30 Ekim 2013 Çarşamba

4 x 4'lük geceye noktayı Kaf Kaf koydu

Maç öncesi Pınar Karşıyaka'nın galibiyet yazısına koyacağım başlığı belirlemiştim aslında "Kaf Kaf'ın 100'ü güldü" olarak. Zira yeşil kırmızılı ekip bugün Avrupa kupalarındaki 100. maçına çıktı Bulgar Lukoil karşısında. Fakat TED Kolej'in de Yunanistan deplasmandaki galibiyeti ile birlikte öyle güzel bir Euro Cup gecesi yaşadık ki, 4'te 4 yaptığımız bu dört dörtlük gece için bu kararımdan vazgeçtim. 


Gecenin bizim için son maçında Pınar Karşıyaka evinde konuk ettiği Bulgar Lukoil Academic'i 84-69 mağlup ederek gruptaki üçüncü maçından da galip ayılarak namağlup liderliğini korudu. Maçın başında yavaş yavaş farkı açıp çift hanelere çıkaran yeşil kırmızılılarda (30-19), alan savunmasına dönüş sonrası başta savunma, dolaylı olarak da hücum düzeni bozuldu. Kaf Kaf'ın dağınık savunmasına rakibin yüksek şut yüzdesi de eklenince farkı kapatan Lukoil devre sonunda soyunma odasına sadece 1 sayı geride gitti: 41-40. Devrenin son savunmasında 2 saniye içinde rakibe verilen kolay basket, Karşıyaka'nın bugün yeterince maça konsantre olamayışının bir kanıtıydı.

Beşiktaş ve TED deplasmanda kazandılar

Euro Cup temsilcilerimizden Beşiktaş İntegral Forex ve Aykon TED Ankara Kolejliler gruplarındaki üçüncü maçlarında deplasmanda ite kaka da olsa kazanmasını bildiler. Beşiktaş İntegral Forex Finlandiya'da Bisons Loimaa karşısında kolay maçı zor sokmasına ragmen 60-61 kazanırken, TED Ankara Kolej de Yunanistan'da PAOK'u 75-77 mağlup etti. 


Gruptaki ilk iki maçında başa baş mücadeleler sonrası yakın skorlarla 1 galibiyet ve 1 mağlubiyet alan Beşiktaş, kolay bir galibiyet beklentisiyle gittiği Finlandiya'da galibiyeti yine zorlukla çıkardı. Maçı izleyemediğimiz için sadece istatistiksel bir yorum yapmak gerekirse zayıf rakibi karşısında maça iyi başlayıp ilk devreyi 26-42 önde geçen siyah beyazlıların, ikinci devrede Robinson ve Keys'i durdurmakta zorluk çektiğini görüyoruz. Son 10 dakikalık dilime 45-56 önde giren Beşiktaş, final periyodunun ilk 7 dakikası boyunca sadece 2 sayı atabilmiş. Bitime 1 dakika kala farkı 1 sayıya kadar indiren (60-61) Finlandiya temsilcisi kalan sürede başka sayı bulamayınca maçı kazanan taraf da son çeyrekte sadece 5 sayı kaydetmesine ragmen Beşiktaş oluyor. Siyah beyazlıların ribaundlarda 38-29 üstünlük sağladığı Fin ekibi karşısında bu kadar zorlanmasındaki en büyük neden ise top kayıpları gözüküyor. Nispeten zayıf bir takıma karşı maç boyunca tam  18 top kaybı yapan Beşiktaş'ın bu soruna bir an once çözüm bulması şart. Bir diğer dikkat çekici nokta ise Beşiktaş'ın tüm sayılarının yabancı oyuncularından gelmesi. Toplam 52 dakika sure alan Mehmet, Muratcan, Osman ve Caner dörtlüsünden hiç sayı katkısı gelmemesi özellikle lig maçları için siyah beyazlılara olumlu sinyaller vermedi. Maçın en skorer ismi ise 20 sayı ile oynayan Chris Lofton oldu.
Deplasmandan kılpayı galibiyet alan bir diğer ekibimiz ise Aykon TED Ankara Kolejliler oldu. Beşiktaş'ın tersine maça çok kötü başlayan ve devreyi 48-32 geride kapatan TED Kolej, ikinci yarıdaki performansıyla gruptaki ilk galibiyetine ulaştı. Son çeyreğe 61-52 geride giren temsilcimiz, bu periyotta yakaladığı 15-0'lık seri sonrası 25-14'lük bir üstünlük sağlayarak sahadan 75-77 galip ayrıldı. Ankara ekibinin geri dönüşünde istatistik hanesine yazdırdığı 13 top çalma önemli rol oynarken, takımın en etkili isimleri 23 sayı, 8'i hücum 10 ribaund ile oynayan Vladimir Golubovic ve 19 sayı, 6 ribaund ile oynayan Clay Tucker oldu. Berkay Candan da bu ikiliye 11 sayı, 7 ribaund ile deperli bir katkıda bulundu.
Kupadaki diğer temsilcimiz Banvit ise Makedon MZT Skopje Aerodrom'u kendi sahasında 85-61 yenerek gruptaki ikinci galibiyetini elde etti.

28 Ekim 2013 Pazartesi

Kaf Kaf'ın hızını KESİP ATTILAR!

EuroChallenge Cup ikinciliği ile biten 2012-2013 sezonu sonrası yenilenen kadrosuna ragmen Beko Basketbol Ligi ve Euro Cup'a seri galibiyetlerle başlayan Pınar Karşıyaka, ilk yarısında 15 sayı öne geçtiği maçta, Anadolu Efes'e 73-68 kaybederek ligdeki ilk yenilgisini aldı. Maçtan çok hakemlerin ön plana çıktığı maçı ikinci yarıda Kostas Vasileidadis ve Jamon Lucas Gordon'un performansları sonrası kazanan Anadolu Efes böylece ligdeki üçüncü maçında galibiyetle tanışmış oldu. Pınar Karşıyaka tarafında ise maçın hakem üçlüsü ve özellikle başhakem Mehmet KESERATAR'a yönelik ciddi tepkiler vardı. 
Maça yüksek dış şut yüzdesi ve eski Efes'li Esteban Batista'nın pota altındaki dominant performansıyla başlayan Pınar Karşıyaka savunma sertliğini tam oturtamadığı ilk çeyreği 21-23 önde tamamladı.  İkinci çeyreğin başıyla beraber savunmayı da agresifleştiren Kaf Kaf çeyreğin bitimine 3 dakika kala 24-39'luk üstünlüğü ele geçirdi. Barac'ın yokluğunda Deniz ve Emircan'dan istediği katkıyı alamayan ve hücumu tıkanma noktasına gelen Efes'in yardımına (birkaç dakika once çok benzer bir pozisyonda Vasileiadis'e çalınamayan) teknik faul yetişince, ard arda gelen faul ve 3 sayılık basketler devre sonunda farkı 7 sayıya kadar indirdi: 32-39.

Kanarya'yı Kartal da durduramadı

Beko Basketbol Ligi 3. haftasının derbi maçında Akatlar İntegral Arena'da karşılaşan iki ezeli rakip Beşiktaş İntegral Forex ve Fenerbahçe Ülker'in mücadelesinde gülen taraf Fenerbahçe Ülker oldu. Sezona Beko Basketbol Ligi ve Euroleague'de ard arda galibiyetlerle başlayan sarı lacivertliler böylece toplamda beşinci maçlarından da galibiyetle ayrılmış oldular. 


Daha iki gün once Barcelona karşısına çıkan ve bugün yorgun olması beklenen Fenerbahçe ilk dakikalarda oyunu pota altına yığıp Zoric ile etkili olmaya çalışırken, Perkins'i durdurmakta zorlanınca oyunda denge bozulmadı. Bu oyuncunun çeyreğin sonunda kaydettiği sayılarla kenara 19-18 önde giren Beşiktaş, ikinci çeyrekte yavaş yavaş diğer oyuncularından da sayı bulmaya başladı. Karşılıklı sayılarla geçen çeyrekte iki takım da skorda belirgin bir üstünlüğü yakalayamayınca devreye 34-34 eşitlikle girildi. Fenerbahçe'nin Oğuz'un olmadığı, Vidmar'ın da kontenjan nedeniyle tribünde oturduğu bir maçta içeriyi verimli kullanabilmesi sarı lacivertlilerin artısı olurken, Beşiktaş pota altı savunmasının da sorgulanması gerektiğini gözler önüne serdi.

