Pınar Karşıyaka EuroChallenge Cup çeyrek final ikinci maçında Paris'te karşılaştığı Levallois takımını 72-66 mağlup ederek seriyi ve Final-Four şansını Karşıyaka Arena'daki üçüncü maça taşıdı. 2 gün önce kendi sahasında rakibine maçı adeta hediye eden Kaf Kaf, Paris'te bu işin henüz bitmediği sinyallerini vermiş oldu.
TRT'nin Fransa'dan sinyal alamamasını bahane ederek yayınlamadığı maçı görüntülü olarak izleyemedik; fakat istatistikler zaten herşeyi anlatıyordu. Pınar Karşıyaka'nın son saniyelerdeki inanılmaz acemiliklerle kaybettiği ilk maçta; hatta bir önceki Royal Halı Gaziantep maçında pota altı nispeten zayıf rakiplerine karşı kullanmadığı pota altı hücum opsiyonlarını değerlendirdiği zaman neler yapabileceğini Paris deplasmanında rahatlıkla gördük. Yeşil kırmızılıların 72 sayısının 46'sı Aminu-Thomas ikilisinden gelirken, bu oran farkın açıldığı ilk yarıda çok daha fazlaydı. Bu arada Aminu'nun 11/14, Thomas'ın da 10/12 ile oynadığını atlamamak lazım. Ne zamanki yeşil kırmızılılar pota altı ağırlıklı oynamayı bırakıp dış atışları zorlamaya başlıyorlar, işte o zaman bütün ritm bozuluyor. Nitekim gerek Gaziantep gerekse Arena'daki ilk maçta olan da buydu. Hatta bu gece de 20 sayılık farktan sonra gelen rahatlama ve denenen dış şutlar maçın riske girmesine neden oldu. Tüm bu istatistikler salı akşamı Karşıyaka'nın Arena'da nasıl bir stratejiyle oynaması gerektiğini açıklar nitelikte. Her ne kadar Sean May ve Jawad Williams'ın durumlarının ne olacağı bilinmese de, pota altını domine edecek bir Kaf Kaf, taraftarını da arkasına alarak Final Four hedefine ulaşacaktır.
Gecenin diğer dikkat çeken istatistiklerine gelecek olursak, bunlardan ilki son haftalarda şut yüzdesinde belirgin bir düşüş olan Dixon'un 7 sayı, 8 ribaund, 6 asistinin yanında yaptığı 7 top kaybı idi. Son maçlarda yeşil kırmızılıların sezon başına oranlar top kaybı sayısı artmış durumda. Bunu sakatlıklara, yeni takıma katılan oyuncuların setlere alışkın olmamasına bağlayabiliriz; fakat takımın oyun kurucusunun bu kadar yüksek top kaybı yapma lüksü olmamalı. Bu akşam 7 sayı ile maçı tamamlayan Can Maxim Mutaf'ın da istatistiğinden öte oyuna bakışını biraz değiştirmesi gerekiyor. Takıma başarılı bir uyum sağlayan ve ilk birkaç maçta çıtayı yükselten genç yetenek zaman geçtikce ilk günlerin aksine KafKaf'ın ritmini bozmaya başladı. Savunması zaten çok etkili olmayan Mutaf, zaman zaman kendini Kobe ya da Jordan sanıp denediği dengesiz şutlar ve özellikle maç sonlarında yaptığı kritik top kayıplarıyla dikkat çekmekte. Ufuk Sarıca'nın bir an önce genç yeteneği takım oyununa yönlendirip, takıma katkısını artırması lazım. Yeni transfer Sanders ise sakatlanan Diebler'in eksiğini kapatmak için alınmış gözükse de iki ABD'linin benzer özellikleri olduğunu söylemek pek mümkün değil. Sanders'ın takıma uyum sağlaması için henüz yeterli zamanı olmadı; fakat Arena'daki maçta yaptığı fauller ve mağlubiyetteki payı; ve de Diebler kadar iyi bir şutör olmaması nedeniyle taraftarla iyi bir tanışma süreci geçirdiği söylenemez. Zamanla onu da izleyip daha net bir fikir sahibi olacağız.
Ligdeki Banvit maçı ile ilgili resmi bir açıklama yapıldı mı bilmiyoruz; ama muhtemelen Kaf Kaf haftasonunu dinlenerek geçirecek. Salı akşamı ise Arena'da Final Four biletini almak için geçen salı yapamadığını deneyecek. Başarılar Kaf Kaf!
Fotoğraf Karşıyaka'dan heralde. Ambians süper
YanıtlaSil