı kapatacak en önemli parça Serge İbaka olarak karşımıza
çıkıyor. Normal sezonda Kevin Durant sağlıklı kalsa dahi parke üzerinde geçirdiği
sakatlığın etkilerini geçtiğimiz maçlarda tam manasıyla atlatamamış gözüktü. Takım
için sezon hedeflerine ulaşmak bu anlamda zor gözüküyor. Umarım ilerleyen
dönemlerde sağlıklı bir Kevin Durant izleriz.
0 comments:
Yorum Gönder