26 Ekim 2013 Cumartesi

Trabzon Mersin’de de gülemedi

Beko Basketbol Ligi’ne istediği başlangıcı yapamayan iki takımı Mersin’de karşı karşıya getiren maçta Trabzonspor’u 97-87 yenen Mersin Büyükşehir Belediyesi sezonun ilk galibiyetini elde etti. Geçtiğimiz hafta Pınar Karşıyaka karşısındaki oyunu sonrası oldukça karamsar yorumlar yaptığımız Mersin BŞB, Trabzonspor karşısında ilk yarıdaki yüksek şut yüzdesiyle skor üstünlüğünü elde ederken, 100 ve 97 sayı yediği iki maç ardından bu kez de rakip potaya 97 sayı bırakarak morallenmiş oldu. Önemli yatırımlarla girdiği ve başarı beklediği sezonun hemen başında El-amin’in in sakatlığı sonrası bir türlü istediği oyunu sahaya yansıtamayan Trabzonspor ise üçüncü maçında da galibiyetle tanışamadığı gibi, savunmadaki zaaflarıyla ileriki maçlar için de ümit vermedi.

İlk yarıda iyi bir dış şut yüzdesiyle arayı sürekli olarak açan ve devreyi 57-34 önde tamamlayan ev sahibi ekip, savunma anlamında yeterli müçadeleyi yapmasa da bordo mavili Karadeniz ekibinin dağınık hüçumları sonrası maç boyunça skorda önde olan takımdı. Soyunma odası dönüşü Trabzonspor, Mersin savunmasının zaavlarından yaralanmaya başlasa da onların da savunmada oldukça yumuşak olması skorun kapanmasını engelledi. fark bir ara tekrar tek hanelere inse de hucumda gününde olan Mersin ekibi sahadan 97-87 galip ayrıldı. Trabzonspor ise Ef
es ile birlikte ligin iki galibiyetsiz takımından biri olarak kaldı.

Mersin BŞB’de Jordan Theodore 23 sayı, 7 ribaund, 6 asist ile yıldızlaşırken, ali Karadeniz 17 sayı, 6 ribaund, Gerrod Henderson 15 sayı, 5 asist, 5 rebound ve Lamar Barbour ise 14 sayı, 7 asist ile karşılaşmayı tamamladılar. Trabzonspor’da da ayakta kalan isimler 22’şer sayı kaydeden Tutku açık ve Kirk Penney oldular. 

Cimbom İzmir’de yenilgiyle tanıştı

Perşembe günü Turkish Airlines Euroleague’de Yunan Olympiakos’a karşı kaybeden Galatasaray Liv Hospital, bugün de Beko Basketbol Ligi’nde yenilgiyle tanıştı. Bu kez de Ege’nin bir diğer yakası İzmir’den Aliağa Petkim karşısına çıkan sarı kırmızılılar büyük bir heyeçan içinde geçen maçı 77-69 kaybettiler   


Dün Olympiakos maçındaki performansıyla tüm Galatasaraylıları sevindiren Nathan Jawai'den gelen kötü haberle sarsılan Cimbom, bugün kendisinden beklenen oyunu bir türlü sahaya yansıtamadı. Jawai’nin yokluğunda pota altı rotasyonu daralan Galatasaray’da konsantrasyonun düşüklüğü de dikkat çekerken maç boyunca yapılan 18 top kaybı bu eksikliğin en büyük göstergesiydi. Lige iki yenilgiyle başlayan İzmir temsilcisinde ise özellikle son çeyrekteki kazanma istediği ve agresif savunma galibiyetin kilidi olurken, Bora ve Melih’in ekstra katkıları galibiyeti getiren bir diğer önemli unsurdu. İzmir ekibinin ikinci çeyrekteki 9-0’lık hamlesine devre sonuna kadar cevap vererek devre arasına önde giren Galatasaray Liv Hospital, Aliağa’nın final periyodundaki iyi oyununa yanıt verebilecek yeterli süreyi bulamayınca sahadan boynu bükük ayrıldı.

Aliağa Petkim’de Sean Marshall 17, Marçellus Sommerville 15, Petar Popoviç de 13 sayı ile skor yükünü çektiler. Galatasaray Liv Hospital’da ise Ersin Dağlı 16, FurkanAldemir de 13 sayı ile çift hanelere ulaşan isimler oldular. 

TBL'nin değil ama Euroleague'in EFEs'i

Anadolu Efes, Turkish Airlines Euroleague'deki ikinci maçında Fransa deplasmanından galibiyetle dönerek ligdeki kötü başlangıcın telafsini yapmaya çalıştı. Strasbourg karşısında istikrarsız basketbola rağmen sahadan 66-76'lık galibiyetle ayrılan Efes, bu galibiyetle 2'de 2 yaparak Real Madrid'le birlikte grubun namağlup iki takımından biri oldu. Bu deplasman galibiyeti ve 2'de 2'ye rağmen basketbolundaki git-gel'lerle daha zorlu maçlar için tehlike sinyalleri veren Anadolu Efes, kağıt üzerindeki kalitesini sahaya daha uzun süre yansıtabilmesi gerektiğini de birkez daha gözler önüne sermiş oldu. 


İlk çeyrekte Planinic önderliğinde Dragicevic ve Hopson'un sayılarıyla 0-12'lik bir seri yakalayan Efes, çeyrek sonunda 12-22'lik farkı yakaladı. Seriye ikinci çeyreğin başında da devam eden temsilcimiz birkaç dakika içinde farkı 18 sayıya kadar çıkarsa da, bu sezon izlediğimiz Efes maçlarında sürekli olarak gözümüze çarpan istikrarsızlık ve oyun konsantrasyonunun kaybolması bir kez daha tekrarlandı. 13-1'lik Strasbourg serisi ile bir anda rakibin nefesini ensesinde hisseden Efes, Hopson ve Vasileiadis'in devreye girmesi sonrası kendine gelerek maç başındaki oyununu sahaya yansıtmaya başladı ve devre sonuna 14 sayı farkı yakalayarak girdi: 29-43.
Soyunma odası dönüşü Fransız Milli oyuncular Ajinca ve Diot ile bir geri dönüş hamlesi yapmaya çalışan Strasbourg oyunda dengeyi sağlasa da savunma sertliğini yeterli seviyeye taşıyamayınca skorda dengeyi sağlayamadı. Final periyoduna girerken 49-58'lik üstünlüğü bulunan Anadolu Efes, son 10 dakikada biraz daha temkinliydi. Farkın kapanmasının da oluşturduğu baskı Efes hücumlarını bozarken, kağıt üzerindeki kalite farkı ve tecrübesi Efes'in skordaki üstünlüğü korumasını sağladı. Ajinca ve Greer ile sayılar bulan Fransız ekibi, basit hatalar ile skora dengeyi getiremezken, kritik anlarda Planinic ve Gordon'dan gelen sayılar Anadolu Efes'e bu sezonki ikinci galibiyetini getirdi: 66-76.
Anadolu Efes'te Scotty Hopson'ın 20 sayı, 6 ribaund, 5 top çalma ile yıldızlaştığı maçta, Zoran Planinic 15 sayı, 4 ribaund, 3 assist ve Jamon Gordon da 12 sayı ile galibiyette önemli rol oynadılar. Strasbourg'ta ise Alexis Ajinca 18 sayı, 9 ribaund, 2 blokluk bir performans sergiledi.

İstanbul Boğası IN, İspanyol Boğası OUT!

