20 Nisan 2013 Cumartesi

Mucize Pire'de gerçekleşecek mi?


Anadolu Efes dün gece Abdi İpekçi'de bir sondakika mucizesi gerçekleştirdi ve 7 sayı geriden gelerek Olimpiakos'u 74-73 mağlup edip çeyrek final serisini Pire'deki son maça taşıdı. Efes'in cuma günü galibiyet alması elbetteki mucize değil; fakat 2. maçta Efes'in guardının nasıl düştüğünü gördükten sadece 1 hafta sonra serinin nasıl tekrar Pire'ye döndüğünü görmek ve de bunun dünkü gibi inanılmaz bir geri dönüşle gerçekleşmesi attığım başlığın hakkını veriyor.

Dünkü maça dönecek olursak Anadolu Efes'in savunma gayreti, maçı sonuna kadar bırakmaması ve ilk maçların aksine hücumda da oranla yüksek şut yüzdesiyle oynaması 5. maç öncesi bizi umutlandıran unsurlar oldu. Bunun yanında Semih, Gordon ve Kerem Gönlüm'ün sahaya yüreklerini koyarak oynamaları ve takımın vitesini bir seviyede daha yükseltmeleri de takımın önemli artıları oldu. Takım olarak gördük ki, topu pota altına indirdiğimizde ya sayı buluyor ya da faul alıyoruz. Buna bir de dış oyuncuların durağan hücumdansa içeri penetrelerle oynaması eklenince hem pota altı sayılarımız artıyor; hem de içeri gömülmek zorunda kalan Olimpiakos savunması dış şutörlerimizi boş bırakıyor. Bunları dikkate aldığımızda cuma günü Pire'de basit bir oyun düzeni ve iyi savunma ile Yunan devine karşı seriyi 0-2'den 3-2'ye taşımamız mucize olarak görülmemeli belki de...
Şimdi bu pozitiflerin yanında bir de negatiflere bakalım. Önceliği maçın başındaki yüksek Olimpiakos dış şut yüzdesine verelim. İlk maçta tüm "basketboldan anlayanlar" Printezis'in yüksek dış şut yüzdesinden bahsediyorlardı. Euroleague'de ilk kez 4 üçlüğü bir arada attığından... O gün belki bu satırlarda yazmamıştık; ama söylüyorduk ki "ee kardeşim sen adamı bu kadar boş bırakırsan adamın da eli armut toplamayacak tabi ki". Sonuçta Printezis de her ne kadar kötü bir stili olsa da Yunan Milli Takım forması giyen ve ortalamanın üstünde dış şutu olan bir uzun. 4. maç söylediklerimizin doğruluğunu bir kez daha kanıtladı. Tamam, alan savunmasında oldukça gayretliyiz; fakat dip köşeye indirilen her top dengemizi bozduğu gibi Yunan ekibi ilk devrede gününde bir dış şut performansıyla 9/15'lik bir 3 sayı yüzdesi yakaladı. Eğer 5.maçta da böyle bir seri yakalarlarsa Baris ve Dostluk Salonu'nda o seyirci önünde geri dönmemiz hiç kolay olmayacaktır. Bunun yanında biz de bu tip seriler sonrası oyundan kopmamalı ve direncimizi sürekli olarak yüksek tutmalıyız. Özellikle seri boyunca çok etkili olamasa da son maçta ne kadar tehlikeli olduğunu gösteren Papanikolaou'ya çok ama çok dikkat! Seri boyunca sessiz demişken. Pire'deki maç Sasha Vujacic için de bir geri dönüş maçı olabilir. Sasha bu tip maçları sever; ondan gelecek bir patlama da bizi sevindirecektir.
Dün gece son dakikaya 2 hücum ribaundu vererek başladık. Hücum ribaund potansiyeli çok yüksek bir rakip karşısında çok dikkat edilmesi gerekn bir konu! Fakat sonrasında Farmar'ın üçlüğü, Kerem'in top çalması, Farmar'ın kaçan şutu sonrası topun tekrar bizde kalması ve son olarak da Jamon Lucas'ın jump shot mesafesinden tipi basketbol tanrılarının bizimle olduğunun göstergesiydi. Umarım cuma günü tanrılar hala daha bizim yanımızda olacaktır ve saatler 23:30'u gösterdiğinde hem Pınar Karşıyaka'nın finale yükselmesini hem de Anadolu Efes'in Final Four'unu beraber kutluyor olacağız.

0 comments:

Yorum Gönder