24 Ocak 2019 Perşembe

Mavi Kaplanlar istim üzerinde

Bu sezon Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi'nin yeni takımlarından Türk Telekom, ligin ilk yarısındaki başarılı performansıyla dikkatleri üzerine çekti. İki yıllık TBL arası sonrası tekrar döndüğü Basketbol Süper Ligi'ni oldukça özlemiş gözüken ve bu özlemi performansına da yansıyan Türk Telekom oynadığı 14 maçta 9 galibiyet elde ederek beklentinin üzerine çıktı. Doğruyu söylemek gerekirse sezon başında hazırlık maçlarında izlediğim ve oluşan kadrodan edindiğim fikir itibariyle de BSL'de özellikle savunmada önemli problemler yaşayacağını öngördüğüm Mavi Kaplanlar'ın performansı benim için sezonun ilk yarısının en büyük sürprizlerinden biri oldu. 

Türk Telekom - Kenny Gabriel - Sylven Landesberg

Türk Telekom sezon başı itibariyle, takım yapısı olsun, oyuncuların bireysel özellikleri olsun, hücum gücü yüksek; fakat savunmada çok açık veren ve yumuşak savunma yapan bir takım izlenimi vermekteydi. Önceki senelerde Türk Telekom'un çok yüksek bütçelerle yaşadığı hayal kırıklıklarını da düşündüğümüzde, bu sezon da beklentiyi karşılayamayacağını düşünmeden edemedik tabiki. Fakat haftalar ilerledikçe, Türk Telekom'un takım olma yolunda önemli adımlar atmaya başladığını gördük. Yüksek yaş ortalamasına rağmen, savunmaya öncelik veren ve hırslı oyuncular olan Metin Türen, Kaya Peker ve Redding'in yanında Kenny Gabriel'in atletizmiyle takıma enerji vermesi Telekom'un ekstra galibiyetlerinde önemli rol oynarken, kadrodaki tecrübeli isimlerin kritik anlarda takıma ciddi katkılar yaptıklarını izledik. 


Türk Telekom hücumda sezon başı tahminim kadar yüksek bir skor üretimi yapamasa da, Sylven Landesberg ve Vladimir Stimac üzerinde yoğunlaşan skor üretimiyle dikkat çekti. Landesberg'in 21.3 sayı, Stimac'ın 14.2 sayı ortalamalarıyla ana hücum tehdidi oldukları Türk Telekom'da Landesberg'in aynı zamanda %47 üç sayı isabetiyle oynaması ve kritik anlardaki yüzdeli hücumları Ankara temsilcisi için önemli bir artı oldu. Telekom hücumlarının bu ikiliye fazla bağımlı olması her ne kadar bir dezavantaj olsa da, önceliği skor olmadan skor özelliği ve tecrübesi bulunan Redding, Campbell, Gabriel, Ender gibi isimlerin performansları Mavi Kaplanların önemli bir hücum gücü olmasını beraberinde getirdi. Bu haftasonu All-Star'a damgasını vuran ve MVP ödülünü bir kez daha kazanan Gabriel'in şova yönelik basketbolunu takımın faydasına yönelik lige de yansıtması ikinci devre için Türk Telekom adına önemli bir kazanç olacaktır.

Kadroya baktığımızda ana rotasyonun genel olarak +30 yaş diliminde olduğu ve hatta takımda elle tutulur süre alan Metin ve Yunus Emre dışında 30 yaş altı isim bulunmaması Türk Telekom için bir dezavantaj gibi gözükse de, Mavi Kaplanlar bu tecrübeyi şu ana kadar avantaja çevirmeyi başarmış durumdalar. Hatta 39 yaşındaki Kaya Peker'in kariyerinde neredeyse hiç gerilemediği ve aynı hırsla oynadığını net bir şekilde söyleyebiliriz. 36 yaşındaki Ender Arslan, 33 yaşındaki Serhat Çetin, 32 yaşındaki Vladimir Stimac, 31 yaşındaki Campbell ve Redding'i de düşündüğümüzde oldukça yüksek bir yaş ortalamasına sahip olan Türk Telekom'da tecrübe önemli artı olsa, sezonun ilerleyen haftalarında kondisyonun ne ölçüde etkileneceği merak konusu. Yaşın etkisini göstermesiyle birlikte ligin ikinci yarısında Türk Telekom'un ilk dörtteki yerini koruyamayacağını (ki son iki haftadaki Darüşşafaka ve Banvit yenilgileri de bu düşünceyi güçlendirmekte) ve Play-Off ilk turunun ötesine gidemeyeceğini düşünsem de, her maçın son saniyesine kadar mücadeleyi bırakmayacaklarından şüphem yok. Bunda oldukça önemli bir destek veren, basketbolu özlemiş Ankara seyircisinin payı da kesinlikle yadsınamaz. 

0 comments:

Yorum Gönder