Turkish Airlines Euroleague A Grubu'nda ikinci maçında kendi sahasında İspanyol devi Barcelona'yı konuk eden Fenerbahçe Ülker, güçlü rakibi karşısında son çeyrekte zorlansa da sahadan 75-70'lik bir galibiyetle ayrıldı. Bu galibiyetle 2'de 2 yapan sarı kanarya, CSKA Moskova ile birlikte grubun zirvesine yerleşti.
Karşılaşmaya taraftarının desteğiyle hızlı başlayan ve ilk çeyrekte geniş rotasyonunu iyi kullanan Fenerbahçe Ülker, yüksek şut yüzdesinin de yardımıyla ilk çeyreği 24-15 önde kapattı. İlk çeyrekteki agresif savunmasını ikinci çeyreğe de taşıyan sarı lacivertliler, Barca'ya kolay sayı imkanı vermezken, pota altında verilen hücum ribaundları farkın daha da açılmasını engelledi. Hücumda Kleiza Fenerbahçe'nin ilk yarıdaki en etkili ismiydi. Çeyrek boyunca fark 10 sayı civarında gezinirken, devre sonunda skorbordda 44-35 Fenerbahçe Ülker üstünlüğü vardı.
Üçüncü çeyreğe savunma sertliğini artırarak başlayan Barcelona, 2-9'luk bir seriyle farkı 2 sayıya düşürdü. Tribünde yüzlerdeki endişenin arttığı bu dakikalarda Bo McCalebb'e yapılan sportmenlik dışı faulle uyanan Fenerbahçe taraftarı ve taraftarın ateşlediği takım, kırılma anı denilebilecek bir süreci avantaja çevirdi ve McCalebb'in önderliğinde ard arda bulduğu sayılarla gelen 14-0'lık seri sonrası farkı giderek açarak son 10 dakikaya 66-52 önde girdi.  Bu süreci başlatan sportmenlik dışı faule İspanyol kenar yönetimi uzun süre itiraz ederken, kısmen de haklıydılar aslında.
Final periyodunun büyük bölümünde de Fenerbahçe Ülker üstünlüğü vardı. Her ne kadar sarı lacivertlilerin dış şut yüzdesi ilk yarıdakini aratsa da maç boyunca sadece 5 top kaybı yapan Fenerbahçe, son ana kadar farkı ve oyun kontrolünü korumayı başardı. Fakat bitime 3 dakika kala skorbordda 68-56 üstünlüğü görülen temsilcimiz iki dakikalık bir zaman diliminde hücumda bocalayıp savunmada da sertliği bir an için bırakınca 20 saniye kala fark 2 sayıya iniverdi: 72-70. Emir'in ard arda 4 faulden 3ünü kaçırması Barcelona'ya maçı dengeye getirme fırsatı tanırken, final hücumunda faul yapmayan Fenerbahçe karşısında cezayı kesemeyen İspanyol Boğası taktik fauller sonrası Ülker Arena'dan 75-70'lik mağlubiyetle ayrılmış oldu.
Fenerbahçe Ülker'de Linas Kleiza 22 sayı, 4 ribaundla en etkili isim olurken, Luka Zoric 12 sayı, 5 ribaund, 1 blok, Bojan Bogdanovic 11 sayı, 4 ribaund, 1 blok ve Bo McCalebb de 10 sayı, 8 ribaund, 4 asistle sarı lacivertlilerin diğer etkili isimleri oldular.

Spora giden yol, Tchibo'dan geçer

Tchibo her hafta yenilenen temaları, modayı kaliteyle bütünleştiren ürünleri ve lezzetli kahveleriyle sevdiğimiz markalardan biri. Peki Tchibo’nun hikayesi nasıl başladı?

 
Önce kısa bir özet geçelim. 1949 yılında Max Herz ve Carl Tchilling posta yoluyla kahve satma fikriyle çıktı yola. Kahve yanında kahve kaşığı gibi küçük hediyeler yolluyorlardı aynı zamanda. Bu küçük hediyeler mevzuat gereği yollanamayınca onlar da düşük bir ücret karşılığı bu ürünleri satmaya başladı ve gıda dışı sektöre girişin ilk tohumları atılmış oldu. Tchibo, kahve satışlarına devam ederken 1973 yılında farklı konseptlerde gıda dışı ürünleri mağazalarında satmaya başladı ve dünyada eşi benzeri olmayan bu yeni iş modeliyle büyük başarı yakaladı. Hepimizi cezbeden ve her hafta yenilenen Tchibo ürünleri hayatımıza girdi böylelikle.

Bir Tchibo mağazasına girdiğinizde sizi karşılayan harika bir kahve kokusu duyuyorsunuz. Ürünlere bakmak için sabırsızlansanız bile kahve standının önünden güç bela ayrılıyor ve ürünlere doğru yöneliyorsunuz. Ürünlerin birçoğu yıllardır arayıp da bulamadığınız türden, hayat kolaylaştıran, doğayla dost ürünler. Örneğin geçen haftalarda satışta olan telsiz zımba. Bu zımba, diğerlerinden farklı olarak kağıtları katlayarak zımbalıyor ve hem elinize batan zımbalardan sizi kurtarıyor hem de doğaya daha az zarar veriyor. Tchibo ürünlerinin kalitesi, alanında uzman kişiler tarafından çok sıkı ve acımasız testlerden geçiyor ve sadece testi geçebilenler satışa sunuluyor. Bunun dışında tüketicilerin kendi evlerinde yaptıkları acımasız testlerden de başarıyla geçmiş bu ürün. Tchibo ürünlerinin kalitesine bir kez daha inanmış oldum böylece.

Gelelim Tchibo’nun bu haftaki temasına; Spora Gidiyoruz. Eğer “Bu havada da spor yapılmaz ki canım!” diyenlerdenseniz, bahanelerinizi bir kenara bırakın çünkü “Spora Gidiyoruz” temasında her hava koşulunda spor yapmanız için size gerekecek birbirinden farklı, şık ve uygun fiyatlı ürünler var. DryActive Plus malzeme ürünler, terin üstünüzde kurumasını engelleyecek, ecorepel® malzeme ise yağmurda koşarken sizi su damlalarından koruyacak. En doğru koşu ayakkabıları ve aksesuarlar ile de setinizi tamamlarsanız, yağmur çamur demeden koşmaya hazırsınız!

Spora Gidiyoruz temasındaki tüm ürünler birbirinden güzel ama içlerinden seçerek birkaçına daha geniş yer verelim. Konu spor olunca en önemlisi ayakkabı oluyor. Tchibo’nun bu temadaki Koşu Ayakkabısı, topuk ve bunyon bölgesindeki baskı elemetiyle son derece rahat ve hava geçiren filtreli yapısıyla da ayağınızı terletmiyor. Kadın ve erkek için iki farklı seçeneği bulunan ayakkabı aynı zamanda çok da şık ve hiçbir yerde bulamayacağınız kadar kaliteli ve uygun fiyatlı. Ayakkabınızı aldınız ve koşmaya başladınız diyelim, nabzınızı kim ölçecek? Tchibo bu ayrıntıyı atlamamış ve temaya Nabız Ölçer Saat de eklemiş. Bu saat kalp frekansınızı, koştuğunuz mesafeyi, ortalama hızınızı ve yaktığınız kaloriyi adım adım ölçüyor ve parmak dokunuşunuzla nabzınızı ölçüyor. Üstelik su geçirmiyor. Spor yaparken en önemli ama genelde atlanan ayrıntılardan biri iç çamaşırı. Özellikle de kadınlar için. Bu temada bulabileceğiniz Spor Büstiyeriyle spor yaparken çok daha rahat hareket edebileceksiniz. Tamamen dikişsiz ve yumuşak olan bu ürün, hava geçiren yapısıyla sizi rahat ettirecek.

Spora Gidiyoruz temasında bunlardan başka birçok ürün daha bulunuyor. Daha ayrıntılı incelemek için Tchibo.com.tr’ye tıklayıp, keşfe başlayabilirsiniz. Aynı zamanda 444 28 26 numaralı Telefonla Sipariş Hattı’ndan da alışveriş yapabilirsiniz. Şöyle keyifli bir alışveriş yapıp, sonrasında da kahveyle yorgunluk atmak isteyenleri, çalışanlarının yüzünden gülümseme eksik olmayan Tchibo mağazalarına davet ediyor ve ekliyorum yeni temalardan herkesten önce haberdar olmak için Tchibo Facebook (https://www.facebook.com/tchiboturkiye) sayfasını beğenebilirsiniz. Keyifli alışverişler!

