Dün akşam, Prag'ta, Türk basketbolu için çok kötü akşamlardan biri yaşandı. Milli takımımıza göre pek de iyi sayılamayacak, Çek Cumhuriyeti'ne 18 sayı farkla mağlup olduk. Maçı anlatıp, neleri kötü yaptığımızı falan yazmayacağım. Bunları yaparsam bu yazı çok uzun sürecek. Sadece tek bir şey hakkında yazacağım...
Başından beri gençleştirilmiş kadro diyoruz, çok eksiğimiz var diyoruz. Genellikle süre alan 7 oyuncumuz, Ender, Emir, Semih, Kerem Gönlüm, Sinan, Serhat Çetin ve İlkan Karaman'ın yaş ortalaması 27.4, 21 yaşındaki İlkan'ı çıkarırsak bu ortalama 28.5'a kadar çıkıyor. Yani tecrübesiz bir kadromuz yok ancak çok çok kötü bir oyun var.
Bir kere gençleştirilmiş kadro dememiz için gençlere iyi süreler vermeliyiz. Biz de o da yok, genellikle bu 7 oyuncu süre alıyor hep. Bahanemiz bu olmamalı, neyi yanlış yapıyorsak onu bulamalıyız çünkü bu kadromuzla bile Çek Cumhuriyeti'nden iyi bir takımımız.
Biz gençleştirilmiş bir takımız diyoruz, bir de Çeklere bakalım. 21 yaşındaki, 2.01 boyundaki, oyunkurucuları Tomas Satoransky.. Avrupa'nın gelecek yıldızlarından biri olacağını elemelerde gösteriyor. Elemelerde, 9.5 sayı, 6.8 ribaunt, 7.0 asist ortalamalarıyla oynayan genç yıldız bize karşı da, 24 dakika süre alırken, 16 sayı, 6 ribaunt, 5 asist ile mücadele etti. 21 yaşındaki bir başka isim oyunkurucu-şutör guard karışımı bir oyuncu Kudlacek, 15 dakikada şut kaçırmadan 14 sayı, 3 asist yaptı. 20 yaşındaki, yedek pivotları, Balvin, 19 dakika oynadı, 6 sayı, 7 ribaunt, 1 blok yaptı. Bunların yanında tecrübeli isimlerin katkısı da gelince, Çek Cumhuriyet'i bizi farklı bir şekilde yendi.
Bir Çek Cumhuriyeti'ndeki gençlerin aldıkları süre ve yaptıkları işlere bakın bir de bizimkine. Bahanemizin ''gençleştirme'' olmadığını anlamış olmalısınız..
Bu takımın sorunu başka birşey..
0 comments:
Yorum Gönder