Spor Toto Türkiye Kupası Sekizli final öncesi koç Simone Pianigiani’nin geçirdiği rahatsızlık sonucu hastaneye kaldırılmasının şokunu yaşayan Fenerbahçe Ülker, yardımcı antrenör Luca Dalmonte yönetiminde katıldığı sekizli final maçlarında oynadığı üç maçı da kazanarak kupaya uzanan taraf oldu. Çeyrek finalde Pınar Karşıyaka'yı 77-69, yarı finalde de Beşiktaş'ı 75-66 ile geçen sarı lacivertliler, kupanın finalinde de ezeli rakipleri Galatasaray Medical Park'ı 63-57 ile yenerek mutlu sona ulaştılar.
Özellikle Euroleague'deki performansıyla çok eleştirilen, savunmasının yumuşaklığı ve pota altı zaafiyeti nedeniyle tepkileri üzerine çeken sarı lacivertliler geçtiğimiz hafta oynanan kupa maçlarında sahaya bambaşka bir kimlik yansıttılar. 3 maçta da sert savunmasıyla rakiplerine kolay sayı bulma şansı tanımayan Fenerbahçe, maç başına 60.6 sayı yiyerek bu sertliği skorborda da yansıtmış oldu. Sarı kanaryanın en zayıf yeri olarak görülen pota altı savunması Dalmonte önderliğinde farklı bir yapıya büründü. Öncelikle Batiste'in süresinden kırpan Dalmonte, pota altında Kaya ve Oğuz'a daha fazla şans tanıyınca hem sarı lacivertlilerin pota altı direnci hem de Andersen'in hem savunma hem de hücumda oyuna katkısı arttı. Zira Andersen yarı finalde Beşiktaş karşısında 15 sayı, 9 ribaund, finalde de Galatasaray karşısında 21 sayı, 5 ribaund ile oynayarak adeta kupayı Fener'e getiren isim oldu. Oğuz da pota altında aldığı süre arttıkça yükselen performansı ile sarı lacivertlilerin etkili isimlerindendi.
Fenerbahçe Ülker'de yine geldiğinden beri beklenen performansı sergilemediği, daha doğrusu artık nasıl durdurulacağı çözüldüğü düşünülen Bo McCalebb ise 3 maçta da çift haneli sayılara ulaşıp takımın hücumunu başarılı bir şekilde yönetti diyebiliriz. Karşıyaka maçında Ömer, Beşiktaş maçında ise Barış'tan gelen ekstra sayılar ise sarı lacivertlilerin galibiyetlere ulaşmasında önemli rol oynadı. Son haftaların başarılı ismi Bogdanovic ise sekizli final maçlarında çok sivrilmezken, uzun süre 0 sayıda kaldığı final maçının sonlarında çok kritik 5 sayıya imza atarak kritik anların oyuncusu olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Ve gelelim Preldzic'e. Sakatlığı nedeniyle bir süredir parkelerden uzak kalan Emir, final maçında Bogdanovic'in etkisizliği nedeniyle belki de mecburen sahne aldı. 13 dakika sahada kalan boş pozisyonda yürürken belki ayağındaki sakatlık nedeniyle canı acıdığı yüzünden belli olan yıldız forvet, maçı 7 sayı, 3 ribaund, 3 asist gibi çok dikkat çekmeyen istatistiklerle tamamlasa da, kritik anlarda aldığı insiyatif, yaptığı akıllıca asistlerle Fenerbahçe'nin vazgeçilmezi olduğunu göstermiş oldu.
Biz bu vesileyle Simone Pianigiani'ye geçmiş olsun dileklerimizi gönderelim. Tecrübeli koçun bir an önce sağlığına kavuşmasını dileriz. Fakat Fenerbahçeliler'in Simone'nin koltuğuna tekrar dönmesini isteyip istemediklerinden biraz şüpheliyiz. Dalmonte'li ve minimum Batiste katkılı bir Fener'in neler yapabildiği ortadayken düzeni bozmayı hiçbir Fenerli istemez heralde. Bekleyip göreceğiz.
0 comments:
Yorum Gönder