Bir bumads advertorial içeriğidir.

25 Ekim 2013 Cuma

Cimbom'un nefesi Oly'ye yetmedi

Turkish Airlines Euroleague'de Olympiakos'u konuk eden Galatasaray Liv Hospital, son şampiyon karşısında kötü başladığı maçı çevirme fırsatını yakalamasına ragmen, son çeyreklerin takımı Yunan Devi'ne karşı son hamleyi yapamayarak sahadan boynu bükük ayrıldı: 67-78


Karşılıklı sayılarla başlayan maçta 7-6 one geçtikten sonra Olympiakos'un sert savunması karşısında zorlama şutlar deneyen ve dağınık hücum eden Galatasaray Liv Hospital, savunma tarafında da Spanoulis'e çözüm bulmakta zorlanınca 0-13'lük seriyi potasında görmekten kurtulamadı. Çeyreği 11-22'lik skorla geride kapatan Cimbom Dunston ve Spanoulis'i durduramayınca fark 16 sayıya kadar çıkarken, devre de 30-42 Yunan ekibinin lehine sonuçlandı. Deplasmanda kazanılan Siena maçının anahtarı olan yüksek dış şut yüzdesini bu maça yansıtamayan temsilcimiz ilk yarı boyunca 3 sayı isabeti bulamazken zorlama şut denemeleri soyunma odasına giderkenki farkın önemli nedenlerinden biriydi.

Kaf Kaf & Kartal galibiyetle döndüler

Euro Cup'taki temsilcilerimizden Pınar Karşıyaka ve Beşiktaş İntegral Forex bu hafta deplasmanda oynadıkları maçları kazanarak gruplarındaki iddialarını sürdürdüler. Karşıyaka Romanya'da Asesoft Ploesti'yi 80-72 yenerken, Beşiktaş da Litvanya deplasmanında Neptunas karşısında zor da olsa galip gelmesini bildi.
Pınar Karşıyaka maça tutuk başlarken, hücumdaki dağınıklığa Can'ın yaptığı top kayıpları eklenince bir anda skorda 15-6 geriye düştü. Bu noktada maçın dönüm noktası sayılabilecek iki olay yaşandı. İlki Karşıyaka'nın ard arda üçlük serisini başlatan Dixon'un üçlüğü; diğeri ise Romen ekibinin lider isimlerinden Flowers'ın sakatlık nedeniyle kenara gelmesiydi. Bu dakikadan sonra hücum ve şut ritmini bulan Kaf Kaf, rakibin direncini de kırarak devreyi 26-36 önde kapattı. İkinci devreye de savunmayı üst seviyede tutarak başlayan yeşil kırmızılı temsilcimiz kısa sürede 18 sayılık farkı yakaladı. Ufuk Sarıca'nın haftasonu oynayacağı Efes maçını düşünerek yaptığı oyuncu değişiklikleri sonrası fark biraz kapanır gibi olsa da Pınar Karşıyaka son çeyreğe 45-58 üstün girdi. Final periyodunda pota altında sıradan bir uzun olan Tica'yı durdurmakta zorluk çeken, Adamovic'in de dış şutlarına çözüm bulamayan Kaf Kaf, İnanç'ın tecrübesine yakışmayan şekilde aldığı teknik faul sonrası son dakikaya girerken farkın 5 sayıya kadar inmesine engel olamasa da son dakika içindeki taktik faulleri iyi değerlendirip sahadan 8 sayı farkla galip ayrıldı: 72-80. Pınar Karşıyaka'da Bobby Dixon 5/9 üç sayı, 25 sayı, 6 assist ile en etkili isim olurken, Esteban Batista 17 sayı, 11 ribaund, Jon Diebler tamamı üç sayılık atışlardan 12 sayı ve Barış Hersek de 11 sayı, 9 ribaund, 3 assist ile karşılaşmayı tamamladılar.

23 Ekim 2013 Çarşamba

Banvit son saniyede kaybetti: 72-71

Euro Cup’ta ülkemizi G grubunda temsil eden Banvit, grubundaki ikinci maçında Rusya deplasmanında şanssız bir yenilgi aldı: 72-71. Grubun ve hatta kupanın iki iddialı takımını karşı karşıya getiren karşılaşma baştan sona büyük bir heyecana sahne olurken, maçın galibi son 1.5 saniyede belirlendi.
Küçüklüğümde televizyonda seyrettiğim maçlarda İsmet Badem tribünden güzel kızları ve küçük çocukları bulup onlara “Basketbolu çok seviyoruz” dedirtirdi, bilmem hatırlar mısınız? Her ne kadar maçın sonunda temsilcimiz yenilse de, bugün Rusya’da oynanan maç da basketbolu çok sevdiren bir heyecana sahne oldu. İlk devrede bir ara çift hanelerle geri düşmesine rağmen pes etmeyen ve Chuck Davis & Sammy Meija ikilisinin sayılarıyla oyuna tekrar ortak olan Banvit,  tamamını geride götürdüğü maçın son 45 saniyesinde skora 69-69’luk dengeyi getirdi. Maçın bitmesine saniyeler kala ise bu kez Rowland’ın basketi Banvit’i 69-71 öne geçirdi. Biz tam “Banvit maçı bırakmamanın ödülün mü alıyor” derken, ev sahibi ekip “asıl pes etmeyen benim” dedi ve Zisis’in asisti – Goudelock’un 3 sayılık buzzerbeater’ı ile sahadan 72-71 galip ayrılan taraf oldu.
Bu galibiyetle grupta 2’de 2 yapan Unics Kazan’da Tywain McKee 15 sayı, 8 ribaund, Nikos Zisis 14 sayı, 3 asist, Ian Vougioukas, Kostas Kaimakoglou ve Andrew Goudelock da 10’ar sayı ile galibiyette önemli rol oynarlarken, ilk yenilgisini alan Banvit’in en skorer isimleri 18’er sayı kaydeden Chuck Davis ve Sammy Meija oldular.

Finansbank’tan Bilinçli Harcama Hareketi

Finansbank, ilk defa kredi kartı sahibi olacaklar için bir ilki gerçekleştiriyor.

Daha önce kredi kartı olmayıp ilk defa kart alacaklara, bilinçli harcama alışkanlığı kazandırmak için Yılmaz Vural ile “İlk Kartım” programında bir araya geliyor.


Farklı hedef kitlelere hitap eden pek çok kartı olan Finansbank, müşterilerinin bilinçli harcamalar yapmasına verdiği önemi “İlk Kartım” programı ile gösteriyor. “İlk Kartım” programı kapsamında, limit kısıtlamadan hatırlatma servislerine, İnternet Bankacılığı ve ATM gibi hızlı kanallardan anında hesap bilgisi öğrenmeye kadar pek çok özelliği kullanıcılarına bilinçli harcamayı öğretmek için kullanıyor.

Peki kredi kartı sahiplerini “İlk Kartım” bilinçli harcama hareketinde neler bekliyor?

BORÇLARI ARTMASIN DİYE LİMİT KISITLAMA

Kredi kartını alan kullanıcıların bilinçli harcamayı öğrenmeleri için ilk7 ay limitleri kısıtlanıyor. Bunun nedeni, kart sahiplerini borçlarını aniden artıracak hareketlerden korumak. Kart kullanımını düzenleyen ve harcamalarını bütçelerine göre yapan kullanıcıların limitleri açılıyor. Kartlarını diledikleri gibi kullanma imkanı veriliyor.

ÖDEMELERİNİ UNUTMASINLAR DİYE HATIRLATMA SERVİSLERİ

Finansbank “İlk Kartım” platformunun en önemli servisleri arasında, hatırlatma servisi yer alıyor. Kart sahiplerine borçları ve ödeme zamanları hatırlatılarak, gecikme nedeniyle artan borç yükünü ortadan kaldırmak hedefleniyor.

Kart sahipleri, harcamalarını kontrol etmek için kendilerine üst limit belirliyor. Farkında olmadan bu üst limit aşıldığında, hatırlatma servisleri tarafından uyarı yapılıyor.

