Yunanistan'ın Girit adasında düzenlenen U19 Dünya Şampiyonası'nın ikinci gününde milli takımımız, İspanya'yı 72-65 ile mağlup etmeyi başardı. Maça 9-0'lık bir seri ile çok iyi başlayan milli takımımız, maçın büyük bölümünü zevk vererek farklı önde götürdü. Ne var ki, dün Arjantin karşısında başımıza gelenler bu maçta da dördüncü periyotta başımıza geldi. Temposunu yitiren ve maç boyunca çok güzel yaptığı "hücumda boş alanları kullanma ve paslaşma"yı bırakıp bireyselliğe yönelen takımımız, pota altında da yeterli savunmayı yapamadı. Fark 20 sayıdan 6'ya kadar düşse de millilerimiz mücadeleyi kazanmayı başardı.
İlk periyotta Tolga Geçim ve Ege Arar ile etkili olan takımımız, Ege Arar'ın kafasındaki kanama sebebiyle temposunu yitirse de, benchten gelen Furkan ve Egemen'in katkılarıyla yitirilen tempoyu geri kazandı ve gaza daha da bastı. 18-12 biten ilk çeyrek sonrasında, devre 44-29'luk üstünlüğümüzle sonuçlandı. İkinci yarıya da Berk Uğurlu'nun tempolu oyunu ve katı savunma ile başladık. Adam paylaşımı ve birebir savunmanın doruk yaptığı bu bölümde hücumda zor onlar yaşasak da savunmamız ile farkı 20 sayılara kadar çıkarmayı başardık.
Bu andan itibaren Francisco Alonso'nun mekan ve zaman kavramı tanımadan attığı üçlükler ve sakatlığı sebebiyle sadece ikinci yarıda belli bir süre oynayabilen ama hırsı ile dikkat çeken Jose Alberto Jimenez'in savunması ve penetreleriyle bize sinyaller yollamaya başlayan İspanyollar bir nebze olsun toparlanmışlardı. 61-45 biten üçüncü periyot sonrası, dördüncü periyota inançla başlayan İspanyollar, Jimenez'in savunmadaki gayretini bütün takıma yaymışlardı.
Bizim tarafımızda ise bir durgunluk, "bu maç bitti" havaları vardı. Aynı dün Arjantin karşısında olduğu gibi... Oyuncularımız çok yetenekli oyuncular, birlik oldukları zaman inanılmaz bir takım ortaya çıkıyor sahada ve sahada konsantre oldukları sürece rakipleriyle aralarındaki kalite farkı her daim belli oluyor. Ancak dün ilk iki periyotta işi bitirdiklerini düşünen gençlerimiz, bugün de üçüncü periyotta işi bitirdiklerini sandılar muhtemelen. Tabii ki, işler beklendiği gibi gelişmedi. Maç boyunca ortalarda pek fazla görünmeyen Sima'nın yanına dört kısalı ve bol penetreli bir oyunu benimseyen İspanyollar, zaman zaman yanımıza yaklaşıyor gibi olsalar da bizim de dört kısaya dönmemiz ve ilk üç periyotta oluşan farkın kalan sürede kapanmaya çok uygun olmaması sonucunda 72-65'lik bir mağlubiyete razı oldular.
Takımımızda sakin kalan ve mücadele seviyesini hiç düşürmeyen iki oyuncudan biri olan takımımızın en genci Furkan Korkmaz 4/5 üçlük isabeti ile 14 sayı, 3 ribaunt ve 4 asist kaydederken takımımızın bir diğer mücadeleyi asla bırakmayan oyuncusu Ege Arar, ilk periyotta yaşadığı kanamaya rağmen 13 sayı, 7 ribaunt ve 1 asist ile oynadı. İspanya cephesinde ise Francisco Alonso 3/4 üçlük isabeti ile 14 sayı, 2 ribaunt, 3 asist, Yankuba Sima ise 7 sayı, 11 ribaunt, 2 blok ile mücadele etti. Hırsı ve mücadelesi ile dikkati üzerine çektiğimiz 11 numaralı Jose Alberto Jimenez ise oyunda kaldığı 12 dakika 40 saniye boyunca üstün savunma gayretinin yanında 5 sayı, 2 asist, 1 top çalma ve 5 faul -biraz fazla hırslı tabi-yaptı. Bunun yanında, Jimenez'in oyunda kaldığı 12 dakika boyunca İspanya, Türkiye'ye 12 sayı fark atmayı başardı. Bu da mücadelenin gücünün ve azmin ne kadar etkili olabileceğini bizlere gösteriyor.
İki maçtır mesaiyi erken kapatan gençlerimiz oyunlarını, aynen İspanyol Jimenez gibi bütün güçleri ile oynayıp bunu 40 dakikaya yayarlarsa, onların önünde duracak pek bir engel yok -ABD'yi bilemiyoruz tabi :)- çünkü biz Jimenez'den ya da turnuvadaki birçok oyuncudan çok daha yetenekli oyunculara sahibiz.
Yarın Çin ile oynayacağız. Çin bizim seviyemizde bir ekip değil. Belki Arjantin maçındaki gibi iyi oynanacak iki periyot, belki de bugünkü gibi iyi oynanacak üç periyot bize galibiyet için yeterli olacaktır. Ancak bizim hedefimiz Çin'i mağlup etmek değil; harika oyunumuzu 40 dakikaya yayabilmek olmalıdır. Turnuvanın ilerleyen safhalarında ABD, Sırbistan ve başta Dragan Bender olmak üzere birkaç yıldız oyuncusundan yoksun olan Hırvatistan karşısında dahi, oyunumuzu 40 dakikaya yaymak zorundayız ve bunu yapmaya da derhal başlamalıyız.
Yetenekli ABD'li oyuncuları dize getirebilecek bir kadro var elimizde. Buna inancım tam ancak bahsettiğimiz gibi konsantrasyon kaybı yaşamadan ve azim ile mücadele etmeyi bütün maç boyunca sürdürmeliyiz.
Çin'in Arjantin'i yenmesini beklemiyordum; bu durumda yarın basit bir oyunla kazanıp turu geçelim öncelikle. Fantezi denemeye gerek yok; ama dediğin gibi istikrarı maça yaymak lazım
YanıtlaSil