BİLİNÇLİ ALIŞVERİŞ İÇİN LİMİT SORGULAMA

İlk Kartım” programı, bütçe planlamasını da kolaylaştırıyor. Anında limit sorgulama özelliği ile tüm kart sahipleri, limitlerini SMS atarak hızla öğrenebiliyor. Bu da onları daha bilinçli harcama yapma konusunda teşvik ediyor.

İŞLEMLERİNDE HIZ KAZANMALARI İÇİN HIZLI BANKACILIK

Bilinçli harcama alışkanlığı kazandırmak için yaratılan “İlk Kartım” programı, kart sahiplerini hızlı bankacılık işlemleriyle tanıştırıyor. İnternet Bankacılığı, ATM ve Telefon Bankacılığı gibi hızlı bankacılık işlemleri, tüm kart sahiplerinin bankacılık işlemlerinde hızlanmasını sağlıyor.

Program boyunca bilinçli harcamayı ve ödemelerini düzenlemeyi öğrenen kart sahiplerinin limitleri ve kart özellikleri zaman içinde artıyor. Böylece kart sahiplerinin kredibiliteleri de yükseliyor.

Kredi kartı kullanımını daha bilinçli hale getirmeyi hedefleyen “İlk Kartım” programı, bilinçli kullanıldığında kredi kartının büyük kolaylık sağladığını ve bütçeleri rahatlattığını anlatmak için oluşturulmuş başarılı bir sosyal sorumluluk projesi. Bu proje boyunca, kart sahiplerini rahatlatacak bilinçli harcama hareketi “İlk Kartım” Finansbank’tan, bilinçli harcama taktikleri Yılmaz Hoca’dan.

Program hakkında detaylı bilgi sahibi olmak ve başvuruda bulunmak için tıklayın;

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bir bumads advertorial içeriğidir.

20 Ekim 2013 Pazar

Potada pazar derbileri Cimbom ve Fener'in oldu

Beko Basketbol Ligi’nde İstanbul derbileri haftasında bugün 2 dev maç oynandı. Günün ilk maçında Abdi İpekçi Spor Salonu’nda Beşiktaş İntegral Forex’i konuk eden Galatasaray Liv Hospital büyük çekişmeyesahne olan maçı 87-82 ile alırken, Fenerbahçe Ülker Arena’da Anadolu Efes’i konuk eden Fenerbahçe Ülker ise rakibini farklı bir şekilde 84-65 mağlup etti. Günün ve haftanın son maçında ise Türk Telekom Ankara’da misafir ettiği Royal Halı Gaziantep’i ikinci yarıdaki oyunu ve Luksa Andric’in 22 sayısıyla 85-83 ile geçti.

Pazar gününün ilk maçında Galatasaray Liv Hospital kendi sahasında maça hızlı başladı. Oyun kurucusu Arroyo’nun rahatsızlığı nedeniyle kadroda olmamasını etkisini ilk birkaç dakikada üzerinden atan Cimbom seyircisinin de desteğiyle ikinci çeyreğin ortalarında 38-24’lük üstünlüğü sağladı. Maçın ivmesi sarı kırmızılıların lehine ve biz de artık “cimbom maçı alır koparır” diye düşünmeye başlarken Lofton ve Perkins ile tekrar ayağa kalkan Beşiktaş, 1-12’lik bir seri ile maça ortak oldu ve devre arasına sadece 5 sayı farkla geride girdi: 46-41. İlk devrede uzun süre skora katkıda bulunmayan

İstanbul takımı yoksa TV yayını da yok!

Beko Basketbol Ligi’nde sezon henüz başı olmasına rağmen yayıncı kuruluşun maç yayın programı, olması gerekenden fazla konuşulmaya başladı. Ligin ikinci haftasındaki 8 maçın sadece ikisini yayın akışına alan yayıncı kuruluş, bu iki maçın da başlama saati konusunda belirleyici unsur olunca basketbolseverlerden ciddi tepki çekti. Geçtiğimiz sezon da birçok kez İstanbul takımlarının oynadığı maçlara ağırlık vermesi nedeniyle tepki çeken yayıncı kuruluş, yeni sezonun henüz ikinci haftasında iki İstanbul derbisi olması nedeniyle başka herhangi bir maçı yayın akışına eklemedi ve basketbolseverleri mağdur duruma düşürdü. Cumartesi günü Banvit, Pınar Karşıyaka, Trabzonspor gibi izleyici çekebilecek takımların maçlarını yayın programına almayan kuruluş, Pazar günkü derbi maçlarının da Premier Lig maçları nedeniyle 13:00’te başlayacak şekilde programlanmasında rol oynadı. 
Bu konuda Galatasaray Liv Hospital – Beşiktaş İntegral Forex maçı öncesi Ergin Ataman’ın sert tepkisi olurken, bu tepkiye karşı yayıncı kuruluş spikeri Murat Murathanoğlu şu cevabı verdi: "Biz Cumartesi günü oynanmasını istedik. Pazar günü içinse verdiğimiz iki saatten biri buydu. Diğeri kabul edilmedi ve bu saat tercih edildi. Biz Cumartesi gününü tercih ediyorduk çünkü o gün yayınlayacağımız başka bir basketbol maçı yoktu. Bu bizim federasyonla aramızda geçen yazışmalarda var. Biz böyle durumlarda sessiz kalan taraf olduğumuz için yanlış anlaşılıyoruz." (kaynak: hurriyet.com.tr)
Bu sözler ardından bize diyecek çok bir şey kalmıyor. İstanbul takımları dışındaki maçların kendileri için bir önem taşımadığını bu açıklamasında net bir şekilde belirten yayıncı kuruluş spikerini kınamak dışında bir şey yapamıyoruz. Maçların yayın programına eklenmesi için taraflardan birinin mutlaka İstanbul ekibi olması gerektiğini de böylece resmi ağızdan öğrenmiş oluyoruz. Ne diyelim!

TBL'de cumartesi gününün lideri Kaf Kaf

Beko Basketbol Ligi'nde 2. haftanın cumartesi maçları tamamlanırken, Pınar Karşıyaka ve Banvit aldıkları galibiyetlerle 2'de 2 yaparak maç fazlasıyla ilk iki sıraya yerleştiler. Kendi sahasında Mersin BŞB'yi konuk eden Pınar Karşıyaka baştan sona önde götürdüğü maçta sahadan 96-63 galip ayrıldı. Olin Edirne'den sonra Mersin potasına da 96 sayı bırakan Kaf Kaf böylece maç fazlası ve averajla ligin zirvesine yerleşti. Maça yüksek dış şut yüzdesi ve hızlı hücumlarla başlayan yeşil kırmızılılar, ilk çeyrekte bir ara rakibine 0-8 seri verse de, maçın kalanında farkı açarak farklı bir galibiyet elde etti. Maç boyunca rakip Mersin potasına tam 16 üç sayılık basket yollayan Pınar Karşıyaka'da Can Altıntığ 22 sayı (5/7 üç sayı) ile en skorer isim olurken, Dixon 18 (4/8 üç sayı), Diebler da 14 sayı (3/3 üç sayı) kaydettiler. Mersin BŞB ise Fenerbahçe karşısında yediği 100 sayıdan sonra İzmir'de de savunmada kırmızı alarma verdi. Ufuk Sarıca'nın son çeyrekte asları kenara almasıyla üç haneli sayıları potasında görmekten kurtulan Mete Babaoğlu'nun takımı bu oyunla ilerleyen haftalar için ümit vermedi.

19 Ekim 2013 Cumartesi

Euroleague'de Sezon Sonu Tahminleri

Euroleague'de ilk haftaya geçtikten sonra, bir de bütün sezonu kapsayan tahminler yapmaya gereksinim duyduk ve bu yazı ortaya çıktı. Tek maçtan hiçbir şeyin anlaşılamayacağını, sezonun uzun ve sürprizlere açık olduğunu biz de biliyoruz ancak sezon sonunda bu tahminlere dönüp, ne kadar haklı olduğumuzu, nerelerde hatalı olduğumuzu görmek keyifli olacaktır.

İlk gruplardaki sıralamaların bize göre nasıl olacağı ile başlayalım;


18 Ekim 2013 Cuma

Euroleague'de ilk haftayı 3'te 3 ile kapattık

Turkish Airlines Euroleague'in açılış haftasında çarşamba günü Galatasaray Liv Hospital'in Siena deplasmanında aldığı galibiyetin ardından dün de Fenerbahçe Ülker ve Anadolu Efes de rakiplerini mağlup ederek haftayı galibiyetle kapattılar. Böylece 1 numaralı kupadaki üç temsilcimiz de iddialarını göstermiş oldular.

17 Ekim 2013 Perşembe

Cimbom Euroleague'e iyi başladı: 75-84

Turkish Airlines Euroleague'de normal sezonun açılış maçında İtalya'da Montepaschi Siena'nın konuğu olan Galatasaray Liv Hospital sahadan 75-84 galip ayrılarak gruplara iyi bir başlangıç yaptı. Siena için birkaç önceki grup değerlendirmesinde belirttiğimiz İtalyanların azınlıkta kaldığı bozuk kadro yapısı ve oyuncu seçimleri daha ilk maçtan kendini belli ederken, Ergin Ataman'ın geçen seneki isimler üzerine tanıdığı basketbolcuları ekleyerek oluşturduğu takım da ilerisi için olumlu sinyaller verdi.
 
 
Maça Erceg ve Ersin'in sayılarıyla başlayan Galatasaray, özellikle ikinci çeyrekte yağmur gibi gelen 3 sayılık isabetler sonrası sayı farkını açıp karşılaşmanın ilk devresini 33-51 önde tamamladı. Erceg, Domercant ve Gordon gibi nokta şutörleri bulunan Cimbom, yakaladığı hücum ritmini savunma sertliğiyle de bütünleştirince soyunma odasına giderken 18 sayılık farkı elde etti. Soyunma odası dönüşünde Hackett önderliğinde daha istekli olan Montepaschi ilk 3 dakikada 8-0'lık bir seri yakalayarak ümitlendi. Galatasaray ise bu noktada Arroyo gibi bir guardının olmasının farkını kullanarak bu seriyi durdurup, Gordon'un üç sayı isabetleriyle tekrar oyunun kontrolünü eline aldı ve son 10 dakikaya 52-63 önde girdi. Maçın ikinci 20 dakikasında Siena sadece Hackett'in sayılarıyla sarı kırmızılı temsilcimize karşı direnirken, Nelson'un iki üçlüğü de farkın azalmasına katkıda bulundu. Fakat Galatasaray Liv Hospital'da Arroyo'nun sazı eline alıp, oyunu iyi yönlendirmesi -fark zaman zaman 10 sayının altına inse de- kontrolün sürekli bizde kalmasını sağladı.

16 Ekim 2013 Çarşamba

Arena'da Kaf Kaf fırtınası esti: 90-60

Bu sezon Euro Cup'taki ilk maçında Boşnak Igokea Aleksandrovac ekibini konuk eden Pınar Karşıyaka, çok rahat bir maç sonrası sahadan 90-60 galip ayrıldı. Geçtiğimiz sezon Adriyatik Ligi'ni lider tamamlayan rakibi karşısında maçı baştan sona önde götüren yeşil kırmızılılar ilk çeyreği 28-18, devreyi 43-33, üçüncü çeyreği 74-45 önde tamamlarken, bir ara farkı 39 sayıya çıkardıkları maçı 90-60 kazandılar.

Beşiktaş ve TED yenilgiyle başladılar

Euro Cup'ta mücadele eden temsilcilerimizden Beşiktaş İntegral Forex ve Aykon TED Ankara Kolejliler normal sezonun açılış maçlarından yenilgiyle ayrıldılar. G grubundaki ilk maçında Akatlar'da Rus Spartak St.Petersburg'u konuk eden Beşiktaş, başa baş geçen maçın son çeyreğinde skor üstünlüğünü yakalayamayınca sahadan 58-62 mağlup ayrıldı. Rus ekibinde Donald McGrath'ın 16 sayı, 4 assist ve Artem Yakovenko'nun 15 sayı, 5 ribaunduna engel olamayan siyah beyazlılar, son çeyrekte 45-39 öndeyken verdikleri 0-9'luk seri sonrası skorda geriye düşerek oyundan düştüler. Son dakikaya da 51-59'luk St.Petersburg üstünlüğüyle girilirken, temsilcimizin son dakikadaki çabası maçı çevirmeye yetmedi. Beşiktaş İntegral Forex'te en skorer isimler 14 sayı kaydeden Chris Lofton ve 13 sayı ile oynayan Muratcan Güler oldular. 


F Grubu'ndaki temsilcimiz Aykon TED Ankara Kolejliler ise Ankara'da konuk ettiği Rus Khimik Yuzhne'ye 60-84 yenildi. Başa baş geçen ilk yarıyı 34-39, üçüncü çeyreği ise 55-62 geride kapatan TED Kolej, son çeyrekte rakibe 5-22'lik bir seri verince farklı bir yenilgi aldı. Temsilcimizde Vladimir Golubovic 22 sayı, 10 ribaundla ayakta kalan isim olurken, Khimik'in skorerleri 19 sayı ile Romeo Travis, 16 sayı ile Jamal Shuler ve 15 sayı ile Paul Delaney oldular.

Euro Cup'ta Beşiktaş I.Forex ve H Grubu

Panionios BC Athens: Yunan Ligi'nde geçtiğimiz sezon yarı final yapan ve tekrar Euro Cup vizesi alan Panionios ligde başarısını Avrupa'ya da yansıtmak istiyor. Fakat bunun için yeterli kadrosu olup olmadığı tartışılır. Kadrosundan lokomotif isimler Nikos Pappas ve Vladimir Jankovic'i Panathinaikos'a , Christopher Booker'ı da Sloven Krka'ya kaptıran Panionios kadroyu adeta baştan yarattı. Uyum sorununu da düşünecek olursak ilk 3'e girmelerine pek ihtimal vermiyorum.

Radnicki Kragujevac: Sırp ekibi geride bıraktığımız sezonda Adriyatik Ligi'nde yarı final yaparak kendi tarihlerinin en büyük başarısını yakaladılar. Oyun kurucuları ve aynı zamanda en skorer oyuncuları Alexandar Capin'i Buducnost'a kaptırmaları büyük dezavantaj. Fakat yeni liderlerini de kolejden buldular. Villanova çıkışlı Mouphtaou Yarou Adriyatik'in ilk 3 maçını double double ortalamalarıyla kapattı. Takımın nedereyse tamamının Sırp olması da ayrı bir hava veriyor Radnicki'ye. Sava Lesic, Marko Marinovic ve Dusan Mladjan bu sezon etkili olmasını beklediğimiz isimler. Üçüncülük yarışında kendilerine bir üst tur bileti bulmaya çalışacaklardır; yine de işleri çok kolay olmayacak.

Euroleague 2013-2014 Sezonu Değerlendirmesi: D Grubu

Crvena Zvezda Belgrade (Kızılyıldız): Onlar da ezeli rakipleri Partizan Belgrad kadar olmasa da genç bir takıma sahipler. Euroleague'de ilk sezonlarını geçirecekler ve biraz tecrübe edinmeye çalışacaklardır. Şu an kadrolarında genç oyuncular dahil on bir oyuncu var mutlaka takımı bir-iki takviye yapmaya çalışacaklardır. Şu ana kadar Union Olimpija'dan genç Sloven Jaka Blazic'i, Elan Chalon'dan 2.01 boyunda olan ancak guard pozisyonunda da oynayabilen skorer forvet Blake Schilb'i ve NBA'de çok süre almadığı iki sezondan sonra şansını Avrupa'da denemek isteyen Charles Jenkins'i kadrolarına kattılar. Ayrıca pota altını da Euroleague tecrübesi olan iki uzun Boban Marjanovic ve Rasko Katic ile güçlendirdiler. Ateşli taraftarlarıyla birlikte Euroleague'e yeni bir tat daha katacaklardır ancak rotasyonu biraz genişletseler hiç mi hiç fena olmayacak.

Lokomotiv Kuban: Onlar da Euroleague'e bu sezon ilk defa katılan takımlardan. Kadrolarında Mantas Kalnietis, Sergey Bykov, Simas Jasaitis, Aleks Maric ve Krunoslav Simon gibi uluslararası tecrübeleri bulunan oyuncular mevcut. Ayrıca geçen sezon Unicaja Malaga forması giyen Marcus Williams ve geçen sezon Eurocup'un en iyi beşine seçilen Derrick Brown'u da transfer etmiş bulunuyorlar. Pota altında biraz eksikleri var gibi ve bunu nasıl çözecekleri bilinmiyor. Muhtemelen Zhukanenko - Maric ikilisine güvenmek zorundalar. Grupta Kızılyıldız ve Lietuvos Rytas'ın bir adım önünde görünüyorlar TOP 16'ya yükselmek açısından.

15 Ekim 2013 Salı

Euro Cup’ta Banvit ve G Grubu

Unics Kazan: Bu kupayı 2011'de kazanan, geçen sene de çeyrek final yapan Rus ekibi, geçtiğimiz sezonu Rus Ligi'nde 5. sırada tamamladı. Geçtiğimiz sezondan Eidson, Kaimakoglou, Vougioukas ve Veremeenko'yu kadrosunda tutan Kazan, NBA tecrübeleri bulunan Andrew Goudelock ve Luke Harangody ile rotasyonu güçlendirdiler. En dikkat çekici transfer ise Yunan Nikos Zisis oldu. CSKA'dan gelen Sokolov ve Kurbanov'un da kadroya eklendiğini düşünürsek Rus temsilcisi, bırakın grubu, kupanın önemli favorilerinden. Tek soru işareti ise Yunan Milli Takımı ile hayal kırıklığı yaşayan koç Trinchieri'nin takımı nasıl oynatacağı.

Maccabi Bazan Haifa: Avrupa Arenası'nda geçmişte hiçbir başarısı bulunmayan İsrail temsilcisi geçtiğimiz sezon İsrail Ligi'ni sürpriz bir şekilde kazanarak dikkatleri üzerine çekti. Geçtiğimiz sezonki kadronun temellerinden sadece Donta Smith'i bu sezona taşıyabildiler. Yeni gelenlerin uyumunun nasıl olacağı belli değil. Tam bir kapalı kutu. Grupta söz sahibi olabilecek kapasitede değiller. 

Euroleague 2013-2014 Sezonu Değerlendirmesi: C Grubu

Bayern Münich: Spor kulübü olma yolunda adımlarını daha da sağlam atmaya başlayan Bayern Münich basketbola yatırımlarının sonucunu bu sezon Euroleague'de oynamaya hak kazanarak almaya başladı. Yabancı oyuncu anlamında çok başarılı bir transfer sezonu geçirmeseler de, yerli oyuncu olarak Alman Milli Takımı'nın oyunkurucusu Heiko Schaffartzik'i renklerine bağladılar. Stefan Hamann, Lucca Steiger, Robin Benzing, Demond Green, Yasin Idbihi'den oluşan kaliteli sayılabilecek ancak Euroleague için pek de yeterli olamayacak bir Alman oyuncu kadrosuna sahipler. Boris Savovic ve Nihad Djedovic gibi iki eski Galatasaray'lı oyuncuyu kadrolarına kattılar. Takımın en önemli ismi ise ABD'li uzun Deon Thompson. O da Alba Berlin'den kaçanlar kervanına katılıp, Bayern Münich ile anlaşmıştı. Bu sezon tahminen Top 16'yı hedef almışlardır ancak oraya ulaşmaları pek de kolay görünmüyor.


Galatasaray Liv Hospital: Ergin Ataman yönetiminde ve Carlos Arroyo önderliğinde geçen sezonu TBL şampiyonu olarak kapatan Galatasaray, bu sezona da iyi başladı. Bu sezon TBL'deki ilk maçta Anadolu Efes'i darmaduman ettiler ve iyi bir görüntü sergilediler. İki sezon önce Oktay Mahmuti'nin yönetiminde Euroleague'de başarılı performanslar çıkarmış, taraftarının yarattığı sinerji ile de çok güzel maçlar izletmişlerdi bize. Bu sezon da aynısının, bu sefer daha da kaliteli bir kadroyla gerçekleşeceğine kesin gözüyle bakıyorum. Kadroya Sinan Güler, Nathan Jawai ve Zoran Erceg eklediler. Çok iyi hamleler yaptılar, gereksiz işlerden kaçındılar. Carlos Arroyo önderliğinde iyi işler yapacaklardır, bu sezon birçok maçı keyifli bir şekilde izleyeceğiz tahminen. Tek sıkıntı, Euroleague seviyesinde biraz yetersiz bir pota altı sertlikleri var gibi geliyor bana. Furkan Aldemir'e bu konuda çok iş düşecektir. Yine de benim için şu anda en iddiali Türk takımı konumundalar.

14 Ekim 2013 Pazartesi

Euro Cup’ta Pınar Karşıyaka ve E Grubu

Khimki Moscow Region: 2012’de bu kupayı müzesine götüren, geçtiğimiz sezon ise Euroleague’de TOP16 yapan Rus ekibi kupanın iddialı takımlarından. Her ne kadar Euroleague elemelerinde ilk turda beklenmedik bir Oostende yenilgisi alsalar da bu onların potansiyeli için bir ölçü değil. Geçtiğimiz sezonki kadrodan iki önemli eksikleri var: Bu sezon Beko Basketbol Ligi’nde izleyeceğimiz Zoran Planinic ve Vitaly Fridzon. Fakat Sergey Monya’nın önderliğinde Loncar, Augustine, Davis, Koponen gibi isimlerin yanına Marko Popovic, Mike Green ve Mickael Gelabale’in de katılımıyla kurulan kadro alışma sürecini aştığında kupanın en büyük adayı konumuna gelebilecek kalitede.
                              
CSU Asesoft Ploiesti: Müzesinde eski formatıyla 2005 yılında kazandığı Euro Cup kupası bulunduran Ploesti geçtiğimiz sezon Eurochallenge’a grup aşamasında veda etti. Ülkelerinde son 10 yılda 9 şampiyonlukları var; ama yurt dışında 2005’teki başarıyı tekrarlayabilmiş değiller. Kupayı kaldıran takımda yer alan kaptan Catalin Burlacu ilerleyen yaşına rağmen hala 40 dakikaya yakın oyunuyor ve takımın en etkililerinden. Geçtiğimiz ay Finlandiya ile Eurobasket2013’te dikkat çeken Gerald Lee ise onun pota altındaki yükünü azaltmaya çalışacak. Geçen sezonki play-off serisinin yıldızı Ganalı Alhaji Mohammed de skor yükünü çekmekte. 3 numara için alınan Jonte Flowers’ın takıma katkısı ise sıralamadaki yerlerini belirleyecek. Yine de böyle bir grupta Romen ekibinin zirveyi zorlaması mümkün değil gibi. Üçüncü olup bir üst tura yükselmeleri bile onlar için önemli başarı olur.

Euroleague 2013-2014 Sezonu Değerlendirmesi: B Grubu

Anadolu Efes: Haftasonundaki Galatasaray Liv Hospital maçını izledikten sonra eski günlerinde olmayan bir Anadolu Efes ile karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz. Özellikle pota altında ciddi bir güç kaybı var gibi görünüyor. Şu an takımdaki beş numaralar aylardır kayıpları oynayan Semih Erden-Stanko Barac ikilisi ve hala kayıpları oynuyorlar. Son olarak da yaşadığı talihsizlik ardından Kerem'in parkelere ne zaman ve nasıl döneçeği merak konusu. Bunun dışında kısa rotasyonunda da geçen sezonki kadroya oranla bir yetersizlik var gibi. Tabii daha değerlendirmek için çok erken, hemen bir maçta her şey anlaşılmaz, belki de gençlerle birlikte yeni bir kimya oluşturacaklar ama yine de bu sezon Top 16'dan ötesini beklemiyorum Anadolu Efes'ten.


Brose Baskets Bamberg: Geçen sezonki kadrolarında pek bir değişiklik olmadı. Yine Top 16'yı  zorlamak isteyeceklerdir. Gruptaki bu şartlarda da ulaşmaları mümkün çünkü en azından düzenleri oturmuş bir takım. Bu sezonki en önemli transfer hamlesi Real Madrid'ten sonra, Sırbistan Ligi'nde bir-iki sezon geçiren Nikola Velickovic'i kadrolarına katmaları oldu onlar için. Gerçekten takıma faydalı olabilecek bir transfer ancak Velickovic'i sezonun başında sakatlığı sebebiyle izleyemeyeceğiz. Brose Baskets Bamberg de onun eksikliğini düşünerek geçen sezon Beşiktaş'ta izlediğimiz Damir Markota ile 3 aylık bir sözleşme imzaladı. Bunun dışında yine Casey Jacobsen, Anton Gavel gibi büyük bir dış şut tehdidine sahipler. Şutör bir takım olacakları dört numara tercihlerinden de belli. Bu sezon Bamberg maçlarında, Eurobasket'te Finlandiya'nın bize izlettiği gibi bir dolu üçlük izleyeceğiz sanırsam.

13 Ekim 2013 Pazar

Euroleague 2013-2014 Sezonu Değerlendirmesi: A Grubu

Turkish Airlines Euroleague'de yeni ve heyecanlı bir sezonun başlamasına az bir süre kaldı. Biz de 3 takımla ve iddialı bir şekilde katıldığımız sezon öncesi takımların son durumunu değerlendirdik. Sözü çok uzatmadan ilk grupla başlıyoruz:

A Grubu

Budivelnik Kiev: Eurobasket 2013'teki başarılı performansıyla, Dünya Şampiyonası vizesi alan Ukrayna'nın şampiyonu Euroleague'de oynamaya hak kazanan ilk Ukrayna takımı oldu ve bu sezon A Grubu'nda mücadele edecekler. Kadrolarında Ukrayna'lı oyuncular çoğunlukta. Ukrayna Ligi'nden rakipleri Azovmash'tan dört, BC Donetsk'ten üç oyuncu milli takım kadrosunda iken Budivelnik Kiev'de Ukrayna Milli Takımı'nı temsil eden kimse yoktu. Dört tane A.B.D'li oyuncuya sahipler ancak hepsi vasat oyuncular denebilir. Bir ara NBA'de forma giyen DaJuan Summers ve geçen sezon devre arasında Beşiktaş'a katılan Ricky Minard takımın en çok beklenti içinde olduğu oyunculardan. Ancak takımın en dikkat çeken oyuncusu tabii ki de eski Fenerbahçe'li Darius Lavrinovic. Son iki-üç sezondur eski performansında olmasa da Budivelnik Kiev'in ondan ne istediği çok açık ; Takıma liderlik etmek. Sürpriz bir şekilde Fransa şampiyonu olup Euroleague'e katılmaya hak kazanan JSF Nanterre ile birlikte grubun iki zayıf takımı gibi görünüyorlar ancak belki de genç Partizan Belgrad'ı geçmeleri mümkün olabilir.

6 Ekim 2013 Pazar

Türkiye Kupası'nda favoriler finallerde

Spor Toto Erkekler Türkiye Kupası'nda grup müsabakaları A Grubu dışında tamamlanırken, gruplarda bir sürpriz yaşanmadı ve favori ekipler Sekizli Final'e yükseldiler. Geçtiğimiz hafta içinde Edirne'de oynanan C Grubu'nda rakiplerine üstünlük sağlayan Fenerbahçe Ülker ve Tofaş sekizli final vizesi alan ilk 2 takım olurlarken, bugün de B ve D gruplarının kazananları belli oldu. B Grubu'nda 3 maçını da kazanan Galatasaray Liv Hospital liderliği elde ederken, finaller için diğer bilet de Beşiktaş İntegral Forex'in oldu. Mersin'deki D Grubu müsabakalarında ise ikinci gün aldığı Anadolu Efes galibiyeti ile liderliği garantileyen Türk Telekom zirvede yer alırken, bugün ikincilik maçında Mersin BŞB karşısında zorlanmayan Anadolu Efes grubun ikinci sekizli final biletinin sahibi oldu
 
 
Spor Toto Türkiye Kupası'nda sekizli finallerde yer alacak son iki takımı belirleyecek A Grubu maçları ise yarın Gaziantep'te başlayacak. Ev sahibi ekip yanında Banvit, Pınar Karşıyaka ve Trabzonspor'un yer alacağı grupta ilk 2 sırayı alacak takımlar finallerde yer alma hakkı elde edecekler.

3x3 Basketball'da şampiyon Brezovica

3x3 Basketball Dünya Turu organizasyonunun final ayağı İstanbul'da tamamlandı. Bizim de haftasonu final maçlarının bir kısmını Beşiktaş İskele Meydanı'nda canlı olarak izleme fırsatı bulduğumuz organizasyonu Sloven Team Brezovica kazanırken, seyir zevki yüksek estetik smaçlara sahne olan smaç yarışmasının galibi Polonya'lı Rafal Lipinski oldu.

5 Ekim 2013 Cumartesi

Fotoğraflarla Fenerbahçe Ülker - Oklahoma City Thunder maçı

 

NBA Clinic'te Vlade Divac ile buluştuk

 
NBA'in 2013-2014 sezonu öncesi açılış niteliği taşıyan NBA Global organizasyonu kapsamında Avrupa turnesinin ilk durağı İstanbul oldu. Organizasyonun yapısı gereği İstanbul'daki Fenerbahçe Ülker - Oklahoma City Thunder maçı öncesi çeşitli aktiviteler gerçekleşti. Biz de Technical Faul olarak NBA Clinic organizasyonuna davet edildik. Davet geldiğinde aslında ne yapacağımızı tam olarak bilmesek de "NBA aktivitesinin kötüsü olmaz" diyerekten çıktık yola.



Beşiktaş Anadolu Lisesi içine kurulmuş Garanti Arena'da güzel bir basketbol ortamı kurulmuştu. Gözler bir gün öncesinden öğrendiğimiz Vlade Divac ve Peja Stojakovic'i ararken, gelen digger blogger arkadaşlarla tanışma fırsatı bulduk. Sonrasında Henry Utku ile kısa bir antrenman yaptık. Kendi adıma uzun süredir elime basketbol topu değmemiş olmamasının eksilerini fazlasıyla farkettiğimi söyleyebilirim. Tribünde izlemekle olmuyor, parkeye de inmek lazım arada :-)
Derken Vlade'yi gördük uzaktan. Haliyle dikkat çekiyordu. "Cidden uzunmuş ya bu adam" dedik. Antrenman ardından kısa bir nefes alıp yanına gittik. Kısa bir sohbet oldu. Basketbol ekseninde çeşitli sorular sorduk, o da yanıtladı. Muhtelen bu tip söyleşilerin ilk sorusu olan Robert Horry'nin üçlüğüyle ilgili soruya "üzüldüm" demekle yetinirken, Sıbristan'ın eski günlerine döneceğine inandığını, en iyi basketbolcuyu Lebron, en iyi Avrupalı'yı ise Nowitzki olarak gördüğünü belirtti. Technical Faul'ün soruları ise gençlerle ilgiliydi. Sırbistan milli takımı için Stefan Peno'yu, Avrupa'nın genelinde ise Berzins'i beğendiğini belirtti. Gençlerin ülkelerinde kalmayıp bir an önce büyük kulüpleri tericih etmesine ilişkin soruya cevabı ise "that's money business" şeklinde bir cevap verdi. Avrupa ve NBA basketbolu arasında da çok bir tercih yapamadı. "İkisinin de farkı özellikleri var" dedi. Son olarak da o bize Türkiye'yi, Türkiye'deki iddialı takımları sordu. Türkiye basketbolu ilgili Hido ve birkaç NBA'li dışında ciddi bir bilgisi yoktu. Biz de ona kısa bir bilgilendirme yaptık. Sonrasında da güzel bir fotoğraf çekip vedalaştık.
 
 
Genel olarak güzel bir 1.5 saat geçirdik. Hem basketbolu sevenler ve yazanlarla hem de Divac ve Henry Utku ile tanışmış olduk. (Peja da geleydi iyiydi tabi) Bize bu fırsatı tanıyan Garanti'ye ve bizleri bulup irtibata geçen Dekatlon'a da bu fırsatla teşekkürü borç biliriz.